Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
261 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
En Alttakiler, 21 Ekim 1985 yılında yayınlanan araştırmacı gazeteci yazar Günter Wallraff'ın 1980'li yılların başlarında, Federal Almanya'daki insan hakları ihlalleri ve yabancı düşmanlığını anlatan, uluslararası bir başarı elde etmiş olan kitaptır. Kitap, Günter Wallraff'ın, Almanya'da çalışan bir Türk işçisi (Levent Ali Sigirlioğlu, daha sonraki
En Alttakiler
En AlttakilerGünter Wallraff · Milliyet Yayınları · 1985198 okunma
Seni de vururlar bir gün ey acı.. Uçuşup durduğun kanatlarından Sazın sözün türkülerin tükenir Ellerin koynunda kala kalırsın Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı Gül açan yüzlerimizde Göğeriyor rengin senin de Biz seni ta eskilerden tanırız Hani göğüslerimize taş olur inerdin Avuçlarımızda Hira dağıydın Al atların tan yerine ayarlanmış
Reklam
Acı seni de vururlar bir gün ey acı uçuşup durduğun kanatlarından sazın, sözün, türkülerin tükenir ellerin koynunda kalakalırsın
Kaydettiğimiz gibi, cemiyete yüzde yüz denkleşme ve emek vahitleri arasında tesviyelenme imkânsızlığı, sanılmamalıdır ki; sımsıkı korunması, körüklenmesi ve geliştirilmesi lâzım bir hal, bir prensiptir. Tamamiyle aksi!.. Bu hal, hikmet icabı, bir zaruretin ifadesi; bu zaruret de, imkân nispetinde giderilmesi için ebedî bir mücadele mevzuu... Hayatı fışkırtan saik de, işte bu mücadeleye hız verici zıt kaynaklar... Nasıl saf bir sanat telâkkisi, bulmayı değil, sonsuz bir aramayı hedef tutarsa, cemiyet de tezatlarını kapatmaya doğru ebedî bir gidişi, varmanın aslâ mümkün olamayacağı şuuru içinde gaye edinmek borcudur. Yine dokunduğumuz gibi belli başlı bir sınır içinde ıstırap, mefkûrevî huzurun geçidi olarak bir nimettir; ve hissi iptal edilmiş uzuvdaki ağrısızlık gibi, ıstırapsızlığın ıstırabından büyük acı yoktur.
164 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok kötü içimdeki göğsümdeki kalbimdeki ağırlık ve ezilmenin daralmanın verdiği acı. İçim yanıyor kanıyor ve ağlıyor. Ama kimse bilmiyor. Belki de bilmemeli. Sanıyorum hayattaki en acı kalp acısı. Ve işin kötüsü tedavi edecek bir merhemi de yok. Genelde zamanı geri almaktan başka çaresi de yok zaten. Hani şu aralar meşhur Ya “seviyorsan aç konuş bence” işte aynen böyle, şu dünyada hiç kimse ama hiç kimse bu şekilde içinden geleni yapamıyor. Olmuyor. Şuanda elinde bulunanları kaybetme korkusu – bir daha aynı şeyi bulamama korkusu işte neyse ne. Ama belki de haklıyız kırılan camı istediğin kadar yapıştır asla aynısı olmaz. Kırık yerler bellidir. Nasıl bir insanız ki içimizden asıl geçeni söyleyemiyoruz. Ve sonra dönüp kayıplarımıza ağlıyoruz. İnsan bir kez bulur yaşar ve o anı asla geri alamazsın. İşte tüm insanlık kaçırdığı o anların arkasından için için ağlıyor.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,3bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ali Bayram - Arsine Yorumum: Kitap bitti bende bittim.. Bu ne hüzünlü öyküdürr bu nasıl bir yaşam hikayesidir?? Neden her koyun kendi bacağından asılmıyor da sürü şeklinde asılıyor? Suçu günahı olmayanların hayatı neden kötü oluyor? Aşk vicdandan vazgeçişmidir ki intikam uğruna sevdiceğinin ailesini yaksın? Dini inancı veya ırkı farklı olan iki
Arsine
ArsineAli Bayram · Deva Yayıncılık · 2014234 okunma
Reklam
Atatürk'ün Edebiyatla İlgili Görüşleri Atatürk'ün her türüyle üzerinde durduğu bir sanat dalı da edebiyattır. Edebiyatın tanımını yapan Atatürk der ki: «Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok
Soma Kapkara
m.facebook.com/story.php?story... Madencim; Tarihte seninki gibi kara yazılılara az rastlanılır... Kara bahtlım... Yer altında yatan bahtı karam, Sinemde kanayan derin yaram, Sancıyan yanım, ağlatanım... Bu büyük acıya nasıl katlanılır? Böyle büyük bir yara nasıl
Sayfa 150
140 syf.
10/10 puan verdi
yalnız insanların başucu eseri. dostoyevski bu romanında insanların beyin kıvrımlarında neşter dolaştırıyor diyebiliriz. kulak verin dostoyevski'ye, o insanlık adına tüm gerçekleri söyleme cesaretini gösteriyor. insanlık...hani şu kibrinden geçilmeyen, hani şu her şeyi bildiğini sanan, hani şu sen, ben, bizler, hepimiz... kafası karışık bir
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,1bin okunma
İnsanda ahlâk duygusu, koku ve dokunma duyusu gibi doğal bir yetenektir. Yine bu ilkeyi va'zeden Yasa'ya ve Din'e gelince, metalarının -fatihin, sömürücünün ve rahibin yararına olan öğütlerinin- üstünü bu ilkeyle örtebilmek için, onu basit bir el çabukluğu ile yok etmişlerdir. Doğruluğu genel kabul gören bu dayanışma ilkesi olmadan, insan zihni üzerinde nasıl etkili olabilirlerdi? Tıpkı kendini güçlülere karşı güçsüzlerin koruyucusu olarak göstermeyi başaran otorite gibi, Yasa ve Din de birbirlerinin üzerini ahlâkla örtüyorlardı. İnsanlık Yasa'yı, Din'i ve Otorite'yi fırlatıp atarak, kaptırmış olduğu bu ahlâk ilkesinin sahipliğini geri alır; böylece bu ilkeyi eleştriye tâbi tutar ve papazın, yargıcın ve hükümetin zehirlediği ve zehirlemeye devam ettiği bu ilkeyi soysuzlaştırmalardan temizler.
Reklam
-Çocuklar neden sakat doğuyorlar? -Genelde bu soruyu soran kişiler yüzlerini buruştururlar. Bu da aslında cevabı görememelerinden dolayıdır. Onlar, engelli çocukların "hatalı" olduğu düşüncesiyle bu çocuklara genelde acıyarak bakarlar. Ben fizyoterapist olarak, normal bir insana göre pek çok engelliyle daha fazla vakit geçirme şansına
Sayfa 346Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.