Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Spino­za insan ruhunun ölümsüz olduğunu temelde inkar eder. Zih­nin ya da onun bir parçasının ölümsüz olduğunu ve vücudun ölümünden sonra bile Tanrı'nın içinde yaşamaya devam ettiği­ni kabul etse bile kişisel ruhun vücut ile birlikte yok olduğuna inanır. Dolayısıyla ebedi mükafat ya da ceza konusunda he­veslenecek ya da korkulacak bir şey yoktur. Hatta Spinoza, ümit ve korkunun, dini liderlerin, sürülerini inançlı bir tesli­miyet halinde tutmak için kullandıkları duygulardan ibaret ol­duğunu söyler. Tanrı'nın ödül ve ceza dağıtan serbest bir ha­kim olduğu sanısı, saçma bir biçimde ona insani özellikler at­fetmek gibi bir uygulamaya dayanır. "Bu kişiler, insanları ken­dilerine bağlamak ve onlar tarafından el üstünde tutulmak için Tanrı'nın her şeyi insanlar narnma yönlendirdiğini söyle­yip durur. Dolayısıyla her biri kendi mizacına göre Tanrı'ya tapınmanın değişik yollarını uydurmuştur." Bu yüzden batıl inanç, cehalet ve önyargı, düzenli bir dinin temelinde yer alır. Spinoza'nın ısrarla savunduğu görüşe göre Tanrı aslında sonsuzluktan yapılmıştır ve Doğa ile birdir. Diğer her şey mut­lak bir gereklilik ile Tanrı'nın doğasından gelir. Spinoza aynca insanoğlunun herhangi bir biçimde özgür olduğuna inanmaz ve onun günahlardan kurtulup hayırlı bir hale erişmesi konu­sunda hiçbir şey yapamayacağını ileri sürer.
Sayfa 196 - İletişim Yayınları
Hem 1660'lann başında başlanmış Spinoza'nın başyapıtı Eti­ka’da,hem de daha eski bir çalışma olan (muhtemelen 1660 başı, yani aforozdan dört yıl sonrası) ve Etica’daki fikirlerin olgunlaşmamış ya da henüz çekirdek halinde boy gösterdigi Tanrı, Insan ve Insanın Mutlulugu Üzerine Kısa Inceleme (A Short Treatise on God, Man and His
Sayfa 196 - İletişim Yayınları
Reklam
şu bizim Akşehirli tonton Nasreddin Hoca'yı j yalnızca bilgili, hazırcevap sanma. Hoca hem cömert hem de yardımsever bilinirmiş yaşadığı çağda. Bu yüzden ona bol bol misafir gelirmiş. Bu güzel ev sahibine gelenler yer içer, yatar kalkar, bir türlü gitmek istemezmiş. İsanoğlu gariptir. Kimi iyiliğe iyilikle karşılık verir, kimisi de iyilik
Peki bu dünyada sizin yeriniz neresi?
İnsanın hayatı boyunca kendisine soracağı en anlamlı sorulardan biridir: Bu dünyaya hangi boşluğu doldurmaya geldim? İnsan, ömrü boyunca yerini arar ama bulmak kolay değildir. Kimi on sekizinde bulur kimi yetmişinde kimiyse bulamadan göçer bu dünyadan. Benim yerim neresi? Buna bir cevap bulduğumuzda hayat daha katlanılabilir olur. Bu yüzden Montaigne, "Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder." demiş. Kierkegaard da aynı arayışta olacak ki "Tanrı benimle ne kastetmiş olabilir?" diye sormuş. Yerden kasıt sadece sığınacak bir mekan değildir, bazen bir insan bazen bir düşüncedir.
Pek çok korku bitkinlik ve yalnızlığın doğar. Kendine karşı nazik ol. Sen de bu evrenin çocuğusun, en az ağaçlar ve yıldızlar kadar. Sen fark etsen de etmesen de evren olması gerektiği gibi hareketine devam ediyor zaten. Bu yüzden Tanrı'dan her ne anlıyorsan onunla barış içinde ol. Çabaların ve emellerin ne olursa olsun, hayatın gürültülü karmaşasında barış ve huzuru kalbinden hiç eksik etme. Bütün basitlikleri, yıpratıcılığı ve hayal kırıklıkları ile bile dünya çok güzel. Neşeli ol. Mutlu olmak için çırpın."
" Tanrı kullarının ayrı ayrı değil, beraberce yaşamalarını istiyor; bu yüzden her birine kendi gereksinimlerini değil, hepsi için gerekenleri esinliyor. "
Sayfa 36 - OLYMPIAKitabı okuyor
Reklam
Bu dünya'da ne Tanrı vardı ne de büyük bir mesih vardı. Yalvarıp dua ettiğim hiç kimse bana el uzatmadı. Bu yüzden hayatta kalmanın tek bir yolu vardı. Kendinden daha zayıf olanları bulup, iliğine kadar sömürmekti. Bu içinde yaşadığımız dünyanın acı bir gerçeğiydi. Evet, içinde yaşadığımız dünya da Yalan Oyunu'nun başka bir basamağıydı.
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Duanın kabulünün şartı; acizliğini bilmektir.
- Bu yüzden Tanrı'nın yardımına ihtiyacım yok. Pekâlâ, bir zamanlar onunla konuşur cevabı da kendim verirdim, ama ne anlattıysam bana cevap vermedi. Sessizlik. Artık ben de ona sadece sessizlikle karşılık veriyorum. - gururlu ve mağrur bir adam sağır ve kördür. Böyle biri Tanrı'yı nasıl duyabilir? O'nu nasıl görebilir?
Gerçekte Hititlerin sayılamayacak kadar çok tanrıları vardı. Bu yüzden Hititler kendi ülkelerine ''bin tanrı ili" demişlerdir.
Sayfa 38 - Umuttepe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kendilik'imiz yani "orta nokta"mız, iki dünya ve onların güçleri arasındaki, sadece hayal meyal bildiğimiz, ama çok güçlü bir şekilde hissettiğimiz gerilimin merkezidir. Bize hem çok yabancı hem de çok yakındır. Bütünüyle ta kendimizdir ama bilinmezdir. Gizemli bir yapının gerçek merkezidir. Kendilik, belirgin biyolojik amaçlarının yanında, ruhun manevi yaşamında ve dinin ruhsal başarılarında kendini gerçekleştirme eğilimindedir. Bu yüzden Kendilik, çok gizli bir sır, gizemli bir kaynak ya da tanrısal bir yansıma olarak görülebilir. Kendilik, sadece toplumsal çevreye değil, Tanrı'ya, evrene ve ruhun yaşamına kişisel bir intibak vasıtasıdır.
Sizce gerçekten göründüğü gibi biri mi demek istiyordum. Öğretmen bir an düşündü. “Hayır, değil.” “Göründüğü gibi değil mi?” “Değil. Ben de değilim. Siz de değilsiniz. Kimse değil. İşte bu yüzden Tanrı düşüncelerimizi sessiz kıldı, bir tek kendimiz duyabilelim diye. Kimse gerçekte ne düşündüğümüzü bilmemeli.
Sayfa 136 - PEGASUS
Bizim sağduyu düzlemimizde bilgi dediğimiz şeyle ne kastedilir? Bildiğimiz şey zihnimizle sınırlanmış olan şeydir, zihnin ötesinde yer alan şey bilgi değildir. Şimdi, eğer Mutlak olan zihinle sınırlanmışsa O artık Mutlak’lıktan çıkmıştır; O sonlu olmuştur. Zihnin sınırladığı her şey sonlu hale gelir. Bu nedenle Mutlak’ı bilmek yine kendi içinde bir çelişkidir. Soruyu cevaplamak bu yüzden mümkün olmamıştır. Bilinen Tanrı artık Tanrı değildir. O bilinemez, O her zaman Bilinemez Olan’dır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.