Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazen insanların bu kadar vurdum duymaz olduğunu anlayamıyorum. Desem ki okumadı görmedi cahil öyle de değil, üniversite okumuş görmüş ve çalışıyor. Tüm bunlar da yetmiyor evlilik gibi hayalleri planları var. Düşünüyorum da bu tür insanlar nasıl bir birey yetiştirmeyi düşünüyor?
Mustafa Kemal Graziani'ye şöyle demiş: "Türk milletinin fevkalade meziyetleri vardır. Fakat ne yazık ki onu karanlık ve cehalet içinde bırakıyorlar. Millet pratik bir şekilde modern maarife susamıştır. Rejim, iktisadi hayatın hiçbir cephesinde millet ve devletin faaliyet göstermesine müsade etmiyor. Hâlbuki Türkiye'nin nefes alması, ilerleyebilmesi ve mazhar-ı hürriyet olması için her şeyden evvel Türk milletinin maneviyatını yükseltmek ve onu taassuptan kurtararak faal bir kudret iktisap etmesine çalışmak lazımdır. Millet cahil dervişlerin elinden tahlis olunmalı ve bunların yerine iyi tahsil görmüş, laik profesörler getirilerek işin başına geçirilmelidir. Hülasa, milletin daha pek çok şeye ve inklablara ihtiyacı vardır. Millet aile ve toplum hayatında doğu düşünce tarzından sıyrılmalıdır. Türk halkının gerçeği görüp kavrayabilmesi için pek çok büyük reformlar gerekir."
Reklam
Cahil bir hükümdar; cinayetlerindeki muvaffakıyetleriyle milleti tamamıyla sindirdikten ve Yunanistan'a karşı ordunun kazandığı zaferle de avamın muhabbetini kazandıktan sonra artık neler yapmazdı!..
Öğrenmeli..
Cahil bir cadıya, senin gibi kültürsüz bir cadıya boyun eğiyorum. Peki ben bilgili miyim? Öğreneceğim!
Sayfa 16 - İletişim
Demokrasi, cahil halk kitlesinin, bağımsız ruhlu bireyleri, çoğunluğun gücü söylemiyle ezmesinin bir aracıdır ve çok zararlıdır.
“Cahil kafalarda Bütün Esrarını Kaybeden İslam,
Entelektüel bir kafada ne kadar da Güzeldir.” Bu Toprakların Bilge Mimarı: Turgut Cansever
Reklam
"Ne çok gezen bilir, ne çok okuyan bilir. En çok cahil bilir, o her şeyi bilir"
AZGIN İSTİBDAT DEVRİ -
Sultan Hamid cahil ve haylaz olduğu halde kendini ecnebi gazetelerine methettirmek için pek çok para sarf ederdi.
Sayfa 50 - Kronik KitapKitabı okuyor
AZGIN İSTİBDAT DEVRİ - Cahillik ve Güç
Fakat hafiye teşkilatı, saray muhafızları, saray mensupları gittikçe artıyor ve bunlar muntazam maaşlarından başka sadakat göstermeleri derecesine göre ikramlar, ihsanlar, rütbeler, köşkler ve konaklar ihsan alıyorlardı. Paşa rütbesinde hafiyeler de vardı. Bunların konakları küçük birer saray halini almıştı. Muhafızların başlarındakiler en cahil fakat en kuvvetli adamlardı.
Azgın İstibdat Devri
Cahil bir hükümdarı cinayetlerindeki muvaffakıyetleriyle milleti tamamıyla sindirdikten ve Yunanistan'a karşı ordunun kazandığı zaferle de avamın muhabbetini kazandıktan sonra artık neler yapmazdı!
Sayfa 46 - Kronik KitapKitabı okuyor
Reklam
Oturduğumuz masanın altını» birsof'tbol topu yuvarlandı. Zengin baba topu yerden alıp geri fiıiattı. “Hırs ve korkunun cehaletle ne ilgisi var?” dedim. “Var, çünkü oııca hırs ve onca korkunun nedeni para konusunda cahil olmaktır. Bazı örnekler vereyim. Ailesini daha iyi geçindirmek için daha çok para isteyen bir doktor vizite ücretini artırır. Bu en çok yoksullara dokunur, buna göre yoksulların sağlık koşulları paralılardan daha kötiidiir.
Gerçek kötülük, cahil genç kadınların yalan vaatlerle yoldan çıkarılıp, sağlıklarının çok ciddi tehlikelere açık olduğu, kölelik koşullarına sürüklenmeleridir.
Sayfa 129 - EZR Yayıncılık, İstanbul 2018Kitabı okudu
Cahillik, bilgisizlik, insanlık ve hayırlı kötülük
Benim cahillik anlayışım okumamış olan değil. Cahil, benim için sürdüğü hayattan bir şey öğrenememiş olandır çünkü insan olmak, ahlâklı olmak, doğruyla yanlışı ayırt etmek vs. asla ders kitaplarıyla sınırlı değil; birini düşündüğünde onu mutlu ettiğini görüyorsun, birine kızdığında onu korkuttuğunu ya da üzdüğünü görüyorsun, sevdiğin bir insanı
Cahil kişilerin ruhu gübrelenmemiş, sürülmemiş topraklar gibi katıdır. Önyargılar bu ruhlara, kaya diplerinde biten otlar gibi sımsıkı yapışır, inatla büyürler.
Yakamızdan hiç düşmemişler
XVII'nci asırda mülkî mansıplar evlâda intikal ettiği gibi, ilmî mansıblar da babadan oğula intikal etmeye başladı. Ulemanın beşikteki çocuğuna ilmî rütbeler verilir oldu. Böylece tarihlerimizde "beşik üleması" denilen câhil ülema zümresi türedi. Annelerinden âlim doğan, okumadan hoca, yazmadan kâtip olan bu adamlar bir araya gelip ilmî mubahaseler yaparlardı. Mevzuları Şeytan, melek var mıdır? Firavun acaba imân etmiş mi idi, etmemiş mi idi gibi incir çekirdeğini doldurmayan, fakat bir asrı mükemmelen dolduran meselelerdi. Ele geçirmek istedikleri bir mansıbı elde etmek için başvurdukları çare, rüyalarında Hz. Peygamberi görmekti. Şuaravizâde, Mısır mansıbını elde etmek için «Mısır'ı rüyamda Hz. Peygamber bana verdi. Her kim tasarrufa yeltenirse elbet ki gazaba uğrar. Hânümânı berbat olur. Hayır görmez. diyerek rakîplerini susturmuş ve Mısır mansıbını ele geçirmiştir.
Sayfa 31 - Kastaş Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.