Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ürktüğüm durumlardan
Ebû Said el-Hudri (r.a) şunu nakletmektedir: "Resulullah (sav) cinlerin nazarından ve insanların nazarından Allah'a iltica ederdi. Sonra Felak ve Nås Sûreleri inince, bu sürelere devam etti. Diğer duaları terk etti."
Halk özünde ne kötü ne alçak ne de günahkârdır, sadece yoksulluktan, ağır çalışma koşullarından, diğer kesimler tarafından görmezden gelinmekten ve aşağılanmaktan "hırpalanmış" durumdadır. İnsanların kalbi kinle dolu ve onlardan daha zayıf herkese bu kini kusmaya hazırlar.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
İyi iletişim yeteneğimiz sayesinde insanların kalplerine ve zihinlerine ulaşabiliriz. İşte bu fevkalade stratejiler ve teknikler bir gün demir gibi sertken, diğer gün pamuk gibi yumuşak olmanızı sağlayacak.
"İnsan kavmi hem insanların, hem de dünyamızın bir felaketi oldu. İnsan kavmi bu alışveriş işine başladıktan sonra insanlığından çıktı.Yeryüzünde her şeyi aldı sattı. Toprak aldı sattı, toprak topraklıktan çıktı. Su su olmaktan, orman orman olmaktan, gökyüzü gökyüzü olmaktan çıktı. Yakında ayı, yıldızları da alıp satacaklar ve yıldız yıldız olmaktan, ay ay olmaktan çıkacak."
İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir.
Sayfa 49 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Yaman adamdı bu dilenci. İnsanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu.
Reklam
Bazı insanların utanmazlıklarının, küstahlıklarının ve can sıkıcı laubaliliklerinin er ya da geç evrensel hor görülme damgasını yiyeceğini ve bu insanların kendi değersizlikleri ve çürüyen yürekleri yüzünden yok olacaklarını bilmeliler.
Yakın zamana kadar aynı kafadaydım maalesef :')
Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra sözde kültürlü insanlara yönelik kitaplar, resimler, konferanslar, tiyatro oyunları, konserler, gazeteler, sergiler, dünyaca tanınmış yazarlar, kulüpler, toplantılar her zaman ve her yerde mevcuttur. Peki, halk hangi imkânlara sahiptir? En iyi durumda iki-üç, en fazla beş yıllık bir eğitim. Eğitimleri sırasında ise beceriksiz eğitimciler tarafından yazılan genellikle sıkıcı, miadı dolmuş bilgilerle dolu ders kitapları okutulur. Çocuklarda bilgi arzusu uyandırılmıyor. Duygu ve düşünceleri geliştirilmiyor. Aksine, çoğu zaman kitaplara ve özgür düşünceye olan her türlü ilgi yok ediliyor. Peki ya sonra, okulun ardından neler oluyor? Milyonlar kendi kaderiyle baş başa kalıyor. Bu insanların ilgisini çekecek kitaplar yazılmaz. Konuşmalar da yapılmaz. Edebiyat, tiyatro, bilim, sergiler, konserler ve konferanslar onlara yönelik değildir. İsa'nın zamanında olduğu gibi günümüzde de okumuş insanlar halk kitlelerini aşağılarayak şöyle söylerler: 'Kahrolası halk! Her konuda cahildir. Zekâya kulak asmaz. Midesi, cebi ve içkisi dışında ilgisini hiçbir şey çekmez.'
" Hikâye... " Bu insanların anlamsız hayatlarına zorla anlam yüklemek için uydurdukları bir icat olmasın?
Sayfa 136 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
"Bence iyi ve kötü, insanların birbirleriyle ilişkilerinde değil sadece insanın kendi kendisiyle ilişkisinde belirlenir." Gerçek suç, bir başkasının suçunu üstlenmek değil, aksine kendi suçunu hissetmektir ve insanın kendisinden duyduğu utançla kendini gösterir. Kendimize ve diğer insanlara karşı sorumluluğumuzu sadece bu olgunlaştırabilir. Kendi suçumuzu kabul etmenin koşulu, yeterlilik duygusu ve kendimizi değerli hissetme yetisidir, ama bu yetimiz öylesine darbe almıştır ki kendilik değeri çoğunlukla, aslında aşağılık duygusu olan bir duygunun aşırı şekilde bastırılmasından başka bir şey değildir.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.