Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atlantik'in dibinde bir kitap var. Anlatacağım, işte onun öyküsü. Belki nasıl sonuçlandığını biliyorsunuz: o tarihte gazeteler yazdı, bazı yapıtlarda da belirtildi: 14 Nisan 1912'yi 15 Nisan 1912'ye bağlayan gece, Titanic gemisi, Newfoundland açıklarında battığında, en ünlü kurbanlarından biri de, İranlı bilge ozan, gökbilimci Ömer Hayyam'ın
ÇOK GÜZEL BİR AŞK HİKAYESİ KESİNLİKLE OKUNMALI.... Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
İnsan geçmişini cebine koyamaz ya; geçmişi düzenle saklamak için bir ev gerekli. Benimse yalnız bir kuru başım var bu dünyada. Tek bir insan, bir kuru başıyla nasıl saklar anılarını, uçup gider üzerinden anılar. Ama yakınmaya da hakkım yok. Özgür olmak isteyen ben değil miyim?
Sayfa 110Kitabı okudu
Muzaffer İzgü (29 Ekim 1933 - 26 Ağustos 2017)
Telsizler hemen çalıştı: “Konuk, ayı avlamak istiyormuş!” Konuk ki ne konuk, en büyük devletin en büyüklerinden… O büyük devletle öyle sıkı fıkıyız ki, kardeşten öte. Ne buyurursa o büyük devlet,biz hemen yerine getiririz, bir dediklerini iki etmeyiz; babamız, ağabeyimiz gibi bir devlet işte. Bu koskoca dost devletin, koskoca büyüğü, ayı
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
''Seni kinyas en son fransa'da görmüştüm. Paris'te. Ama kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
Reklam
Git. Yüzüme öyle bakma git. Hiç durma, bir gidenin bir daha asla giremeyeceği kapı orada, git. Hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin. Giderken söyleyecek şey bulamaz insanlar. Sen bahanelerin arkasına saklananlardan olma, git. ( Oysa daha doyamadım sana… Kokunu yeterince çekemedim içime… Yapacağımız ne çok şey vardı… Neler planlamıştık… Şimdi
MUTLAKA OKUYUNNNNKitabı okudu
Hanım hanımcık ol, böyle denecek Leyla'ya. Ve o da öyle olacak. Çöle düşen Mecnun, Leyla değil. Leyla ağlamak için bile bahane bulmak zorunda. Ben öyle miyim ya? Şirin'in bahtına düşen, uğrunda dağlar delinen olmak olacak, dağları delen değil. Suyu bulmak Ferhat 'ın bahtı. Aslı, en fazla bir ah, felekleri tutuştursa da. Açılıp kapanan düğme Aslı boyundan ayağa. Yanıp küle dönmek Kerem'in hakkı olacak. Ben Aslı gibi miyim ya? Evli evinde, yerli yerinde, bana yazılansa, benim alnıma, Yusuf'un gömleğini yırtmak boydan boya, nasıl karşı çıkarım yazgıma? Adım, ey geçmiş ve gelecek zamanların dişil ve doğurgan, duygusal ve duyarlı, hanım hanımcık,durağan ve çaresiz ve lekesiz bütün hikaye kahramanları. Adım adınızla birlikte anılsa da dağlar ve ırmaklar arasında, gökler ve yer arasında olduğu kadar mesafe olacak adımla adınız arasında. Siz yazgınızda iffetli,çaba harcamayacaksınız eteğinizdeki çamuru akıtmaya. Ben yazgımı yükleneceğim önce, sonra yazgımdan iffet çıkaracağım. Bu yüzden Yusuf'un arka tarafından yırtılan gömleğinden Züleyha'nın önden yırtık eteğine kadar uzanacak yolum, adım adım. Aşk benim hakkım.
Sayfa 82 - timaşKitabı okudu
CLÉMENCE (şaşırmış gibidir)
Hayır, Yüce İsa adına, acı çekmiyorum ben. Günün birinde çekerim belki, ama Tanrı'ya şükür daha değil. Şarkıları, okşamalardan öte bir şey, ve bilmiyorum sever miyim erkeği, ozanı sevdiğim gibi. Sever miyim sesini, müziğini sevdiğim kadar. Hayır, Yüce İsa adına, acı çekmiyorum Ama sanırım çekerdim, bekleseydim bu adamı ve gelmeseydi. Ama beklemiyorum onu. Orada, yurdumda, bir adamın beni düşündüğünü bildiğimde Ansızın çocukluğumun topraklarına yakın hissediyorum kendimi. Denizler ötesi'yim ben ozanın ve ozan benim denizler ötem. Sevda sözcükleri gidip geliyor kıyılarımız arasında Yaşamlarımız arasında bir müzik... Hayır Yüce İsa adına, acı çekmiyorum ben Hayır, Yüce İsa adına, beklemiyorum onu Beklemiyorum... (Perde)
Otelin hazırlık döneminin başlangıcı olarak belirledikleri günden bu yana bir buçuk ay geçmişti. O zamandan beri de Serhat’la arkadaş olmuşlardı. Ama Serhat Kuran kursundan yetişmiş, beş vakit namazında ve aklını din konularıyla bozmuş biriydi, iyi çocuktu ama bu dünyaya sadece neyin günah, neyin günah olmadığını anlamak için gelmiş
Sayfa 215 - Serhat’ın IŞÎD aşkına dairKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.