Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiç uykum yok..
Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimdeki otuz dört dikiş. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandisit ameliyatımın izi. Ve sırtımı kaplayan, Tanrı’nın yüzü. Bilmiyorum… Hızlı yaşadım. Ama genç ölmekten çok, hızlı yaşlandım! Ancak hayattayım
Yaşam bir tabak yıkamaktır. Yaşam sokakta bir metelik bulmaktır. Yaşam aynanın "karesi"dir. Yaşam çiçek "üstü" sonsuzdur. Yaşam yer "çarpı" yüreğimizin çarpıntısıdır. Yaşam basit ve eşit nefesler geometrisidir.
Reklam
hatalı sollama! aşk ile komünizm çarpıştı aşk çarpı komünizm eşittir intihar imza : mayakovski
ilk kez duydum...
Karınız sizden habersiz dışarı çıkmasın diye ayakkabısının altına tebeşirle çarpı çizermişsiniz hani. Bu yöntemi bir hikâyede mi okumuşsunuz, ne yapmışsınız. Övünürmüşsünüz bununla. Akşam eve gelir gelmez karınızın ayakkabılarının altını kontrol edermişsiniz. Tebeşir silinmişse kadıncağızı dövermişsiniz. En çok ağzına vururmuşsunuz, karınızın ağzına takıkmışsınız. Yüzüne vurursam görünür, dövdüğüm anlaşılır diye düşünmezmişsiniz bile.
KLİMA
-Önüne bak lan! -Bakıyordum. -Ha bakıyordun ve bile bile çekilmedin yani yolumdan, öyle mi? -Yolumdan? Yada neyse boş ver ya. Öyle öyle. -Kabul de ediyor bak sen, öyleli böyleli konuşma bak benim asabımı bozma! -Bak dostum. Işıkların orada polisler duruyor. Burada bir arbede çıkartma öğlen sıcağında durduk yere. Ayarla navigasyonunu devam et yoluna. -Oğlum polis gelse ne olur? Sen neyine güveniyorsun da gider yapıyorsun bize? -Favori sorum da geldiğine göre bana müsade. Bak olay çıkacak, e çarşının ortasındayız yani demek istiyorum ki illa alacaklar karakola bizi iki saat dikecekler ayakta. Zaten klima da yok. -Klima da yokmuş. Aklı sıra bize ben karakola çok girip çıkıyorum ayağı yapıyor çakal. -Evet çok girip çıkıyorum, doğrudur. Ama benimki iş gereği. -Polis misin? -Polis olsam, ne diye polisten korkayım acaba? Gerçi sosyal bir devlette korkmam gerekirdi de neyse. -E nesin ya kardeş? -Defterdarım. -O ne iş yapıyor ki karakolda? Karakoldaysa o da polistir yani, bizi istesen tutuklayamaz mısın? -Yok benim sadece deftere isimlerinizi yazıp, aranızdaki en çok konuşanların isimlerinin yanına çarpı atma yetkim var. Mesela gidince sana üç çarpı atacağım. -Memur bey yapmayın, etmeyin biz bilemedik. Baştan deseydiniz. Kusurumuza bakmayın lütfen. -Olmaz öyle. Hiçbir şey yoksa bile bir memurun vaktini çaldınız. -Yemin ederiz, bir daha olmayacak polis bey. -Yok yok. Öyle kolay sıyıramazsınız. Haftaya velileriniz gelecek. Özellikle seninkiler kesin gelecek. -Tabii efendim nasıl buyurursanız da şimdi yaşlı başlı insanlar. Bu sıcakta Allah korusun. -Peki bizleri sizin gibi denyolardan kim koruyacak? -…
Reklam
Çok Anlamlı Olabilirdi
Çok anlamlı olabilirdi: tükenmekteyiz, gitmek zorundayız, çağrılmadan geliriz. Ama konuşmak ve anlaşamamak, ve bir an bile kavuşamayan ellerimiz, Yıkmakta bunca şeyi: kalıcı değiliz. İlk adımlarımızı korkutur yabancı işaretler, bir çarpı işareti parçalar bakışmaları, istenen, yalnızlıklarda eriyip gitmemiz.
Atalarımız, çocukların alınlarına kömür isinden çarpı boyayarak onları nazardan korurlardı. Şifalı ağaç kömürü baş ağrılarına da iyi gelir. Tamamen yanmamış bir odun parçasının ucundaki kömür tozunu bir tatlı kaşığıyla alıp bir bardak suya ekleyerek içmek baş ağrısını alacaktır. Zihinsel bir rahatlama, düşüncelerde hafifleme sağlayacak, midedeki zehri de emecektir.
Zaman yavaş yavaş işliyor üzerimize acıları. Artık iyi ve kötünün bariz olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Yarınlara daha ne kadar kötülükler çıkacak diye bekliyoruz. Zaman zalimin haddini hududunu aştığı zaman. Gazze'de milyonlar (kardeşlerimiz) öldürüldü. Görseldeki defterde Filistin bayrağı var. Yeğenim bugün hiç tahmin etmediğim bir şekilde deftere önce İsrail bayrağı çizdi ve şöyle dedi;bu kötü bayrak üzerine çarpı atıp yırttı sonra Filistin bayrağı çizerek üzerine kendince bu ✅işareti yaparak kalp çizdi ve şöyle dedi;bu iyi bayrak. Filistin nakış nakış işliyor yüreklerimize doğruyu, yanlışı, sevgiyi, acıyı... Çocuklar yarınlara iyiliklerle uyanmak istiyor. Hemen şimdi işe koyulup yapmamız gereken ne varsa yapmalıyız Çünkü çocuklar ölüyor. Kötülük hiç bir zaman ayakta durmaz, İyiliğin yürekten bağları vardır uzaklarda olsa bile el uzatır.🇵🇸
İlk “resimli anatomi” kitaplarını Berengario da Carpi’ ye borçluyu: Kitaplarında manzaralar, uzak evler barındıran bir fonun üzerinde hareketli iskeletler, kendi elleriyle karınlarını ya da göğüslerini açarak içindekileri okurun gözü önüne seren, derisi yüzülmüş bedenleri vardı. Bu illüstrasyonlar pek çok açıdan bir ilkti.
Reklam
İki çarpı iki beş bu dünya kare Senin doğrularından banane
Çok anlamlı olabilirdi: tükenmekteyiz, gitmek zorundayız, çağrılmadan geliriz. Ama konuşmak ve anlaşamamak, ve bir an bile kavuşamayan ellerimiz, yıkmakta bunca şeyi: kalıcı değiliz. İlk adımlarımızı korkutur yabancı işaretler, bir çarpı işareti parçalar bakışmaları, istenen, yalnızlıklarda eriyip gitmemiz.
Çok anlamlı olabilirdiKitabı okudu
Yaşam, alışkanlık rafına kaldırıp Unutulacak bir şey değildir. Yaşam elin çiçek koparma isteğidir. Yaşam turfanda siyah incirdir, Yazın ağzında buruk bir tat. Yaşam böceğin gözünde ağacın boyutudur. Yaşam yarasanın karanlıktaki tecrübesidir. Yaşam bir göçmen kuşun gariplik duygusudur. Yaşam uykunun dönemecinde bir tren düdüğüdür, Yaşam uçak penceresinden bir bahçeyi görmektir. Füzenin uzaya fırlatıldığı haberi, Ayın yalnızlığına dokunuş, Başka bir gezegende çiçek koklamak fikri. Yaşam bir tabak yıkamaktır. Yaşam sokakta bir metelik bulmaktır. Yaşam aynanın “karesi”dir. Yaşam çiçek “üstü” sonsuzdur. Yaşam yer “çarpı” yüreğimizin çarpıntısıdır. Yaşam basit ve eşit nefesler geometrisidir. Suyun ayak sesi
Mesela, hatırlayamadığınız biri ne düşünmektedir hakkınızda Nedir sizde özlenmesi gereken tek şey, tek değer Bir sabah uyandığınızda çarpı işareti varsa sığınağınızın kapısında Tüm takipleri sizin bedeninizde tamamlamışsa polis eğer
Bu nedenle Sümerler altmışlık sayı sistemi kullanıyorlardı . Elleri kullanarak hesaplaması kolay oluyordu . İşte , saatlerimizi altmış dakika , dakikalarımızı altmış saniye , saniyelerimizi altmış salise yapan şey Sümerler’in parmak hesabıdır . Dikkat ederseniz , gün de yirmi dört saattir . Yani iki çarpı on iki saat . Ya da yılın on iki aydan oluşması . Bunların hepsi Sümer mirasıdır .
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.