Sizlere benim için son derece önemli, izlediğim zaman bende pek iz bırakan çok değerli, bazılarını çok da bilmediğinizi düşündüğüm, kimisini ders konusu olarak da işlediğimiz, üzerinde analiz yapa yapa ilerlediğimiz birbirinden değerli filmleri, yönetmenleri ile birlikte paylaşmak istiyorum.Ufak tefek fikirlerimi sizlerle paylaşıp, aktarımlar
Martıları Seven Adam ‘ı uyku tutmamış, yatağında dönüp duruyordu. Çünkü onu martılardan daha mutlu eden tek bir şey vardı, o da Fransız Teğmenin Kadını Patrice’ydı ve onu düşlerken gözüne uyku girmiyordu. Hava aydınlanırken
Tolstoy bisiklet sürmeyi öğrendiğinde tam 67 yaşındaydı. Bugün"Tolstoy'un Bisikleti" diye bir kavram vardır.. Ve "hiçbir şey için geç değildir" anlamına gelir.
Günaydın 1K.
Edit: Kimse yaptıklarımı yapmasın:) En çok da 1. Şık. Bu bir hayal. Yalnız hayal edin:)
Bu gün sizinle bir sırrımı paylaşmaya karar verdim. Ama yargılayacak olanlar yazmasın, yorumu kaldırırım.
Ölmeden önce yapmak istediklerim listesi var aklımda. Hiç bir yere kaydetmedim. Buraya yazacağım ki, her satrım gibi burada dursun.
• Çocuğunuz;
– Varsın, bir çivi bile çakamasın… ama, dersleri iyi olsun.
– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın… ama, matematiği düzgün olsun.
– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin… ama, notları yüksek olsun.
– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın… ama, fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın, ağlayan bir
Tolstoy bisiklet sürmeyi öğrendiğinde 67 yaşındaydı bugün "Tostoy'un bisikleti" diye bir kavram var. "Ve hiçbir şey için geç değildir." anlamına geliyor
Kapitalizm Bisikleti sevmez. Çünkü bisiklet sürmek ekonomi için kötüdür...Bisiklet süren otomobil almaz, dolayısıyla akaryakıt da almaz, kasko yaptırmaz, MTV ödemez, arabayı servise götürmez, lastik almaz ve işin kötüsü sağlıklı olur, sağlıklı insan doktora gitmez, ilaç almaz...
Hayallerime tutunuyorum ben. Umudum var çünkü. Mucizelere inanan çocuk ruhum, dokunulmazlık sağlıyor dileklerime. İnancımı kaybettiğim gün öldüğüm gün olur. Hani o rüzgarda savrulan saçlarımla uçurum kıyılarından sonsuzluğa uzanan denizlerin ufkunu izlemelerim olacak ya... İşte o gün ilamını elime alacağım özgürlük sevdamın. Hani yaz yağmurlarında kulakcıklarımdan ruhuma akan müziğin eşliğinde orman yürüyüşlerim olacak ya..Hah, o gün benim olacak doğanın en güzel nâmeleri. Bisiklet bineceğim deniz kıyılarındakı kumsallarda. Bozacağım ezberleri. Uçurumlardan değil, bulutlardan atlayacağım rüzgarın koynuna. Bütün dünyaya rest çekeceğim, işte ben, işte hayallerim, gerçekleşiyor hayaller diyeceğim. Ve o gün yanımda olanlar, bir gün beni sonsuzluğa uğurlayacaklar bulutların göz yaşlarıyla. Çünkü ben, yağmurlarda ıslanmayı hayal ettim ya ömrüm boyunca. En büyük armağanı olsun istiyorum bana Gökyüzünün, bulutların gözyaşları. Çocuk ruhlu bir hayalperest kaybettik de, onu uğurluyoruz desin masmavi bulutlar. Denzilere kavuşsun gözyaşlarından oluşan mektuplar. Ve ben, o yağmurların her damlasıyla mühürleneğim sonsuzluğa...
Çünkü ölüme aşık yaşasam da,
Yaşamadım doya doya....
Tolstoy bisiklet sürmeyi öğrendiğinde tam 67 yaşındaydı. Bugün "Tolstoy'un Bisikleti" diye bir kavram vardır ve "hiç bir şey için geç değildir" anlamına gelir.
Tarihe Jonestown katliamı olarak geçen, Jim Jones isimli kendini dini lider olarak lanse edip 900 küsür kişinin intihar etmesiyle son bulan çılgınlığı bilir misiniz?
Reankarnasyona inanmıyorsanız muhtemelen tek bi tur binilecek gibi görünen bu bisiklet yolculuğu için, bir idea, bir görüş, bir kişi, bir saplantı nedeni her ne olursa olsun,
Hayatta her birimiz bir şeyleri başarmak için mücadele içindeyiz. Ya buna katlanır devam edersin ya da pes edersin. Yazarın da söylediği gibi 𝐚𝐜𝛊 𝐜̧𝐞𝐤𝐦𝐞𝐤 𝐛𝐢𝐫 𝐭𝐞𝐫𝐜𝐢𝐡 𝐦𝐞𝐬𝐞𝐥𝐞𝐬𝐢𝐝𝐢𝐫.
1980'lerden bu yana egzersiz sloganı olarak kullanılan "ℕ𝕠 𝕡𝕒𝕚𝕟, 𝕟𝕠 𝕘𝕒𝕚𝕟." mottosunu sadece egzersizde değil aynı zamanda hayatta başarıyı yakalamak