Küçük Kadınlar kitabının ikinci kitabı olan "İyi Eşler" konu bakımından birinci kitaptaki kızların biraz daha büyümüş hallerini ve evlenme çağlarında neler yaşadıklarını konu alan bir kitaptır.
Birincisi gibi ikinci kitabı da severek okudum. Kitaba bazı yeni karakterler eklenmiş. Kitaptan çıkardığım sonuca gelecek olursak insanın düşünceleri yıllar geçtikçe, insan yaş aldıkça nasıl da değişebileceği. Yani atalarımızın da dediği gibi büyük lokma ye büyük söz söyleme
Kitap tema bakımından güzel ahlak üzerine işlenmiş. Dönemin olanakların da sık sık bahsedilmiş. Kitapta tek garibime giden yer Jo ile profesörün evlenmesi. Aile her konuda mantığını kullanan bir aile. Jo ve profesör çiftinin aradaki yaş farkına aileden bir tepki gelmemesi şaşırtıcı. Çünkü kitabın son bölümünde de dediği gibi Jo otuzuna merdiven dayadığında profesör yaşlanmıştı. Normal yaşamda bu duruma asla karşı değilim fakat kitapta March ailesi gözüyle bakınca biraz olağandışı gibi geldi bu olay. Onun dışında on numara kitap. Seve seve tavsiye edilir
.
İyi EşlerLouisa May Alcott · Koridor Yayıncılık · 20211,137 okunma
"Bak işte, insan iddiasından vuruluyor gözüm iddiasından, hele hele boşuna dememişler 'Büyük lokma ye ama büyük söz söyleme' diye! Büyük lokmayı suyla falan sindirirsin de büyük söz işte böyle kardeşinden bile utandırır seni."
Birisi cikipta bir gün bana okuduğum en iyi Atatürk kitabının, adı bile saçma sapan olan ve kitabı da sosyal medyadaki adıyla çıkarmış olan bir adama ait olacağını söylese herhalde güler geçer ciddiye almazdım.
Ama ne demişler Büyük lokma ye büyük söz söyleme... Bir sürü Atatürk kitabı okudum içinde İlber Ortaylı dan tutun da, Yılmaz Özdil e kadar bir sürü isim var ama hiç biri bu kitap kadar akıcı ve güzel gelmedi bana. Genelde fazla detay veren kitaplar sıkıcı olur ama ilk defa doğrudan Atatürk ve tarihle ilgili olan bir kitap, hem bu kadar detaycı hem bu kadar sürükleyici ve akıcı geldi bana.
Kitap Atatürk ün askeri lise yıllarından başlayıp 1918 in sonlarinin sonuna kadar olan kısmı anlatıyor, hani şu meşhur 'geldikleri gibi giderler' cümlesini kurduğu yer var ya, Hah işte oraya kadar. Resmen kafayi yedim, yazara kitabı mutlaka devam ettirmesi gerektiğini söyleyen mailler attım, sosyal medyadan yorumlar yazdım ama henüz bir cevap alamadım.
Kısaca kütüphanesinde Atatürk bölümü olan her arkadaşın mutlaka ama mutlaka edinmesi gereken bir eser. Müthiş olmuş.
En uygun rezonans alanını
oluşturmanın en hızlı yolu,
kendini takdir etmektir!
Ve bu, her zaman, göründüğü kadar kolay olma-
yabilir. Normalde kendi başarılarımızı pek gün yü-
züne çıkarmayız. Çünkü bize böyle öğretilmiştir.
Muhtemelen pek çoğumuza, kendi kendini övme-
nin hoş olmadığı birçok kez hatırlatılmıştır. Çoğu-
muz çocukluktan
#OkudumBitti
#DorianGrayinPortresi
#OscarWilde
#TürkiyeİşBankasıYayınları
Oscar Wilde, İrlandalı dahi yazar. Şiir, öykü ve oyunlarının yanı sıra Dorian Gray'in Portresi'yle ün kazanmış. Dönemin katı ahlak anlayışı sonucu cinsel yönelimi nedeniyle iki yıl hapis yatmış. Özgürlüğüne kavuştuktan üç yıl sonra Paris'te yoksulluk içinde ölmüş.
Bizim güzel bir atasözümüz vardır "büyük lokma ye büyük söz söyleme".
Dorian Gray' de tam olarak büyük söz söylemiş, bu da onu sonuna hazırlamış.
Ressam Basil Hallward arkadaşı Dorian'ın bir portresini yapar. Dorian erkek güzelidir görenleri etkisi altına alır adeta büyüler. Basil'in arkadaşı Lord Henry tanışmak istese de ressam pek hevesli değildir tanıştırmaya zira delilik derecesinde bağlıdır Dorian'a. Yine de tanışır Henry ile, onunla da çok yakınlaşırlar.Birlikte vakit geçirirler, davetlere, tiyatroya giderler.
Dorian çok genç ve güzeldir. Hep böyle kalması için dilekte bulunur, dileği gerçekleşir de.
Her gittiği yerde beğenilir Dorian Gray ama çok mutlu da değildir. Portresi onun kabusu olumuştur, herkesten saklayıp bir depoya kaldırmıştır. Kendi genç ve güzel kalsa da portrede değişiklikler oluyordur.
Okunulacak güzel bir kitap, tavsiye ederim.
Kitapla kalın sevgili dostlar
Çoğumuz çocukluktan itibaren "Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.", "Çok gülen çok ağlar.", "Kendini beğenen zararlı çıkar." gibi atasözleri ile büyürüz. Bunlar ve bunlara benzeyen birçok "tavsiye", eğitimimizin temel taşlarını oluşturur. Eminim ki hepimiz, sevincimizi bastıran ve duygularımızı kontrol altına almamızı sağlayan birçok farklı cümle daha biliyoruzdur. Belli bir noktadan sonra, bu kuralları kendi gerçeklerimiz olarak üstlenmeye ve kendimizi sınırlamaya başlarız.
Bedeni ve fikri her çeşit iş ve çalışma hayatının ve başarılı olmanın bazı genel ve gerçekçi kuralları vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:
Çalışmak için müsait vakit bekleme. Her zamanı çalışmak için müsait bil, Kendine göre müsait vakit bekler. sen, O vakit hiçbir zaman gelmez.
Çalışmak için müsait yer arama. Her yeri çalışmak için müsait
Hiç unutmuyorum;
Pandemi öncesi Öğretmen evinde geç saatte biten seminer sonrası konuşmacı arkadaşımız geceyi geçirmek için lüks otel arayışına geçince, bu saatte telaş etmeyin, öğretmen evinde kalabilirsiniz dediğimde; "Senin gönlün fakir demişti!"
...
Sonradan duydum ki konuşmacı arkadaşımız o gece öğretmen evinde kalmış. Benim gönlümün fakir veya zengin olması beni bağlar.
Atalarımız ne demiş: Büyük lokma ye büyük söz söyleme...