Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ahmet'in Hurileri
Çanakkale madde ile mananın, Hilal ile salipin çarpıştığı, süngünün gururu önünde çeliğin gururunun diz çöküp kırıldığı yerdir. Çanakkale nice Tuvana yiğitlerin vatanı, ırzı ve namusu için toprağa düştüğü, "Hasta Adam" olarak nitelendirilen bir milletin "Allah Allah" deyip doğrulduğu yerdir. Çanakkale, Nusret mayın gemisinin süvarisi Nazmi Kaptan'ın, şehadet şerbetini içen Hakkı Kaptan'ın, 270 kg'lık mermileri sırtında taşıyan Edremit'in Çamlık köyünden Mehmet oğlu Seyit'in, Rumeli Mecidiyesi'nde takımı ile şehit düşen Yahya Çavuş'un ve daha nicelerinin destanıdır. Çanakkale, Türk milletinin gönlüne "Anafartalar Kahramanı" olarak taht kuran; ölüme meydan okuyan, kazandığı zafer ile Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan Mustafa Kemal'in "Yedi Düvel"e ders verdiği yerdir. Çanakkale canlarını ve kanlarını hiç çekinmeden sebil gibi kaıtan kefensiz kahramanlara devletinden önce türbesini yapan, bu muhteşem türbeye türbedar olarak da "Yedi Kandilli Süreyya"yı uzatarak nurlandıran vatanımızın gülü, "İstiklal"imizin bülbülü, Mehmet Akif'in zirveleştiği yerdir.
Sayfa 222
Çanakkale'nin "geçilmezliği" sadece 18 Mart Deniz Zaferi'yle değil, sonraki kara muharebeleriyle tescil edilmiştir ve kara muharebelerinin tartışılmaz yıldızı Mustafa Kemal Bey'dir. Buna rağmen bir kesim ısrarla, "Çanakkale'de Mustafa Kemal'in adı yoktu, deniz savaşında yoktu, başında yoktu, sonunda vardı" diyor. Herhalde fundamentalist duygularla Türkiye'nin laik önderi hafızalardan silinmek isteniyor diye de düşünülebilir. Oysa onun kişiliğinde hiç unutulmayacak husus askerliktir. Osmanlı ordusu bir taraftan deniz muharebeleri yaparken diğer taraftan da ziyadesiyle önem verdiği karada yapılacak bir muharebe için hazırlıklarını sürdürmüştü. Bu savaşta Türk ordusunun genç ama tecrübeli ve bilgili kurmay grubunun Çanakkale'de toplandığı görülür. Onlardan biri de Mustafa Kemal Bey'di. Kendisi burada tarih sahnesine çıktı ve kurtuluş mücadelesinin başına geçmesi sürecinde bu cephedeki başarılarının önemi büyüktür. Zira "Anafartalar Kahramanı" olarak tanınıyordu. Nihayetinde Britanya İmparatorluğu kuvvetleri 9 Ocak 1916'da Çanakkale'den tahliye edildi. Aynı günlerde Mustafa Kemal Bey üstün başarıları dolayısıyla Altın Liyakat Madalyası ile taltif edildi.
Sayfa 84 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
Müttefikler için bu savaş «Çanakkale Faciası» demekti. Halbuki Türkler için zaferdi ve zaferin tacı da Gelibolu'ydu. Bu parlak zaferi, İngiltere ve Fransa'nın ortak donanmalarına karşı, tek başına bir Türk kazanmıştı. Evet, Müttefikler için bu gerçekten bir faciaydı. Boş yere hayat ve servet kaybetmişlerdi. Türkler için durum böyle değildi. Çünkü, savaştan delik deşik olmuş Gelibolu yarımadasından yeni bir savaş galibi, Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşa çıkmıştı. Türk tarihinde bir defa daha millî bir lider yetişmişti. Öyle bir lider ki, kendinden önce millete, hiçbir Türk'ün yapamadığı şekilde milli ruhu estirmiş, uyandırmıştı.
Sayfa 63 - Tercüman GazetesiKitabı okudu
Çanakkale zaferini kim kazanmıştır?
Bu zaferi sadece Mustafa Kemal'e bağlamak doğru mudur? Çanakkale Savaşı'na Türk ordusu kazanmıştır. Mustafa Kemal de bu ordunun komutanlarından birisidir. Komutanların üstün sevk ve idare becerileri yanında Mehmetçiğin o komutanlara kesin ve mutlak itaati başroldedir. Elbette zafer sadece ona bağlanamaz. Deniz muharebelerinde ağırlıklı olarak mayınların döşenmesini sağlayan denizcilerin becerisine, karadaki topçuların başarısı eklenmelidir. Ayrıca cephenin Seddülbahir kesiminde çıkan kuvvetleri Alatepe önünde durduran bütün komutan ve askerlerin katkısı büyüktür. Onlar üstün cesaret ve feragat göstermeselerdi; arkadaşları da onlara eşlik etmeselerdi, belki de cephenin kuzeyinde savunan kuvvetlerin başarılı olması bir anlam ifade etmeyebilirdi. Bu yüzden herkesin hakkı teslim edilmelidir. Bütün bunlar gerçek olmakla birlikte, cephenin kaderi üzerinde doğrudan etkisi olan kişi Mustafa Kemal'dir. Yukarıda anlatıldığı üzere sadece 25 Nisan'daki ilk çıkarma günü değil, aynı zamanda 6 Ağustos'tan itibaren meydana gelen gelişmelerde yaşananlar bunun göstergesidir. İngiliz birliklerinin bütün cephe boyunca taarruz ederken Anafartalar bölgesine çıkardığı bir kolordu kadar kuvvete karşı büyük sorumluluk alarak sevk ve idareyi gönüllü olarak üstlenmesinin değeri tartışılmaz büyüklüktedir. Bir gün sonra 10 Ağustos sabahı alacakaranlıkta düşmekte olan Conkbayırı'nda yaptırdığı süngü hücumu tepeyi kurtarmakla kalmamış, savaşın kaderini de doğrudan belirlemiştir. Önemini çok erkenden kavradığı omurga değerindeki arazinin en kritik kesimini elde tutarak düşmanı başarısızlığa mahkûm etmiştir.
Sayfa 109
"Kartal istimbotundandan Karaköy'de inen Mustafa Kemal, Pera Palas Oteli'ne giderek, resepsiyonda kendisine bir oda verilmesini ister. Pera Palas, o yıllarda İstanbul'un en pahalı otelidir. Cebindeki para da zaten otelde bir hafta kalmasına yetecektir. Odasının bedelini karşılayacak maddi gücü tükenince, Halep'te tanıştığı Selma ve Salih Fansa çiftinin Beyoğlu Hava Sokağı'ndaki evine gidecektir. O halde, yanıtını almamız gereken soru şudur: Bunu neden ilk gün yapmadı da gidip en pahalı otel olan Pera Palas'a yerleşti? Üstelik, İstanbul'da çok daha düşük ücret ödeyerek kalacağı oteller varken!.. Sorunun yanıtı o gün Pera Palas Oteli'nin lobisinde bizi beklemektedir. İşgal ülkelerinin generalleri de aynı gün otele yerleşmekte, binayı karargaha çevirmektedir. Bunu bilen Mustafa Kemal, özellikle Pera Palas'a gider ve oturma salonundaki mağrur işgal generallerinin görebileceği bir koltuğa oturur. Hepsi de, karşılarında dikilen Türk subayını çok iyi tanımaktadır. Çanakkale'yi geçilmez kılan Anafartalar Kahramanını unutmaları olası değildir. Rüyalarına giren bu cesur yürek "Siz geldiyseniz ben de buradayım" derecesine tam karşılarında durmakta, korkusuz ve kararlı bakışlarıyla psikolojik savaş uygulamaktadır. Mustafa Kemal'in Pera Palas Oteli'nde kaldığı bir hafta, Kurtuluş Savaşı'nın da ilk cephesidir. Kurtuluş Savaşı'nın ilk zaferi Pera Palas'ta verdiği psikolojik savaşla kazanılmıştır."
Ama ileride bir gün Mustafa Kemal bu Anafartalar Zaferi için: ''Bu zafer aslanlar gibi dövüşen, öl dediğin yerde ölmesini bilen, süngüsünü çekip düşman hatlarını geçen Türk askerlerinin, Mehmetlerin zaferidir.'' diyecekti.
Elips Kitap
Reklam
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK KRONOLOJİSİ 1881 yılında Selanik kentinde doğdu. 1896–1899 yıllarında Manastır Askerî İdadi’sini bitirip, İstanbul’da Harp Okulu’nda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi’ne devam etti. 11 Ocak 1905’te yüzbaşı rütbesiyle akademiyi tamamladı. 1905–1907 yılları arasında Şam’da 5. Ordu
Sayfa 128Kitabı okudu
18 Mart Çanakkale Zaferi yıldönümü anma töreni
O günkü törende çelengi koyacak yer bulunamayınca hemen Atatürk'e koştular: -''Paşam,bizim çelengi nereye koyalım?"diye sordular. Tarihin en korkunç savunma ve hücumunun geçtiği alanda,o günleri yaşar gibi dalgın gözlerle ufka bakan Anafartalar Kumandanı,kendisinden cevap bekleyen Vali,komutan ve beraberindekilere dönüp: -"Türk kanıyla sulanmış bu toprakların her köşesi,bir Türk abidesidir.Çelengi nereye isterseniz oraya koyun,fark etmez."dedi.