Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
241 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Bu kitabın Iyi anlaşılması için yazarıyla yapılan röportaj ı incelemeye koymayı uygun gördüm Herkese iyi okumalar.. Yazar – Şair  Nesimi Aday’ın Dersim Gazetesi’nde Yazar Faik Bulut ile yaptığı ‘Horasan’dan nasıl geldik?’ kitabına ilişkin yaptığı röportajın tamamını olduğu gibi yayınlıyoruz. Türkiye’deki Alevilerin çoğu ve Dersimlilerin
Horasan Kimin Yurdu?
Horasan Kimin Yurdu?Faik Bulut · Berfin Yayınları · 200915 okunma
Reklam
336 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tarihin Kara Lekesi
Okurken o kadar çok gelgitler yaşadım ki, yazarın söylediği her şey kafamda şüphe uyandırdı. Okurken çok sorguladım, çok bocaladım. Bugünkü Tunceli, Bingöl, Erzincan ve Elazığ'nın olduğu bölgeye Dersim deniliyordu. Dersim'de katliam oldu mu? İşte en çok merak ettiğim ve okurken kafamdaki birçok soruyla da boğuşma imkanı bulduğum ve sonuç
Dersim İsyanları
Dersim İsyanlarıAhmet Tahir Can · Tutku Yayınevi · 201710 okunma
Gezintimizi biraz daha sürdürelim: Diyarbakır vilayetinin Mardin sancağı: 27000 toplam nüfusu 10.000i Hıristiyan, Keldani ve Suriyeli. "Kalanı" Türk. (Kürtlerden bahis yok.) Ergani Madeni: 6 940 nüfusun 3000'i Ermeni ve Rum. (Kalanı verilmemiş.) Mamuret-ül Aziz (Harput, bugünkü Elazığ): Toplam nüfus 220.000. 175.000i Türk, 45000'i Hıristiyan. Malatya sancağı:83 500 kişiden 75000i Türk, 8 500'ü Hıristiyan. Dersim sancağı: 28.000 Müslüman (Kürt), 16 000 Hıristiyan. Urfa sancağı: Toplam 130.000 kişiden 92.000'i Türk, 8.000'i Ermeni, 2000'i Suriyeli. Ayıntab (Gaziantep): Toplam nüfus 43150. 34486'sı Müslüman (köken belirtilmemiş). Hozat (Dersim, sancak merkezi): 5 000 Kürt, 200 Ermeni. Muş sancağı: 15000 Türk, 15 000 Ermeni. Burada Türk tüccarlar -nedense- öne çıkıyor: Derviş, Ömer ve Saraçzade Nadir ağalar. Hacı İbrahim, Hacı Muhammed, Hacı Musa, Hacı Yakub ve Hacı Yasin efendiler. Erzurum vilayeti: Vilayette yaşayan 617000 kişiden 520000'i Müslüman (köken belirtilmemiş), kalanı Ermeni, Rum ve yabancı. Burada, Amerika Birleşik Devletleri'nin yanı sıra İngiltere, Fransa, Rusya ve İran'ın da konsolosluk bulundurmaları dikkat çekiyor.
Diyarbakır çevresi, Dersim (bugünkü Tunceli) ve Dersim'in sancak merkezi Hozat ile Van dışında Kürtlerin çoğunlukta olduğu başka bir yere 1901 Yıllığı'nda rastlanmıyor. Genelde aşiret hayatı yaşayan ve tarımla uğraşan Kürtlerin ve kentlerde yaşasalar da Türklerin refah ve zenginlik sağlayan işlere ilgi göstermedikleri ya da bu fırsatın kendilerine verilmediği ortada. Yalnız Doğu ve Güneydoğu'da değil, Türkiye'nin hemen her yerinde azınlıklar ve özellikle Ermeniler alışkanlıkları, yetenekleri ve dayanışmaları sayesinde yorucu işlerde Türkleri ve Kürtleri çalıştırırken, kendileri refah içinde yüzerdi. Sonra, güç günlerimizde Ruslarla, Fransızlarla işbirliği yaparak bizleri arkadan vurdular. İş tehcire dayanınca da "soykırım" yalanıyla ortalığı birbirine kattılar. Bugün de katıyorlar.
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Heyyo herkes! N’abersiniz? Gündem vakalarla biraz hareketli ama evde kalıyoruz ve yaşlıları da eve sokuyoruz. (gerçi sokağa çıkma yasağı geldi onlara değil mi?) Ben artık evede kafayı yeme eşiğinde geldim, can sıkıntısından saçımı kestim, boş boş duvar izledim ve 100. Kez AROG izledim… Neyse. Ben yine giriştim bir analize lakin, bu analizin kemik
Gösteri Toplumu
Gösteri ToplumuGuy Debord · Ayrıntı Yayınları · 2021874 okunma
Reklam
Saatte 150 km hızla giderken bir şeyler oluyor.Egzozlar tüm gürültüyü boğar.Motor,kalp atışıyla aynı seyirde titrer.Görüş alanın anlık bir hal alır.Ve bir bakarsın ki yolun üstünde değil,içindesindir.Bir parçası olmuşsunsur.Trafik,manzara ve her şey...Hepsi de sen geçerken rüzgarınla devrilen karton bir mankene dönüverir.Bazen bu duyguyu unuttuğum oluyor.Uzun yolculukları bu yüzden çok seviyorum.Tüm dertlerin,tüm o gürültü...Hepsi kayboluveriyor.Önündekiler dışında hiçbir şey seni endişelendirmiyor.Belki de bugünkü dersim bu.O basit anlara tutunup,onlara daha fazla değer vermeliyim.Onlardan çok fazla kalmadı artık.Senin bu hale düşmeni hiç istemem.Seni mutlu edecek şeyleri bulmak o kadar zor olmamalı.Sen de acıyla,zorluklarla,zor kararlarla elbette karşılaşacaksın ama hayattan aldığın zevki bastırmalarına asla izin vermemelisin.Ne olursa olsun,sevdiğin şeyleri bulup,onlara doğru koşmalısın.Eski bir söz vardır."Seni öldürmeyen şey,daha da güçlendirir" derler.Ben buna inanmıyorum.Bence seni öldürmeye çalışan şeyler seni üzer ve öfkelendirir.Asıl güç,güzel şeylerden gelir.Ailen,arkadaşların,sıkı çalışmanın verdiği haz gibi.Seni ayakta tutacak olan şeyler bunlardır.Dağıldığın zaman,tutunacağın şeyler bunlardır.
Kadınların tiyatrolarda rol alması sağlanır. Bunlarla da kalınmaz, model şahsiyeder yetiştirilir[121]. Bu amaç doğrultusunda olmak üzere, Mustafa Kemal bazı kız çocuklarını evlat edinir ve onlan arzuladığı tarzda eğitir. Erkeklerle bir arada ve erkeklerden farksız olacak şekilde onları topluma dahil eder. Birisi (Afet İnan) Avrupa’ya eğitime gönderilir ve genç yaşında Ankara Üniversitesi’nde tarih profesörü yapılır. Bir başkası (Sabiha Gökçen) ise bir pilot olarak yetiştirilir. Hatta Dersim isyanında kullandığı uçağıyla isyancı­ların üzerine bomba yağdırarak aldığı eğitimin hakkım verir[122]. Ayrıca, Avrupa’ya ne kadar modern olunduğunu göstermek için Meclise kadın milletvekilleri seçtirilir.[123] 121 Bkz: Özakman, Turgut, “Türk Tiyatrosu ve Atatürk”, s. 1053-1062 122 Ahmad, Modem Türkiye’nin Oluşumu, s. 126; Doğramacı, “Atatürk ve Kadın”, s. 105; Göksel, “Atatürk ve Kadın Haklan”, s. 231, 232 123 Cumhur, “Türk Kadnıyla İlgili Sorunlar”, s. 729; Hüner, “Türk Kadınının Geçirdiği Evrimin Tarihçesi ve Bugünkü Durumu”, s. 169
Sayfa 161
1 Eylül 1919 günü Erzincan'dan Sivas'a doğru yola çıkılmak üzereyken, "Dersim Kürtleri boğazı tutmuşlar. Tehlike var. Geçilemez." haberi gelir. Atatürk tehlikeyi göze alıp yola devam kararı verir, ancak bazı korunma tedbirleri de aldırır. Nutuk'ta, delice bir cesaret olarak görünebilecek olan bu kararı niçin aldığını şöyle anlatır: “Bu tertip ve tarzı hareketi, mâkul ve emniyetli görmiyenler bulunabilir. Gerçi bu tarihlerde Elâziz (bugünkü Elazığ) Valisi Ali Galip Beyin Dersim'de dolaştığı ve bazı tesvilât (aldatmaca) ve tertibata çalıştığı malum idiyse de izah edeyim ki, ben, evvelâ hakikaten Boğazın tutulduğuna kani olmadım. Bunu, hükümeti merkeziyenin mümaşatkârı (yoldaşları) olabileceğini tahmin ettiğim bazı kimseler tarafından, mahza (sadece), beni tevakkufa (durmaya) mecbur etmek için tasnif edilmiş (uydurulmuş), bir plan telâkki ettim. Saniyen (ikinci olarak), Dersim Kürtleri Boğazı tutmuşlarsa, bunların alabilecekleri tertibatın, uzak tepelerden yola ateş etmekten ibaret kalması, bence, çok muhtemel idi.”
Sayfa 454 - İş bankasıKitabı okudu
Dersim, bugünkü "Tunceli“yle sınırlı olmayan, bir ucu Sivas'a, diğer ucu Erzurum ve Van'a uzanan, oldukça geniş bir coğrafyanın ismi.
Sayfa 278Kitabı okudu
Reklam
U xetliyâmî halêpçe (dengi şivan perwer ):
Wezê daketim kel û kaşxanan Wezê daketim serê birc û van dîwaran Wezê bi ser kela dilê xwe de mijûl ji xeman û kulan û derdan birîn in ax de wey lo lo lo wey lo… Dîsa bombe û baran e Her derê girtî mij û dûman e Dîsa nale-nala birîndaran e Dengê dayika tê li ser lorikê wan e Bavik bi keder xwe davêjine ser zarokan e Lê zarok mane bê nefes,
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.