Shakespeare kendi borçlarını ödemekte çok titiz davranmasa da, başkalarının ona olan borçlarını ödemelerinde hayli ısrarcıydı. Eli sıkı bir tefeci olan Ozan, dardaki dostlara "bedel karşılığı" sermaye sağlamasıyla tanınıyordu. Shakespeare'in damat adayının babası bir defasında, " Bay Shakespeare ile pazarlık yapıyorsan, ceplerinin boşalmasına hazırlıklı ol," demişti. Shakespeare, miktarı ne kadar küçük olursa olsun, ödenmemiş borçlar yüzünden borçlularını dava etmesiyle ünlüydü. Daha da kötüsü, korkunç derecede pinti olmasıydı. Strafford'un yoksulları için tek kuruş harcamamış, kıtlık dönemlerinde tahıl ve malt stokladığı için adı kötüye çıkmıştı. Halen akademisyenler, Shakespeare'in vasiyetnamesinde yer alan eşine yalnızca " en iyi ikinci yatağı" bırakma yönündeki maddenin bir sevgi göstergesi mi, yoksa ölüm döşeğindeki bir cimrinin son hamlesi mi olduğunu tartışıyor.
“Bir masal iki parçanın bir araya gelmesiyle yapılır: Bu parçalardan biri masalın bedeni, öteki canıdır denebilir. Beden masalın kendisi, can ondan çıkan derstir.”
-
Jean de La Fontaine
1. Giriş:
Bu makale çalışması yalnızca Aisopos ve masallarına dair değildir. Aisopos öncesi Antik Yunan'da karşımıza çıkan masalsı metinlere, Aisopos'un hayatına,
"Bir zamanlar düşünürdü göğsümde yüreğim..."
(Homeros- İlyada, XIX -330)
Düşünmenin göğüsten bilindiği bir zamandan...
Homeros'un İlyada'sı Akhilleus'un öfkesi "Söyle tanrıça, Peleusoğlu Akhilleus'un öfkesini söyle" ile başlayan ve Hector'un ölüm töreni ile son bulan epik geleneğin kuşkusuz en ünlü eseridir. Troya
Bugünkü yolculuğumuz yine Yunanistan’ın antik devrine. İnceleme yalnızca kitap üzerine değil, Yunan şirine genel bir bakıştır. Başlayalım o halde.
“Haydi gel, otur üstüne şu iskemlenin,
bırak uyusun bağrımızda acılar.
Ne yapalım yaşımız çok büyükse,
ne çıkar yürek dolduran iniltilerden!”
-
"Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Canı cehenneme başkasının yangınıyla
Evini ısıtıp yemeğini pişirenin"
Şiire tutunan Şükrü Erbaş..
Bir şair mi sadece?
Bir âşık, bir münzevi, bir baba, bir kadın, bir köylü, bir devlet adamı; toplumun bir parçası, bin derdi, bir dermanı.. Her mısrasına hayran kaldığım; başkalarının acılarını en derinden duyan, samimiyetin vücut bulmuş hâli büyük ozan Şükrü Erbaş !!
"İçimde incinmiş bir çocuk ağıdı
Avuç avuç cam kırıkları gözbebeklerimde
Düşmemek için kendime tutunuyorum." [s.44]
En az bir dizesini okumadan göç etmeyin bu dünyadan :)
Şiirle kalın, keyifli okumalar
Bütün Şiirleri 1Şükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20208,1bin okunma
Hesiodos'un ilham mitleri Helikon Musaları; onlardır Theogonia ~ İşler ve Günler'in kaynağı. İlham verdiler ozan Hesiodos'a, Kalkanlı Zeus'un kızları, Olympos'un tanrıçaları.
"Bir güzel ezgiyi onlardan öğrendi Hesiodos bir gün
Ulu Helikon'un yamaçlarında koyun güderken," [s.3]
MÖ VIII. yy'da yaşamış ve Egeli olduğu bilinen ünlü ozan
"O zaman en güzel kıyafetlerimizi giyer ,kahraman-
lar gibi ölürüz..."
Serinin son kitabı olan çöküş ve yükseliş i inceleyeceğim bugün.Bence aşırı derecede güzel
bir kitaptı. Ama kitapta ağladığım çok fazla yer oldu.Bu seri benim için gerçekten çok özel.İçimde buruk bir sevinç var.
Bu kitapta baş karakterler olan alina ve malyen çok büyük gelişim gösterdiler.Bu yüzden ikisinide bu kitapta sevdim.Özellikle malyen harikaydı diyebilirim.
Karanlıklar efendisi bu kitapta hiç olmadığı kadar acımasızdı.Yaptıklarıyla beni kendinden soguttu.Nikolaiye yaptığı şeyi asla unutmucam.
Kimse bana bunu unutturamaz.Karanliklar efendisi nin geçmişine çok üzüldüm ciddi anlamda.O yalnız bir çocuktu...
Gelelim Nikolai Lantsova .Nikolai bu kitapta yaptıklarıyla hareketleriyle,konuşma tarzıyla.Koskocaman kalbi ile benim en sevdiğim kitap karakteri olmayı başardı.Ama bence serinin baş karakteri Nikolai olmalıydı Malyen değil.
Serinin sonunda Nikolainin hak ettiği şeye ulaşması .Onu o kadar çok seviyorumki anlatamam.Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun yakışıklı kralım.
Bu seriyi herkese tavsiye ederim.En sevdiğim fantastik seri kesinlikle grishaverse.
1.
Zerdüşt, uzun süre dağda inzivada kalmıştır. Varlığın, hayatın anlamını anlamıştir. Lakin artık bunu anlamak kendisine yetmemektedir. Güneş nasıl bir enerji ise ve bu enerjisini yayiyorsa ve hayata enerji vererek onu var ediyorsa, onu aydinlatiyorsa; Zerdüşt de anladiklarini aktarmasi gerekmektedir. Ve Zerdüşt dağından aşağıya, insanların
SPOILER!!!! ( Gerçi otobiyografik bir eserde spoylır mı olur bilmem ama olsun)
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
-Cemal Süreya
Sizin hiç babanız gözünüzün önünde yüreğinden hançerlenerek öldürüldü mü? Üstelik kardeşiniz tarafından?
İşte ilgili