Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anadolu'dan gelenler önce açlık felaketiyle karşılaşmış. Çoğu yollar­da, gemilerde ölmüş. Öleni gömmüşler, öleni denize atmışlar... Sağ kalanlar da buralara uyamayıp ölüp gitmiş. Ben burada doğdum. Tam kendimizi toplamak üzereydik. İtalyanlar I939'da buraları işgal etti. Lazlar, Trabzonlu Pontuslar, Anadolu'nun diğer yerlerinden gelenler Yunan komünistleriyle birlikte dağa çıktı. Patizan savaşı verdi, halyanları kovduk, Almanlar geldi. Almanları attık başımızdan; üç yıl sü­ren o kokunç iç savaş başladı. Camiyi İtalyan askerleri, ilkokulu Al­man askerleri yaktı. Patizan olan altı ailenin evini iç savaşta Yunan askerleri yaktı. Ben o zamanlar 11-12 yaşlarındaydım. Yangınları, ölümleri gözlerimle gördüm. Gitsin de gelmesin bir daha o günler!"
Bakış Acısı
Hanife Mert Hanım'ın 4 bölüm 400 sayfadan oluşan #BakışAcısı eserini #okudum. Bu eseri okumadan önce #DüşBatımı eserini okumanızı tavsiye ederim. Her ne kadar ayrı eserler olarak algılansa bile birbirinin devamı olduğunu belirtmek isterim. ️️️️️️️️️️️️️️️️ Eser zamanlar arasında geçişlerle 1984 yılları ve 2004 yılları arasında zaman
Reklam
Artık zararsıza güzel diyoruz, faydalıdan geçtik. -Bir Zamanlar Anadolu'da (2011)🎬
180 syf.
10/10 puan verdi
Mehmet Uluğtürkan
Mehmet Uluğtürkan
Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a çıkmasıyla başlayan Milli Mücadele dönemi, bütün imkânsızlıklara rağmen bir devletin baştan yaratılmasının hikayesidir. 19 Mayıs 1919'dan 23 Nisan 1920 tarihine kadar geçen on bir aylık süre boyunca fiilen devletsiz kalan Anadolu halkı, üç yıl boyunca devam eden
Rüsumat
RüsumatMehmet Uluğtürkan · İnkılap Yayınevi · 202353 okunma
Taraz'daki İstanbul Restoran'da yemek yiyoruz. Buralarda her şehirde Türkiye'den gelen Türkler var. Yabancı olmanın, gezgin olmanın en zor yanlarından biri de damak tadınca yemek yiyememektir. Öyle zamanlar olur ki, insan ne bulursa yemeğe başlar, henüz hiçbirimiz o noktada değiliz. Erzurumlu Süleyman Ustanın döneri çok güzeldi gerçekten. Taraz şehrinin bittiği yerde Ayşe Bibi Türbesi'ne sapıyoruz. Anadolu'dan binlerce kilometre uzakta, buram buram Anadolu kokan bir coğrafya burası. Türbe buralardaki kutsal mekânlardan biri. Gün boyu ziyaretçisi eksik olmuyor. Biz ayrılırken türbeyi ziyarete belen iki Ahıska Türkü ile ayaküstü sohbet ediyoruz. " 1944 yılında vatanımızdan olduk, darmadağın ettiler hepimizi. Sibirya'dan tutun da Karadeniz kıyılarına kadar bir yerde rastlarsınız bizimkilere. Hiç bitmedi göç etmemiz, biz sürgün geldik, şimdiki nesiller göç ediyor. Yakınlarımızdan bir kısmı Türkiye'ye giderek Bursa'ya yerleştiler. Selam edin onlara, Türkiye'ye selam." Onların bu sözlerine, Ayşe Bibi'nin türbesinde yanık bir sesin okuduğu Kur'an-ı Kerim karışıyor. Susuyoruz. Duygularimiz iç içe geçiyor, baktıklarımızdan ve gördüklerimizden bambaşka şeyler algılıyoruz ve yaşıyoruz.
Sayfa 60
342 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
neokudum #novellaneokuyor #ҽɱҽƙƈ̧ƈ̧ιιιιʅʅʅʅʅҽɾιιιιιɱιιιιιȥιιιιɳɠϋɳϋ YAŞAR KEMAL’İN BİTKİLERİ Yalnız bizim Anadolu mu Tüm insanoğlu yaşamının Her yanına önüne bir çiçek takmıştır . İnsan oğlunun adı , çiçekli insanoğlu olmalıydı. İçerisinde birbirinden farklı farklı bitkilerin bilimsel adı teknik özellikleri ve Yaşar Kemal’in hangi
Yaşar Kemal'in Bitkileri
Yaşar Kemal'in BitkileriSinan Cömert · Vagon Kitap · 08 okunma
Reklam
126 syf.
9/10 puan verdi
Ümmetçilik mi, Türkçülük mü?
Pantürkizm, Balkanlardan Asya steplerine kadar uzanan geniş coğrafyada yaşayan Türklerin birliğini yani "Büyük Türk Birliği" ilkesini savunan, temsilcisi olmaktan onur duyduğum izmdir. Pantürkizm, İslam sosu başta olmak üzere bütün izmlerden arındırılmış saf Türklüğü tanımlar. Gurur duyduğumuz Teşkilatı Mahsusa'nın da kuruluş
Üç Tarzı Siyaset
Üç Tarzı SiyasetYusuf Akçura · Ötüken Neşriyat · 20182,287 okunma
Biz sofraya oturur oturmaz, kapı açıldı. İçeriye Kafkasyalı bir grup girdi. Çok parlak kostümleri vardı. Kurşunları göğüslerinde, geniş omuzlu, ince bellerinden hançerler sarkan, uzun, siyah çizmeli bir gruptu. İnsan, onların hemen dans etmeye başlayacaklarını bekliyordu. Fakat, onlar dönüp insana bakmıyorlardı bile. Evet, bu fevkalâde yapılı
Bir Zamanlar Anadolu'da filminin oluşum sürecinde yaşadıklarım bana gösterdi ki, geçmiş, yaşadığımız zamandan daha dayanıklı ve daha süreklidir. Şimdiki zaman parmaklarımızdan akıp gitse de, asıl ağırlığına anılarımızda kavuşmakta ve "içinde yaşadığımız zaman, ruhlarımıza, zaman içinde kazanılmış deneyimler olarak yerleşmektedir." (Tarkovski.)
Yeryüzü, mühendislerin kesin delillerle ispatladığı gibi felekler âlemi karşısında o kadar küçüktür ki, sanki daire içinde bir nokta olup onun büyük bölümünü ya su kapladığından ya da aşırı sıcak veya soğuk sebebiyle yerleşilemez durumdadır. Kara parçalarının tümü ise yer kürenin oldukça küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Bununla birlikte,
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.