Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Okunmaya o kadar değer ki
LEV TOLSTOY, İTİRAFLARIM’DAN Eğitimli ve bilge kişilerin ortaya koydukları akla dayalı bilgi yaşamın anlamını reddederken büyük insan kitleleri, bütün insanlık, bu anlamı akıldışı bilgiyle algılıyordu. Bu akıldışı bilgi ise inançtır, tam da benim kabul edemeyeceğim şey. Bu, Tanrıdır; altı günde yaradılış, şeytanlar ve melekler ve diğerleri.
Reklam
‘Alıp başınızı gidin,’ demişti şefim, ‘uzaklara, başka bir ülkeye.’ Bu, çok ucuz bir reçete, diye düşündüm. Çekip gitmek, alıp başını uzaklara... Peki ama kime, nereye? Her şey içimizde. Onlar da bizimle birlikte geliyor.”
Sayfa 92 - Rudolf Bayr
"Şamil, bak Çar Nikola sana büyük bir fırsat tanıyor. Teslim ol, hayatını yaşa!" " Benim için hayat, hürriyet demektir... Kafkasya'nın istiklali demektir." "İstediğin mevki ise, al sana Dağıstan Hanlığı. Ömür boyu senindir..." "Ben mevki peşinde değilim." "İstediğin para ise, istediğin kadar altın vereceğiz." "Benim derdim dünya malı değil..." "Bütün Kafkasya'nın hükümdarı sen ol. Sana istediğin kadar asker, silah ve para... Yeter ki Çar Nikola'ya bağlılık yemini et!" " Bak General sana bir şey söyleyeyim. Bu topraklar bizim... Bu vatan bizim. Siz buradan çekip gidin, bu mesele de burada kapansın!" " Ne zamana kadar bizimle uğraşabileceğini sanıyorsun?" "Kanımızın son damlasına kadar." "Son sözün bu mu?' "Evet General! Son sözüm bu!"
Sayfa 167 - Babıali kültür yayıncılık
Mehmet’ten Babası Dal Murat’a Ayar veya Sitem Tiradı
“Yalan mı söyledim sanki? Beş aydır ne ittin bullarda? Köyüne kötü habarlardan başka ne ilettin? Aç anamın hastalığıyla mı uğraştın? Fakir anam gasabanın hastanesinecek bile gidemedi, öküzleri sattım da ilaç aldım fayda etmedi, iki gözü iki çeşme. Son nefesinecek senin gibi deyusun adını ağzından düşürmedi. Bacımın namusuyla mı alakadar oldun? Anamı gasabaya götürürken komşumuz Esma Nine’ye onu emanet eden sen miydin? Sonra gızın köyde yalnız galdığını işiten Satıoğlu, onu dalavire ile kendi evine götürdüğü zaman, sen mi gurtarmaya koştun? Fakir Zeynep gözyaşlarıyla başına geleni anlattığında, bıçağı çekip Satıoğlu’nun ganını sen mi deştin, he?” *** “Diyivesene! Sen ne ittin beş aydır? Gırgından sonra, ilin İstanbul orospusu ile deliganlılar gibi oynaşmaktan başka ne iş gördün? Bubam olacağına düşmanımın köpeği olsaydın! Üç gündür hep kendimi zorladım, ‘Vur şu deyusu’ diye. İçimde, ‘Bubanın da gatili olma!’ diyen sesi susturamadım. Elbet onu susturmanın yolunu bulurdum a... Bu ocağı sönesiceler pek er geldiler. ‘Şu ocağı dinamitle ülen Mehmet! Hep birlikte uçup gidin!’ dedim. Fırsatını bulamadım. Şu ırgatlara dua et.”
Sayfa 62 - Can YayınlarıKitabı okudu
... "Yokum ben. Yeryüzünde yokum. Lütfen beni görmeden çekip gidin yanımdan. Fark etmeyin beni. Görseniz bile görmezden gelin ne olur... Başınızı çevirip geçin!..."
Sayfa 97 - İletişim yayinlarıKitabı okudu
Reklam
beni bu beyaz kefenin içinden çıkarın ve bana, yasemin ve leylak yaprakları giydirin; bedenimi fildişi sandukadan çıkarın ve bırakın, portakal çiçeklerinden yastıklar üzerinde dinlensin. arkamdan yas tutmayın benim, ama gençlik ve sevinç türküleri söyleyin; bana gözyaşı dökmeyin, ama hasat ve üzüm sıkımı zamanı türküleri söyleyin;
Sayfa 97
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak… Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Geri112
193 öğeden 181 ile 193 arasındakiler gösteriliyor.