Başlıktan da anlaşılacağı üzere(kesinlikle açık ve anlaşılır bir başlık bu) bu incelememizde 3 kitabı bir arada inceleyeceğiz.Zaten bir kitap dizisi olduğu için çok da anormal kaçmamalı bu durum.Serinin ilk kitabı Şeker Portakalı'nı bundan yaklaşık 10 yıl önce okudum.O zamanlar bu kitabın devam kitapları da olduğunu bilmiyordum. Şimdi yıllar
#çırpınankadın
Yaşadıkları acılara rağmen intikamı için başka kadınlar için dimdik kalan mücadele eden adalet isteyen bir kadının hikayesi .
Gülnaz genç yaşında annesini kaybeder daha sonra da Ayaz ile evlenir. Kocası küçük bir çocuğu istismar edip öldürünce hapse girer.Kayınpederi ise Gülnaz'a göz koyar , Gülnaz'ın ona karşı koymasıyla Rahmi Ağa kocası hapisteyken başkalarıyla görüşüyor diye Gülnaz'ın dedikodusunu yayar ve ölüm emri verir. Bu görev ise, küçüktür çok hapis yatmaz diye küçük oğlu Bedran'a verilir.
İstanbul'a kaçan Gülnaz'ın peşine düşer Bedran. Ama onu bulduğunda öldüremez. Babasının ona iftira attığını anlar ve onunla birlik olur. Gülnaz ile tuttuğu ev Rahmi Ağa'nın azgın emellerinden onun vahşetinden kaçanların sığınağı olur. Gülnaz, Çeman, Ester, Narin...
Adaletin sağlanamadığı yerde Gülnaz adalet olur. Yardıma muhtaç durumdakilerin hiçbir çıkar gözetmeksizin acılı kalplerine dokunur onların umudu gizli kurtarıcısı olur.
Kadına şiddet, daha oyun çağında iken çocukların gelin olması, istismar, adaletsizlik hepsi bizim kanayan yaramız. Bu acı gerçekleri Gülnaz'ın hayatına tanık olarak okuyoruz.
Gülnaz'ın, diğer kadınların yaşadıklarını okurken kahroldum ve malesef ki bu okuduklarım bir kurgudan ibaret değil hala memleketin bir köşesinde bunları yaşayan kadınlar var. Hepimizin dileği bu yaşananların değişmesi
Yazarımızın kalemine sağlık
3 kadının hikayesini anlatıyor, sevmedim. Açıklaması pek kolay değil, ama anlatmaya çalışayım, hepimizin bildiği konuları sığ bir dille anlatmış yazar, hani bestseller amerikan edebiyatı olur ya, öyle.
bence hintli kadının hikayesi yeterince acı dolu, oradan bir umut çıkarmaya çalışmış, ama bence olmamış. O hikayenin acısını bize mi aktarmaktı amaç, ya da bakın dünyada böyle şeyler oluyor mu demekti, ben pek anlamadım, yani azcık ucundan ucundan anlatıp kitap yapalım dermiş gibi bir şey hissettim. Bazı kitaplar var (günler aylar yıllar mesela) kısacık sayfalarında bütün her şeyi verir okura, bu kitap böyle çok önemli mevzuları çıtır çerezmiş gibi sunmuş, sanki öyle. Acı dolu hikayenin bir ucundan dokunmuş, neyse ben çok şey ederek kitabı yer miyim, sadece sevmedim…
Saç ÖrgüsüLaetitia Colombani · Yan Pasaj Yayınevi · 20206,4bin okunma
Bana en sevdiğin kitaplar hangileri, diye sorulduğunda senelerdir asla vazgeçmeden söylediğim kitaplardan birisi de Truvalı Helen. Kitabı okuduğumda henüz daha lise yıllarında olmama, aradan seneler geçmesine ve benim çok, pek çok kitap okumama rağmen fikrim de değişmedi. Kitapta hepimizin bildiği Truva hikâyesi yani Helen'in Paris'le kaçmasıyla birlikte başlayan ve seneler süren o büyük savaş anlatılıyor. Aynı konu üzerine çekilen pek çok film, yazılan pek çok kitap var ve benim en sevdiğim tarihi yaşanmışlıklardan birisidir. İlk olarak Brad Pitt'in başrolünü oynadığı meşhur Truva filmini izlediğim ve hikâyenin aslını bilmediğim için ben mutlu bir son yaşadıklarına inanıyordum. Filmi izleyenler bilir çünkü filmin sonunda Paris, Aşil'i vurur ve Helen'i de alıp gider. Ancak kitabi okuduğumda tam bir yıkım yaşadım çünkü mutlu sonun aksine, kitapta ve tarihte Paris'in öldüğünü ve Helen'in de geri kalanında çok da iyi bir kader yaşamadığını öğrenmiştim. Ağlayarak okuduğum ve tüm bu yaşananlar boşuna mıydı hissiyatım hala aklımda. Zamanında Artemis Yayınlarından çıkan kitabın bugün basımı yok sanırım, nasıl tutulmadığını ve tekrar tekrar basılmadığını da anlayabilmiş değilim ama bir şekilde bulur, karşılaşırsanız mutlaka okuyun derim, ne demek istediğimi anlayacaksınızdır. Aynı konu ile ilgili 2004 yapımı Truva filmi ve 2018 yapımı Truva: Bir Şehrin Düşüşü dizisini de çok beğenerek izlemiştim, onları da tavsiye ederim.
Truvalı HelenMargaret George · Artemis Yayınları · 2007173 okunma
"Salgın dönemlerinde, aramızdan bazıları bu hastalıklara gizliden çekim duyacak, bu hastalığa yakalanıp ölmeyi arzulayacaktır. Hepimizin içinde, gizli bir yerlerde bu tür tuhaf eğilimler vardır ve bunlar doğru şartlar oluştuğunda açığa çıkar."
Sayfa 370 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Artık kalemine iyice aşina olduğun bir isim @bahadirkarasulu ‘nun bu kez de içinde üç şahane öyküsünün olduğu bir kitabını okudum. #fırtınafotoğrafıvemadalyon kitabındaki bu kısacık öyküler bambaşka yerlere götürdü beni. Öyküler hepimizin başına gelebilme ihtimali olan olaylar üzerine inşa edilmişti. Çok da fazla anlatıp okuma keyfinizi kaçırmak
Selam uzun zamandır inceleme yapmıyordum ama bu seriye veda ederken birkaç şey söylemek boynumun borcudur.
Jacks Caraval okurken keyif aldığım ve hikayesini merak ettiğim bir karakterdi. Elinden eksik olmayan elmasıyla, renk değiştiren saçları ve öldüren öpücüğü ile hepimizin ilgisini çekmiştir. Caravalda tamamlanmamış bir hikayesi vardı. Allah razı olsun yazarda siz durun o iş bende ben halledeceğim demiş. Keşke demeseymiş.
Birinci kitap
Kırık Bir Kalp ortalamaydı. Tam bir giriş kitabıydı. Ama ikinci kitap
Hiç Bitmeyen Masal 10/10 du. Çok iyiydi bence. Ki seride birçok insanın favorisi ikidir. Ben üçe başlarken bunun üstüne çıkamaz zaten demiştim de bu kadar dibi göreceğini düşünmemiştim. Adı üstünde Jacks in masalı Jackss... Apollodan bize neee! tüm kitap bu manyağı okuduk. Jacks 200 den sonra geldi ama zaten 100 sayfa sonra bitecek. Ayrıca yine bizim sorularımıza cevap vermemişti. Bazı şeylerlede bir devam serisi daha yazabilirim izlenimi verdi bana. Kapat Caraval defterini ablam lütfen hatıralarımızda kalsın artık rica ediyorum. Gerçekten de masallarda mutlu son yokmuş Stephanie ablam bu kötü kitabı yazarak onu göstermiş galiba.
Merhaba arkadaşlar, iyi geceler. Geç de olsa hepimizin bayramını tebrik eder, bu güzel günlerin bizler adına yeni başlangıçlar, umutlar ve güzellikler getirmesini hepimiz için temenni ederim. Hepimizin bayramı kutlu olsun. Zor bir süreç oldu ama bahsi geçen bu romanı ilk cildi 05/04/2024, ikinci cildini 11/04/2024 tarihinde bitirerek en sonunda
Yolculukların en çetini kendime olandır demiş Farabi. Mevzubahis kendine yolculuksa eğer ben lafı yine biraz uzatacağım. Bu kitabın bende uyandırdığı hisleri okurluk tarihime not düşmezsem kendi yolculuğuma haksızlık etmiş olurum.
Şimdi zamanı geri sarmak istiyorum. Antik çağa, Büyük İskender’in ve Diyojen’in devrine uzanıyorum.
Kendine
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/C5loYitt-Vf
Her yaşa hitap eden, akıcı ve hayatını baştan aşağı sorgulayabileceğin bir kitap mı arıyorsun? İşte o kitap:
Martin Eden!
Bu incelemeye yorum yazan bütün okurlara bir kitap önerisi hediye ettim. Yeni kitap
kitabı tek oturuşta okudum ve bitirdim. aslında ilk sayfalarda tipik bir küçük kasaba hikayesi diye düşündüm ama sonra karakterleri anlamaya başladım.
iki bakış açısı ile anlatılmasını sevmem kitaplarda ama bu kitap o kadar yerinde geçişler yapmış ki bu düşüncemi değiştirdi diyebilirim.
sayfa 97 den alıntı kitabın özeti;
insanları uzaktan yargılamak kolay , çünkü diğerlerinin kusurlarını gördüğünde nedense kendi kusurlarının onlarınkinden iyi olduğunu savunabiliyorsun.
fakat yakından baktığında hemen hemen aynı şeyleri göreceksin.umut, sevgi, korku, öfke. bir kere yakından baktığında bir çok yönden benzer olduğumuzu anlayacaksın. hepimizin kanları kırmızı akıyor ve canavarlarında kalbi kırılabiliyor.
jackson kasabanın canavarı olarak görülse de köpeğine duyduğu incelikli sevgi, içindeki boşluk, babasına olan tutumu ile aslında dışardan görüldüğü gibi olmadığını okuyoruz
ve Grace 'in babasının papaz olması ama eşini onlarca kez aldatıyor olması.
Grace'in eşine zaten bir şey demek bile istemiyorum ! tam bir pislik.
Kitabı çıtır çerez olarak görüp başladım ama etkiledi sanki.
Yüz KarasıBrittainy C. Cherry · Martı Yayınları · 20222,084 okunma
Fakir Baykurt- Eşekli Kütüphaneci
#kitapyorumum
Hani hepimizin küçük yaşta gittiği bir köy vardır ya; Toprağa ayak bastığınız an o toprağın kokusuna ve orada yaşayan insanların saf ve temiz duygularının hala olduğunu görürüz, ve hala o yerlerde birilerinin mücadelesinin olduğunu.. Özellikle de bazılarının kendini unutup başkaları için seferber
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
yaprakla yağmurun aşkı meselâ
kim olsa serpilen coşturuyor bizi
imreniyoruz başkalarının mahvına.
Yağmur mahvoluyor çarparak
kendini parçalıyor mâşukunun açılan kıvrımında
yaprak dirimle irkiliyor nazlı ve mağrur
silkiniyor vuran her damlayla.
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
bakıp başkasının