Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kişisel diyaloglarda müşahede ve tefekkür, susanın yaptığı şeydir. Konuşurken müşahede edemezsin. Genellikle çok ve boş konuşan insanların müşahedesinin zayıf, karakter ve olay tahlillerinin sığ olmasının önemli sebeplerinden birisi budur. Aslında olan şudur: Böylesi kişiler çok konuştukça, tefekkürleri azalır ve konuşma içerikleri zayıflar. Boş konuştukları için de az dinlenirler. Az dinlendikçe daha çok konuşurlar. Bu böylece kendi kendini besleyen bir kısır döngüye dönüşür.
Kadınlara göre daha baskın ve genel anlamda zıtlaşmaya ve şiddet uygulamaya daha yatkın oldukları için, erkeklerin empati düğmesini çok daha kolayca kapattıklarını düşünebiliriz. Erkeklerin de empati kurduğu yadsınamaz, ancak bunu yaparken çok daha seçici olurlar. Kültürlerarası çalışmalarda, dünyanın her yerinde kadınların erkeklere göre daha empatik kabul edildikleri öne sürülüyor. Hatta o kadar ki, bu düşüncede olanlar kadınların beyninin (erkeklerin değil!) empatiyle bütünleşik olduğunu savunuyorlar." Erkekler ve kadınlar arasındaki empati farklılığının bu kadar kesin sınırlarla ayrılabileceğini düşünmüyorum, ancak yeni doğan kız çocuklarının kendilerine bakanların yüzüne erkeklere göre daha fazla baktıkları da bir gerçek. Büyüme dönemlerindeki kızlar, erkeklere nazaran daha sosyal, duygusal ifadeleri anlamada daha başarılı, seslere karşı daha duyarlı oluyorlar ve birisini incittikten sonra çok daha yoğun pişmanlıklar yaşayıp diğerlerinin bakış açılarını çok daha başarılı bir şekilde anlıyorlar. Carolyn Zahn-Waxler, sıkıntılı aile üyelerine verilen tepkileri incelediği çalışmasında, kızların diğer insanların yüzlerine daha fazla baktıklarını, çevrelerindeki insanlara daha fazla fiziksel destek verdiklerini ve "İyi misin?" gibi kaygı belirten ifadeleri daha sık kullandıklarını tespit etmiştir. Erkek çocukları ise, başkalarının duygularına karşı daha ilgisiz, daha fazla eylem -ve özne- odaklı, oyunlarında daha kaba ve toplu fantezi oyunlarına karşı daha mesafelidirler. Erkeklerin tercihinin, birlikte bir şeyler inşa etmek gibi ortak eylemlerden yana olduğunu görüyoruz.
Sayfa 328 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Reklam
İnsanların büyük bir kısmının entelektüel faaliyetten anladığı, kulaklarından içeri dökülen sloganları papağan gibi tekrar etmekten ibarettir. Sloganlar ise dayanıksızdır. Ayette zikredilen örümceğin evini anımsatır. Ama sloganlar bir akış oluşturur. Kendinizi bu akışa kaptırmazsanız ve durabilmeyi becerirseniz sloganın ne kadar boş olduğu kolayca fark edilir. Bu sebeple insanlar dönemim modasına kapılarak canları ve malları pahasına savundukları fikirlerinin çok saçma olduğunu modası geçince fark ederler.
... yavaş yavaş unutkanlığın erittiği anılar yoluyla insanın duyguları üstünde ince etkisini sürdüren İskenderiye var; dostların, çok eski olayların anısı. Zamanın ağır işleyen gerçekdışılığı onları kıskacına alıyor, çizgilerini bulanıklaştırıyor - öyle ki bazen bu satırlar gerçek insanların davranışlarını mı anlatıyor diye kuşkuya düşüyorum; yoksa çevrelerindeki dramı hızlandıran birkaç cansız nesnenin öyküsü mü - yani siyah bir göz çatkısının, bir saat anahtarının ve bir çift sahipsiz evlilik yüzüğünün...
Sayfa 283
Nuhun Gemisi
İnsanlar trenin koridorunda büzülmüş dizlerini karınlarına çekmiş,uyuyorlar Sırt sırta,üst üste uyuyorlar…Birbirleri ne kardeşcesine sarılmışlar.Sabahle yin uyandıkları vakit belki bu işe şaşa caklardır.Bu bize öyle geliyor.Belki de hiç şaşmazlar.Bu alışan bir şeydir. Yıllar yılı her yerde Anadolu insanı sarmaş dolaştır. Bacakları,elleri birbirine dolaşmış insanların dost sıcaklığı.Bunun adına,mukadderat birliği mi derler? ister istemez insan bunun üzerinde duruyor.Garezdiz bir sarılma,bir dost kul…Yol uykusu sıcaklığı…
Sayfa 120 - YkyKitabı okudu
BÜYÜK FELAKET Ebediyete kadar eğilmiş insanlar, ölmüş değillerdir. İnsanlığa ifa ettikleri hizmetler kitaplarda yayınlanır. Evet bunların insanlar arasındaki hatıraları daima canlıdır. Fazilet ve büyük eserleri ile elbetteki hemcinslerine büyük faydalar sağlamış olurlar. Feci bir haberle Bağdat birden çöküyor. Öyle bir hâdise ki, yürekler üzerine
Reklam
"Bağlanma stillerini anlamak,insanların herhangi bir romantik durumdaki davranışlarını anlamanın ve öngörmenin kolay,güvenilir bir yoludur. Aslında bu teorinin ana mesajı,romantik ilişkilerde önceden belirlenmiş bir şekilde davranmaya programlı olduğumuzdur."
Sayfa 16 - Aganta YayıneviKitabı okuyor
Daha iyi anlatılamazdı.
“Bu devir, sıradan insanların en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir.”
Ben, çiçeklere bakmasını bilmediğim gibi kendime bakmasını da bilmiyorum. Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. Bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum.
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.