Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim resmimi anlayan tek bir kişi vardı. Şimdi kalabalıklar tüm bu resimleri kendi aptal bakış açılarından yorumlayacaklar. Ve bu cehennemin duvarları, böylece, her geçen gün daha sıkı kapanacak üzerime.
Sayfa 140 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
İşte ruhun dışarı akışı, Ruhun dışarı akışı içeriden gelir, korunaklı geçitlerden, hep kışkırtan sorulardan, Neden var bu özleyişler? neden var karanlıktaki bu düşünceler? Neden bana yaklaştıklarında gün ışığının kanımı kaynattığı erkeklerle kadınlar var? Neden neşemin bayrakları sönüp iner onlar gidince? Neden altında hiç yürümediğim ağaçlardan kocaman, ezgili düşünceler yağar üzerime?
Reklam
Füsun ile bir gün hiçbir şeyi dert etmeden, sırf yaşama ve birlikte olma mutluluğuyla bu masalarda oturacak mıydık?
Belki de ben bugün ilk defa her şeyin sonundayım. Gene bir yığın günler geçip gidecek ve ben kendime, işte bu­ gün ilk defa her şeyin sonundayım mı diyeceğim? Korkuyorum. Korkuyorum. Korkuyorum.
Bir gün kendisinin de ölme ihtimalini , dünyada üç saniyelik bir misafir olduğunu , bu misafirliğin böyle dertli ve acı şeylerle berbat edilmesinin ne kadar yazık ve zahmete değmez sıkıntıları bulunduğunu düşündü...
Şu gemi bir gün kalkacak bu rıhtımdan ve bilmem kaç milyonuncu defa dünyanın yuvarlak olduğunu ispat edecek. Yuvarlak bir dünyada yuvarlak hesaplar, yuvarlak kelimeler, yuvarlak rakamlar, insanlar, yalanlar, zulümler ve savaşlar. Her şey dünya yuvarlak olduğu için. Yuvarlakların ve noktaların dünyası bu. Biz de birer nokta değil miyiz seninle? Denize düşen birer yağmur tanesi değil miyiz?
Sayfa 231 - Mihriban'a Mektuplar - Yağmur AltındaKitabı okuyor
Reklam
"'Ne hazin!' dedi Dorian Gray gözlerini portresinden ayırmadan. 'Ne hazin! Ben yaşlanıp çirkin ve iğrenç bir şey olacağım. Oysa bu portre hep genç kalacak. Yaşı şu haziran gününde sabitlenecek; bir gün bile yaşlanmayacak... Keşke tam tersi olabilseydi! Ben hep genç kalsaydım da şu resim yaşlansaydı. Bunun için neler vermezdim. Varımı yoğumu verirdim. Ruhumu bile satardım!'"
Her gün nükleer testler yürütüyorsunuz,bu sizin için video oyun oynamak kadar kolay ama bizim için öyle değil bizim süper bilgisayarlarımız yok biz gerçek tesla yapmak zorundayız… aynı şeyleri yaparız ama hep olan fakir insanlara olur.
" Her gün bu kadar güzel mi bu deniz? Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?"
Sayfa 97 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bütün gün evdeyim, bütün gün, bütün gece, bütün hafta, bütün sene. Erkenden kalkarım, beyimi işe yollarım, büyük kızımla oğlumu okula. Sonra bulaşık yıkarım, çamaşır yıkarım. Yemek pişiririm akşamlara kadar. Hep güzel sofralar kurarım, kendim seyreder, kendim severim. Geceleri, karanlıkta ellerimi okşarım. Ellerim, benden daha çabuk yaşlanmışlardır, bu yüzden mi sızlar uykumun arasında bilemem. Ellerime çok acırım.
Sayfa 53
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.