‘Nedense hoşuma giden hikayeler hep küçük şeylerden oluşuyor. Ayrıntılar. Kayda değer olmayan şeyler. Bugünlerde insanlar büyük şeylere ilgi gösteriyor. Büyük mevzular, büyük satışlar, başarı. Işıklar, röportajlar, flaşlar. Meşhur olmak. Şöhrete dayalı önem. Belki de düzeni baltalayan küçük olandır. Normların mütevazı boyutunda yaşayanlar. Belki de bu devrin kahramanı cücelerdir.’
.
İdeal Defter de küçük bir kitap aslında, ince, sade. Ama altını çizdiğim nice cümlenin ardından, İdeal Defter’i normların mütevazı boyutlarından ayrı tutmam gerektiğini anladım.
Özlem de böyle bir şey bir yandan. Kitaptaki aşık kadının sevdiğini özlemesinin de boyutu da sınırı da yok.
Mavi çizgileri var ama. Bu çizgileri taşırabiliyor, üzerine yazabiliyor, yazdıklarını silebiliyor. Çünkü ideal bir defter bunu yapmalı. İçinizden geleni kabul etmeli, dalgalarınızı karşılamalı, sıkmadan-boğmadan sarmalı.
.
Brenda Lozano’nun İdeal Defter’de yaptığı şey kabına sığmamak. Her duygu olağan rengini yitirmeden duruyor sayfada. Temelde annesinin ölümü üzerine İspanya’ya giden bir adam ve onu bekleyen bir kadın anlatılsa da coşkun dile kayıtsız kalamıyorsunuz.
Sözün özü: çok sevdim.
.
Nergis Gürcihan çevirisi, Virgina Elena Patrone kapak tasarımıyla ~