Yeter artık be. 😡
“Oğlunuz olsaydı ne ad verirdiniz”
“En sevdiğiniz koku”
Biri seçeceği yavuklusunun kriterlerini paylaşıyor yok efendim 1.85 boydu şuydu buydu
Arkadaşlar burası bir kitap uygulaması.
Sayenizde uygulamanın akışında kitaplara hasret kaldık.
Fotoğraf yüklemeyin demiyorum, benim de yüklediğim olmuyor değil, ama bari müstefidi olacağımız bir alıntı, bir söz, şair hakkında bir bilgi paylaşın olmaz mı?
Ben ne yapayım senin partner seçiminde mühim olan kriterlerini bacım?!
Bilmiyorum böyle düşünen tek kişi ben miyim?!
Uygulamadan soğuttunuz iyice.
Enkaz altından çıkan kitaptan altı çizilmiş bir sayfa...
“İnsanoğlu böyle geçicidir. Kendi varlığına en çok inandığı, sevdiklerinin anılarında ve kalplerinde derin izler bıraktığını sandığı yerlerde bile hızla silinip gider.”
- Genç Werther'in Acıları
1. Karamazov Kardeşler | Fyodor Dostoyevski
2. Yeraltından Notlar | Fyodor Dostoyevski
3. Savaş ve Barış | Lev Nikolayeviç Tolstoy
4. Kroyçer Sonat | Lev Nikolayeviç Tolstoy
5. Madam Bovary | Gustave Flaubert
6. Aşk Üzerine | Stendhal
7. Kayıp Zamanın İzinde | Marcel Proust
8. Körleşme | Elias Canetti
9. Bulantı | Jean Paul Sartre
10. Yabancı |
Yaşamı Cennet’e uzanan kaldırımlarda yürüyor gibi yaşamak… Hakikatte bu engebeli yaşam yolu, her gün daha azimle, daha gayretle meseleye ancak böyle bakılınca yürünebilir. Bu öyle bir yürüyüştür ki yolun sonu önce Cennet’e ve ardından Allah’ın huzuruna varır. Bu yalnızca bir zorluk yürüyüşü değildir, aynı zamanda bir zafer yürüyüşüdür de...
İnanan bir insan için dünya yaşamı, Cennet’in koridorlarından geçmektir, evet... Bunda hiç şüphe yok. Fakat bu koridor yer yer daralır, yer yer karanlıklaşır, yer yer zorlaşır; bazı yerlerinde tümsekler, bazı yerlerinde de dikenler vardır. Değil mi ki Cennet’in koridorudur, bu kısa yolculuğun en zor aşamalarında bile insanı mutlu eden pek çok taraf bulunabilir.
Konuyu bu açıdan kavramış bir insan, başına gelen her şeyi hoş karşılar, her zorluğa sabreder ve imtihanların hepsini başarıyla geçer. Zorlu yaşam tecrübelerini, ona ahiret mutluluğunu kazandırmak üzere, ilahi takdir tarafından özel seçilmiş, kendisine en büyük ahiret başarısını kazandıracak şekilde tertiplenmiş olduklarını keşfeder. Ne de olsa bir gün bütün zorluklar bitecek ve ebedi hayat başlayacak düşüncesi, şimdiki acılar karşısında insanın elindeki en güçlü ve en hakiki kozdur.
“Yaşama Yeniden Tutunmak”, ağır ve sarsıcı yaşam tecrübelerinin üzerimizdeki büyük etkilerini azaltmak niyetiyle kaleme alınan, zor zamanların bir başucu kitabı…
"Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
Su olsan kimse içmez,
Yol olsan kimse geçmez,
Elin adamı ne anlar senden?
Çıkarsın bir dağ başına,
Bir ağaç bulursun Tellersin
pullarsın Gelin eylersin.
Bir de bulutları görürsün,
Bir de bulutları görürsün,
Bir de bulutları görürsün.
Köpürmüş gelen bulutları.
Başka ne gelir elden?
Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde
şu dünyanın ıssızlığı.
Tanrı kimsenin başına vermesin
böyle bir yalnızlığı! "
“Televizyonu aç > kanalları gez > yeni gelin > istanbullu gelin > gelinim mutfakta > düğünümüz var > misafirim var > televizyonu kapat.
Bir kitap alın, yediye bölün. Her akşam dizi seyretmek yerine bir bölümünü okuyun. Haftada bir, yılda elli iki kitap. Değişim böyle başlar.”
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak
Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hatta dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vakıa bunlar bir günde olmadı. Hatta çok güçlükle ve adım adım oldu. Hatta çok defa bana rağmen oldu. Fakat oldu.
Uygulamada epeydir gördüğüm bir durum var: "Burası kitap uygulaması böyle şeyler paylaşamazsınız." şeklindeki parmak sallamalar. Neden herkes her konuda çok bilgili, yetkili, erdemli, söz söyleme sahibi hissediyor kendini? Sürekli insanlara ne yapıp ne yapmamalarını söyleyecek, onlara sınır çizecek gücü size veren ne ki?
Fotoğraf
-Kitapları okuyoruz ama ne kadarı aklımızda kalıyor?
-Okuduklarımızı diğer okurlarla konuşuyor muyuz yoksa kitaplar okunduktan sonra raflarda tozlanmaya mahkum mu ediliyor?
-Bu konu üzerine düşündükten sonra böyle bir hesap açmaya karar verdim. Açmış olduğum hesapta okuduğum kitapları göreceksiniz ve ortak okuduklarımız hakkında tartışma/sohbet edebileceğiz.
- Konuşmak istediğiniz KİTAP HAKKINDA MESAJ gönderebilirsiniz.
- Profilimdeki okuma gönderilerinin altına fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.
-Takipte kalın :)
Keyifli okumalar dilerim.
Son zamanlara okuduğum en etkileyici kitap olduğunu söylersem, kesinlikle abartmış olmam. Kitabın türü korku değil; korkuyorsunuz. Kitabın türü dram değil; ağlıyorsunuz. Kitabı okuduğum an etkilendim ama bundan daha fazlası olacak. Hepsi birbirinden farklı olan her bir kitabı elime aldığımda aklıma bu hikâye tekrar tekrar gelecek ve yine
Mistik eğilimleri olan saplantılı bir matematikçi bir gün rüyasında yüz
seksen sekiz sayısını görür. Ve rüyasının devamında küçük bir çocuk gülerek ona şöyle der:
“Bu sayının ne anlama geldiğini çevrendeki herkes bilecek ama sen bilmeyeceksin!”
Matematikçi uykudan uyanır uyanmaz bu sayının peşine düşer. Çünkü
onun inançlarına göre hiçbir