Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
260 syf.
·
Puan vermedi
YUSEF MASADOW / İÇİMDEKİ KENAN ÜLKESİ “Hayat aslında hepimizin bildiği bir çocuk oyunundan ibarettir... TAŞ-K/AĞIT-MAKAS. Yenilgi veyahut zafer, kendi avucumuzda değil; hayatınıza dâhil olan başka avuçların hamlelerinde gizlidir... En zayıf hâlimizde kazanır, en güçlü halimizde yeniliriz bazen. Akıl, tecrübe, temkin, cesaret, savunma, hücum; kifayetsizdir. Kaderimiz, o "bazen “de avucumuzdan kayıp gider... Tesadüf mü tevafuk mu diye bocalarken; ömrümüz, bu oyunun belirsiz eşleşmeleri ile son bulur, biter..." Tasavvuf, felsefe, iç döküş, kişisel gelişim, deneme ve tüm bu türlerin şiirsel bir üslupla anlatımı, bana kitabı kısaca anlat deseler tam olarak bunları söylerdim. Yazarın dili okuyucuyu derinden etkileyen bir üsluba sahip, o şiirsel kıvam alıp götürüyor resmen, felsefeye ilgi duyan yazar bunu tasavvuf ile harmanlamış, benlik arayışına ve hayat yolculuğuna biz okurlarını da dahil ediyor. Ben keyifle okudum ve sizlere naçizane tavsiyemdir. Kitapla kalın..
İçimdeki Kenan Ülkesi
İçimdeki Kenan ÜlkesiYusef Masadow · Karina Yayınevi · 202423 okunma
.... Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor. Biri Batılılaşma konusunda... Diğeri din konusunda... İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor. İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
Reklam
Biz insanlar, her şeyi bildiğimizi zan ve iddia ettiğimiz için hiçbir şey bilemiyorduk. Amcamın mensup olduğu aydınlar sınıfı: İki doktorası olan adamın başka bilgilere ne ihtiyacı olur? diyordu. Ben ise: Hayır, asıl icâzet, sen bu kâğıtla istediğin mevkie çıkabilirsin... diye verilen diploma değil, sen bu arınmış gönülle ulu kişilerden oldun... diye rûha verilen mânevi fetvâdır diyordum. Fakat bu fetvâyı verecek olan ağız, kendisine karşı bilgiçlik gösterenler için dilsizdir.
Sayfa 23
Bu kaçış neyin nesi? Peki ya bu muhafazakarlık? Peki ya bu merhamet? Peki ya bu iyilik? Peki ya bu dürüstlük? Peki ya bu yeniden, yeniden ve yeniden ayağa kalkmalar? Peki ya bu ölüp ölüp dirilmeler? Çünkü biz ahirete iman ederiz, Müslümanız ve biliriz ki hayat bu dünya ile sınırlı değil. Ölümü öldüremiyor, kabir kapısını da kapatamıyoruz. Öyleyse
Dokuzlama “Seni boşuna mı seviyorum sanıyorsun?”
Seni boşuna mı seviyorum sanıyorsun? Biz, ''Kâlûbelâ''da beraber değil miydik? Ben o günü hatırlayamıyorum. Sen de hatırlayamazsın. Ama, mutlaka yanyana idik. Tanrı buyruğuna beraber baş eğmedik mi? Evet demedik mi? Çünkü sensiz eksik oluyorum. Yarım oluyorum. Biz, birbirimize ''Kâlû belâ''da
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Nightbane ~☆~Alex Aster 2024 31.kitap ~°•☆ "Ah, Kalp yiyici ! Sen ve ben.... Biz sonsuzuz. Ölümün hiçbir şansı yok." ☆•°~ ☆•°~
Nightbane
NightbaneAlex Aster · Harry N. Abrams · 018 okunma
Reklam
331 syf.
7/10 puan verdi
Görmek
Herkes kör saramago uyanık. Ve virgüllü. Virgül virgül nereye kadar güzelim, Noktasız hayat mı olur? Başlattığın bu yolculuk noktalara muhtaç, yazarsın sen yazar! Kırmızı Kediye de tebrikler, virgülleri sevdiğimi fark ettim, heyt be gözlere bayram şu virgüller, ha bi de portekizliler. Ben de virgül kullanacağım ya. Sonradan kör olanlar karanlığa gömülmediklerini anlatır, petrol yeşili gördüklerini ve bazı seslerin renk olarak önlerinde canlandığını belirtirler. Beyaz bir ışığa hapsolmak saramagonun bu konuya dikkatinden kaynaklanmıyorsa metaforik bir mana gizli olabilir, röportajlara bakılabilir. Ayrıca ben her şeyin bir anda hiçbir şeye dönüşmesi durumunu dehşet olarak adlandırmaktan haz alıyorum, dehşetle karşılaşan insanların dehşetin ta kendisine dönüşmeleri, Beyaz dehşet. Nasıl özetlesem diye düşünüyorum bu eseri, Biz, Kendi bokunda boğulmak için görme duyusunu kaybetmesi yeterli gelen hayvanlar olarak körlüğün cahiliyeti temsil ettiğine kanaat getirmiş bir güruhuz, fazla iddialıyız, çok da boş değil bu iddiamız ama. Körlerin isimleri olur, fakat bu isimlerin görüntüsü yoktur. E her insan da beyaz bir sayfadır başlangıçta, isimsiz olmanın sebebi bu olsa gerek. Hiç kimseyi görmüyor olmamızın sebebi beyazlar içinde kör kalıp başlangıca dönmemiz zannımca. Körlük, Etkileyici bir eksiklik. İçeriğe hiç değinmedik çünkü saramago biliyor mu muallakta, biliyorsa üzülürüm. Durduk yere görememek neyin cezası o da muallakta. Neden mi ceza, ütopik bi evrende cezanın tanımı yeniden yapılabilir. Neden mi yapılır, çünkü yapabilir. Ayrıca binlerce uyuyanı uyandırmaya tek bir uyanık yetmedi sevgili malcolm, biz seni haklı bilirdik,
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,6bin okunma
134 syf.
3/10 puan verdi
Kaos.
Estragon: ee gidiyor muyuz? Vladimir: evet hadi gidelim. - Kımıldamazlar - Asla gelmeyecek bir şeyi bile isteye bekleme eylemsizliğinin tiyatral dökümü... Beckett, zannımca her düşünen gibi düşünmenin absürt zararından muzdarip bir hasta. Savruk ve ritimsiz dil eseri kucaklıyor ve kişinin katlanması bekleniyor. Başlamadan önce
Godot'yu Beklerken
Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Kabalcı Yayınları · 20218bin okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
I. Dünya Savaşı'nin arifesinde, üç Amerikali erkek, hiçbir erkeğin yaşamadığı, yalnızca kadınların ve kız çocuklarının olduğu garip bir ülkeyi buldular. Böyle bir dünyanın varligini sorgularken orada yaşayıp medeniyetlerini gördükçe hayran kalırlar. Hiçbir erkeğin olmamasi; doğurganlık oranını düşününce akıllarını karıştırsa da kendi ülkelerini ve kadınların ülkesini karsilastirirken bu kadar kusursuz ve zekice planlanan düzene hayran kalırlar. Önyargılarin olmadığı, herseyin zekice düşünülüp hayata geçirildiği, hastalığın, suçların,savaslarin olmadığı herkesin eşit ve kardeş gibi yaşadığı bir yer kadınlar ülkesi. Bu üç erkek kendi ülkeleriyle kadınlar ülkesini karsilastirdikca sizde ister istemez o karsilastirmayi yapıyorsunuz ve üzülerek de olsa o uçsuz bucaksız ülkenin düzenine hayran kalıyorsunuz. Meyve sebzelerini, binalarını, yollarını, bahçelerini,kiyafetlerini aklınıza ne geliyorsa herseyi o güçsüz dediğiniz kadınların yaptığını düşününce aslında kadınların o kadar da narin ve kırılgan olmadığını erkeklerin kabul etmesi gerektiğini düşünüyorsunuz. Ülkedeki herkesin "Ben" değil "Biz" diye düşünmesi bencillik ve kıskançlık gibi kötü duyguların olmadığını göstermesi ayrıca güzeldi. Annelik duygularını anlatırken yüreğinizden geçenleri o saf duyguları ve çocuk egitimini okuyucuya geçirmesi çok başarılıydı. Ben bayılarak okudum. Bu arada kitap 1915 yılında yazılmasına rağmen 1979 yılında yayımlanmış feminist ütopyalarin ilk örneklerinden kabul edilmiştir.
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812bin okunma
543 syf.
5/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Bir Ergenin Anıları
Bu kitap benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Beni taksitle öldürdü her sayfasında. Daha öncesinde
Gecenin Sonuna Yolculuk
Gecenin Sonuna Yolculuk
'u okumuş ve hayran kalmıştım. Kesinlikle her yönüyle muazzam bir eserdi. Ancak aynı şeyleri bu kitap için söyleyemeyeceğim. Yazardan tek bir kitap okuyacaksanız hakkınızı
Gecenin Sonuna Yolculuk
Gecenin Sonuna Yolculuk
yönünde kullanın. Taksitle Ölüm'ü okumasanız da pek bir şey kaybetmezsiniz. Yazmadan önce incelemelere bi göz attım. Kimse eleştirmemiş. Sanırım beğenmeyenler sorunu kendilerinde bulup sessizce ortamı terk etmişler. Ama benim tüm bu sessiz okurların sesi olarak birkaç kelam etmem gerekiyor. Bir metni tercih etme sebebiniz vardır: Konusu, üslubu, ele aldığı ilginç ya da farklı olay veya karakterler. Ya da altı çizilesi güzel cümleler. İtiraf etmeliyim ki bu kitapta hiçbir tercih sebebi bulamadım. İsyankar ve pisliğin teki olan baş karakter Ferdinand'ın çocukluktan ergenliğe geçiş aşamalarının anlatıldığı sayfalar dolusu saçmalıklar. Onlarca defa 31 çekmekten bahsedilir. Sürekli aynı durumlar üzerinde durulur. Hep aynı şeyi okuyormuşsunuz hissine kapılıyorsunuz ve bir yerden sonra kitabı elinize alıp devam etmek için bir istek bulamıyorsunuz. Yeraltı edebiyatı olduğundan bahsedenler var. Ben çok severim yeraltı edebiyatını. Bu kitap öyle bir şey değil. Kitabı okuyup söylediklerime katılmayan arkadaşlar olabilir. Doğal hakkınızdır. Ama biz beğenmeyenlerin de beğenmediğimizi ifade etmemiz en doğal okur hakkımızdandır. Okumadıysanız ve seçici bir okursanız okuyacak başka bir eser bulun. Bunu es geçebilirsiniz.
Taksitle Ölüm
Taksitle ÖlümLouis Ferdinand Celine · Yapı Kredi Yayınları · 2017422 okunma
Reklam
Bir maneviyat var, ben Allah diyorum, beyim, siz tabiat deyiniz." Hasan Şevket sözünü kesti dostunun : Ben ne Allah diyorum, ne maneviyat ne tabiat. Ben hiçbir şey demiyorum. Şu tabakta bir dilim beyaz peynir var ben onu bile yemiyorum yiyemiyorum yani... İkinci dilime çıkışmıyor param. Ne zalimdi, ne de derebeyiydi babam. Avrupa'nın yıkılması da umrumda değil. Biz de beraber yıkılalım bir an evvel biz de beraber. Söyleyecek ne kadar güzel sözlerim vardı insanlara bana hiçbirini söyletmediler. Hep ayrı bokun soyudur en kötünüz, en iyiniz. Bir tek dilim peynirimi buyrun size ikram ediyorum, yiyiniz..."
188 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Gazete haberlerinden yola çıkılarak yazılan kısa kısa denemelerden oluşuyor. Kimi haberler o kadar ilginç ki böyle bir şey gerçekten yaşanmış olabilir mi şüphesine kapılabilirsiniz, zira bende öyle oldu. Kitabın ismi de yine bir haberden ilham alınmış. Çok ünlü bir şirketin kozmetik ürünlerinin denemesini yapmak amacıyla bir tıp fakültesine
Makyaj Yapan Ölüler
Makyaj Yapan ÖlülerA. Ali Ural · Şule Yayınları · 20212,050 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Abartma Tozu / Şermin Yaşar Seslendiren : Serca Gidişoğlu Dinleme Süre: 2 saat 18 dk. Hepinize selamlar :) Şermin Yaşar hem küçükler için hem de hala çocukluğunu yaşamaya çalışan biz büyükler için şahane bir kitap yazmış. Ben bu kitabın ilk birkaç bölümünü
Storytel Türkiye
Storytel Türkiye
'de yeğenim ile birlikte dinledim. Sonra yarım kalmasına
Abartma Tozu
Abartma TozuŞermin Yaşar · Taze Kitap · 20195,6bin okunma
Yabancıların dikkate değer özelliği büyük oranda bildik olmalarıdır; bir kişiyi yabancı olarak kabul etmek için, öncelikle onun hakkında hiç olmazsa birkaç şey bilmem gerekir. Her şeyden önce, onların tekrar tekrar, davetsiz olarak benim görüş alanıma girmeleri lazımdır: Öyle ki ben onları yakın çevremde görmeliyim; istesem de istemesem de onlar kesinlikle benim yaşadığım ve ayrılmadığım, ayrılma işaretleri de göstermediğim dünyada yaşarlar. Böyle olmasalardı, yabancı değil, olsa olsa "hiç kimse" olurlardı. Hiç kimse dediklerim, çoğu kere belli belirsiz, dikkatimi çekmeden ve dağıtmadan, günlük hayatımın baktığım ama görmediğim arka planında hareket eden, bir yüzü, çehresi olmayan ve biri diğerinin yerine geçebilen çok sayıda oluşum arasında kaybolurlar. Onları duyarım ama ne söylediklerini dinlemem. Yabancılar ise tersine gördüğüm ve dinlediğim insanlardır. Tam da onların mevcudiyetine dikkat ettiğim, onların mevcudiyetini görmemezlik edemediğim ve basitçe dikkatimi vermeyi reddederek bu mevcudiyeti ilgisiz kılamadığım için, onları anlamlandırmakta güçlük çekerim. Onlar âdeta ne yakın ne de uzaktırlar. Ne "biz"im bir parçamızdırlar ne de "onlar"ın bir parçası. Ne düşman ne de dostturlar. Bu nedenle şaşkınlık ve endişe yaratırlar. Onlarla tam olarak ne yapacağımı, onlardan ne bekleyeceğimi, onlara nasıl davranacağımı bilemem.
Sen bana uzaktan yakınsın İlişkimiz aşktan ibaret değil sadece Görmeden, dokunmadan tamamlıyoruz birbirimizi Saçlarını okşamadan, kokunu içime çekmeden seviyorum seni Sabretmek gerekiyor bazen En güzeli için en güzel şekilde sabretmek Sen bende eksiksin Öylece seni bekliyorum bilmem farkında mısın Belki yaralarıma merhem olursun Ya da sevmek için sebep ararsın İçinde varsa gel beraber biz olalım İmkansız denileni sen ve ben Birlikte olduralım
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.