Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Demem o ki mesafemiz uzun. Ümitsiz yaşanmaz, o halde yol varsa yürünecek, yoksa açılacak. Hiç birini başaramadıysak eğer, yol olunacak.
Demem o ki mesafemiz uzun. Ümitsiz yaşanmaz; o halde yol varsa yürünecek, yoksa açılacak. Hiç birini başaramadıysak eğer, yol olunacak.
Sayfa 70 - Eşik YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Apo'ya Operasyon
Bu tarihten sonra Apo'yu öldürme plan ve faaliyetlerinin ba-şında Eymür yer alıyor, her ne hikmetse plan son anda MİT'ten birilerinin (!) Apo'ya haber vermesi sonucu neticesiz kalıyordu. Bunlardan birini, Gazeteci Necdet Pekmezci "Yeşil” adlı kitabının 59. sayfasında şöyle yazıyordu: "Abdullah Öcalan, siyasi yatırım
Kadının yalnızca iffetle bir değeri vardır; onun şerefi kocasının sadakatindedir; birini kaybederken diğerini de kaybetmeyi nasıl göze alabilir ki? Eşler birbirleri için tanrısallığın temsilcisidir; onların birliği, onların dinini meydana getirir: Her tür çokeşlilik bir çoktanrıhlıktır, çelişik bir fikirdir, imkânsız bir şeydir.
Benim suç ortağımdın. Biz geçecektik bu dünyanın üzerinden, sen ve ben. Yaşam bizim oyunumuz olacaktı. Köşe başındaki bir tehlike gibiydin sen. Ben köşe başını aldım senden. Şimdi ikimizin de kalbi ucu kırılmış bir bıçak gibi. Körelmiş ve pas tutmuş. Ve son kez aynı sigaradan içimize duman çekiyoruz. Her zaman mağlup olduğumuzu biliyorduk, birbirimize kalışımızdan belki. Birbirimizin zaferi olsaydık eğer, sen de biliyorsun, diğerleriyle yarışmak zorunda kalmazdık. Her öpüşümüz ve sarmaş dolaş uykularımız birbirimize açtığımız başka kurşun yaralarıydı. En çok kanatan kazanır sandık. Kan kaybederken birbirimize aşkla bakıyorduk bunun bir hastalık olduğundan habersizce. Beni hep birbirimize uzun uzun baktığımız o sıcak nemli günlerdeki gibi hatırla, iskelede otururken, ayaklarımızı sallarken ve bir bardak buzlu çay içerken. Ve iskeleden birlikte atlayacak birini sev kendine, bu defa ölmek için olmasın. Veya öldürmek.
Ansel RogersKitabı okudu
Benim suç ortağımdın. Biz geçecektik bu dünyanın üzerinden sen ve ben. Yaşam bizim oyunumuz olacaktı. Köşe başındaki bir tehlike gibiydin sen. Ben köşe başını aldım senden. Şimdi ikimizin de kalbi ucu kırılmış bir bıçak gibi. Körelmiş ve pas tutmuş. Ve son kez aynı sigaradan içimize duman çekiyoruz. Her zaman mağlup olduğumuzu biliyorduk, birbirimize kalışımızdan belki. Birbirimizin zaferi olsaydık eğer, sen de biliyorsun, diğerleriyle yarışmak zorunda kalmazdık. Her öpüşümüz ve sarmaş dolaş uykularımız birbirimize açtığımız başka kurşun yaralarıydı. En çok kanatan kazanır sandık. Kan kaybederken birbirimize aşkla bakıyorduk bunun bir hastalık olduğundan habersizce. Beni hep birbirimize uzun uzun baktığımız o sıcak nemli günlerdeki gibi hatırla, iskelede otururken, ayaklarımızı sallarken ve bir bardak buzlu çay içerken. Ve iskeleden birlikte atlayacak birini sev kendine, bu defa ölmek için olmasın. Veya öldürmek. Vazgeçmiyorum, korkma. Tökezleyerek de olsa sözümü tutuyorum. Kapına kadar koştuğum anlar olmuyor değil ama kapıyı çalmadan geri dönüyorum. Sadece, bazen, saatlerce o kapının önünde oturuyorum.
Sayfa 394Kitabı okudu
Reklam
* Yol varsa yürünecek, yoksa açılacak. Hiç birini başarmadıysak eğer, yol olunacak. *
Demem o ki mesafemiz uzun. Ümitsiz yaşanmaz, o halde yol varsa yürünecek, yoksa açılacak. Hiç birini başaramadıysak eğer, yol olunacak.
Denizaltı reaktör kazaları arasında iki kaza öne çıkıyor. 4 Temmuz 1961 tarihinde Sovyet balistik füze denizaltısı K-19'da reaktörün soğutma sisteminde ciddi bir kaçak meydana gelerek soğutucu pompaların tamamen arızalanmasına neden oldu. Reaksiyonu nötrleştirmek için çekirdeğe kontrol çubukları sokulmuş olsa da bozunma ısısı ( enerji kaybederken ısı oluşturan radyoaktif izotopların bozunma süreci - Dünya'nın çekirdeğindeki ısıya önemli katkıda bulunan şeyin aynısı ) içerdeki sıcaklığı 800°C'ye kadar yükseltti. İnşaat sırasında, bir kaynakçı soğutucu borulardan birinin üzerine lehim parçası düşürerek mikroskobik bir çatlağa neden olmuştu. Bir eğitim çalışması sırasında, bu çatlak basınç altında patlayarak açıldı. Kaptan Nikolai Zateyev, havalandırma vanalarından birini kesip bunun üstüne su borusu kaynaklayarak reaktör için geçici bir soğutma sistemi yapmaktan başka seçeneği olmadığını fark etti. Mürettebattan Alexander Fateyev daha sonra, "Bir Çernobil yaşamış olabilirdik, sadece 30 yıl öncesinde" diye anlatacaktı. Bu acil durum çözümü işe yaradı; ancak borular üzerinde çalışmak üzere reaktör kompartımanına giren altı cesur adam haftalar içinde radyasyon zehirlenmesinden dolayı hayatlarını kaybettiler.
Sayfa 30
Birini kaybederken...
Ben... ben sadece bir şeyi anlamıyorum, nasıl... nasıl bir insan bunu yapabiliyor, o anlarda nasıl onunla birlikte ölmeden durabiliyor... nasıl oluyor da ertesi sabah bir uykudan uyanabiliyor ve dişlerini fırçalayabiliyor ve bir kravat takabiliyor...
Reklam
Ama az önce söz ettiklerimize dönersek, anlamış olanların genellikle hayatta başarısızlığa uğramış kişiler olduğunu kabul etmek gerek. Başka bir vaka hatırlıyorum, Doğu Avrupa ülkelerinin birinde çok zengin olmuş birini. Her şeyini kaybedince, bir tavanarasın-da yaşamaya başlamıştı. Bir keresinde bana olağanüstü bir şey söyledi: "Komünist rejim elimdeki her şeyi aldı, ama ona minnettarım, çünkü her şeyi kaybederken Tanrı'yı buldum." Manevi ilerleme için başarısızlığın neden elzem olduğunu görüyorsunuz. Başarısızlık çok önemli ve verimli bir felsefi tecrübedir.