Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
şeyhlerim, hidâyet edenlerim ve Allâh-ü teâlâ'ya ulaştıran delillerim o zâtlardır. bu yolda gözlerim, onların vesilesi ile açıldı. bu gibi sözleri etmeye, onların vasıtası ile dilim vardı. bu tarikatta, elif ba dersini onlardan aldım. mevleviyet melekesini, onların mübârek teveccühleri ile tahsil ettim. eğer bir bilgim var ise.. onlara uymaktan ileri gelmektedir. eğer bende bir mârifet var ise.. o da onların iltifat eserleri olmaktadır. tarikatta, nihayetin bidayette olduğunu bu büyüklerden öğrendim. kayyumiyet cihetine cezbe nisbetini dâhi onlardan aldım. insanların, erbainlerde alamayacağını, onların bir nazarı ile aldım. insanların, seneler içinde elde edemeyeceğini, onların bir cümlesi ile buldum.
Sayfa 1058 - merve yayıneviKitabı okuyor
İnsanların büyük kısmı uzun uzun çiğnemeyi gereksiz bulmakta, bu yüzden de sindirimin süresi artırmaktadır, böylece organlar daha fazla çalışmak zorunda kalır.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
...odak noktamızı ve motivasyonumuzu kaybettiğimiz zaman çoğumuzun tadı kaçar çünkü başarılı insanların dipsiz bir tutku rezervi olduğunu düşünürüz. Ancak bu koç gerçekten başarılı insanlarrın da diğer herkes gibi motivasyon eksikliği yaşadıklarını söylüyordu. Fark, başarılı insanların sıkıntı duygusuna rağmen yola devam etmenin bir yolunu bulmalarıydı.
Ama özellikle ücretlerin düşüşü doğuruyordu kızgınlığı, aç insanların işsizliğe ve haksız cezalara başkaldırışıydı bu. Şimdi bile doğru dürüst beslenemiyorlardı, ya yevmiyeleri biraz daha düşünce halleri nice olacaktı? Kızgınlık birahanelerde bağırıp çağırma biçimini alıyor, bağırmaktan gırtlaklar kuruyunca, eldeki paranın bir kısmı daha tezgâhlarda kalıyordu.
Sayfa 189Kitabı okudu
Hepimizin kafasının içinde birçok harita vardır. Bunlar iki ana gruba ayrılabilir: Şeyleri oldukları gibi gösteren haritalar, yani gerçeklikler; ve şeylerin nasıl olmaları gerektiğini gösteren haritalar, yani değerler. Yaşadığımız her şeyi bu zihinsel haritalara göre yorumlarız.
Ne demek yani! İşçinin düşünmesine de mi engel olacaklardı? Hayır, hayır! Yakında her şey değişecekti, çünkü işçi artık düşünmeye başlamıştı. Büyükbabanın zamanında kömür işçisi bir mağara adamı gibi ömrünü madende geçiriyor, yeryüzünde olup bitenlere gözünü kulağını kapatıyordu. Onun için de zenginler aralarında anlaşıyor, işçiyi diledikleri gibi alıp satıyor, iliğini kemiğini sömürüyorlardı; işçiyse bunun farkına bile varmıyordu. Ama şimdi artık emekçi de uyanıyor, toprağın derinliklerinde kıpırdayan bir tohum gibi baş veriyordu; bir sabah bir de bakacaklardı ki tarlalardan birinin ortasında bitivermiş: Evet, evet, yerden insan fışkıracak ve bu işçi ordusu hakkı adaleti yerine getirecekti. Devrimden sonra bütün insanların eşit olduğu kabul edilmemiş miydi? Herkes oy verdiğine göre işçi neden işverenin kölesi olsundu? Büyük işletmeler makineleriyle her şeyi, herkesi eziyor, ama bu haksızlığa karşı eski loncaların yaptığı gibi birleşip hak aramak bile mümkün olmuyordu. Hay canına yandığımın! İşte bundan ve daha başka nedenlerden ötürü, bilginin yardımıyla günün birinde her şey allak bullak olacaktı. Bu sözün doğruluğunu anlamak için, işçi mahallesine bakmak yeterliydi: Büyükbabalar elifi görse mertek sanırken, babalar hiç değilse imzasını atabiliyor, oğullarsa birer yazman gibi okuyup yazıyorlardı. Ah, ah! Ya- vaş yavaş bir sürü insan yetişiyor, güneş altında olgunlaşıyordu! Herkes bulunduğu yere ölesiye yapışmaktan vazgeçip, başkasının yerine göz diktiği an, en güçlü olabilmek için neden iş yumruğa dökülmesindi, ha?
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
Kezalik bu dünya menzilinin ve içinde oturan insanların ahvaline dikkat edilirse anlaşılıyor ki: Bu dünya ebedî kalmak için yaratılmış bir menzil değildir. Ancak Cenab-ı Hakk'ın ebedî ve sermedî olan "Dârü's-selâm" menziline davetlisi olan mahlukatın içtimaları için bir han ve bir bekleme salonudur. Bu dünya menzilinde görünen leziz şeyler, lezzet ve zevk için değildir. Çünkü visallerinin lezzeti, firaklarının elemine mukabil gelmez.
Bir yönetimin, insanların yanlışlarını cezalandırma hakkına sahip olmaması için, bu yanlışların suç olmamaları gerekir; bu yanlışlar, ancak topluma karışıklık getirdiklerinde suçturlar; bağnazlıktan esinlendikleri andan başlayarak, bu toplumu karıştırırlar; böylece, hoşgörüye layık olmaları için, insaların bağnaz olmamaları gerekir.
Sayfa 178 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okudu
"Anladım ki Tanrı insanların ayrı yaşamasını istemiyor; bu yüzden tek tek neye ihtiyaçları olduğunu açık etmiyor. Beraber yaşamalarını istediğinden hepsine kendileri ve diğerlerinin neye ihtiyacı olduğunu gösteriyor."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.