Bir yıldan fazla zaman geçti. Bir dostum, “hocam, şöyle bir roman var, senin yazdığın ve ilgini çeken tarzda. Tavsiye ederim.” demişti. Elbette çok fazla kitap tavsiyesi alıyoruz ve hepsini okuma imkânımız olmuyor. Ancak sevdiğim biriydi ve o güne dek ne adını ne yazarını duyduğum bu romanı bir kenara not ettim. Bütün o zaman zarfında hep aklımın
Değerli Okuyucular , kitap 1864'den Kafkasya'dan başlayan Çerkes Sürgünü izlerini iliklerine kadar hissettmiş bir halkın hikayelerini anlatıyor .
Nedir 1864 ve Çerkesler?
Ya bu Çerkes dediğin peyniri
Ve Tavuğu olan şey degil miydi ?
Elbette bu kadarını çok iyi bilen kimse azımsanmayacak kadar fazladır ...
Çerkesler, Adığeler, Adıgeler,
Tarihi Roman okumayı seven biri olarak, çok güzel bir roman ile geldim. Kapağındaki yazıdan da anlaşılacağı üzere Çerkes sürgünü ve soykırımını bir hikaye eşliğinde çok iyi anlatan bir eser.
Aslında kitabımız İstanbul'da geçiyor. Genç bir kız olan Neri'nin annesi babası bir intikam uğruna öldürülüyor ve dedesi Neri'yi korumak için
Çerkes Sürgünü Rusya'nın Çerkesya'yı işgalinin ardından, 21 Mayıs 1864 tarihinden sonra yoğunlaşmak üzere, Rus İmparatorluğu tarafından Çerkes halkına gerçekleştirilen toplu katliam ve etnik temizliktir. Okuduğum bu kitap da konu olarak Çerkes Soykırımını anlatmaktadır.
Konu olarak merak uyandıran ve tarihe ışık tutan bir eserdi. Ancak ben okurken öyle sürüklenemedim, o duyguları hissederek okuyamadım. İşte buradan da şuna geliyoruz. Herkes yazar olmamalı, ya da yazmamalı. Çok basit ve sığ bir anlatıma sahip bu eseri okul çağındaki gençler okursa tarih hakkında bilgi edinebilirler tabi.
Osmanlı topraklarına bile ulaşamadan binlerce kişinin öldüğü bu sürgün "tarihin en acı olaylarından birisi" dir. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Çerkes sürgünü, her yıl Türkiye’de yaşayan Çerkesler tarafından da anılıyor. Deniz kenarında "Nart ateşi" yakıp çevresinde "mezar taşı nöbeti" tutulan anma törenleri yapılıyor.
Bu kadar önemli ve acı bir tarihi olayı duygulanarak okuyabilseydim keşke.
21 Mayıs Çerkes Soykırımı ve Sürgünün 156.yılı saygıyla anıyoruz.
Tarihin en büyük soykırımına maruz kalmış Çerkes halkının onurları ve toprakları için verdikleri mücadelenin anlatıldığı kitapta sürgün sonrası, dil, kültür ve yaşam tarzında yaşanan asimilasyonlar da anlatılıyor.
Kitabın beylik sloganlar atmadan belgelerle, yaşanan mücadeleyi, soykırım sonrasında ki göçlerde göç ettikleri devletlerin halkı yerleştirirken izledikleri politikaları da anlatması süreci merak edenler için iyi bir kaynak oluşturuyor.
Çerkes SoykırımıWalter Richmond · Koyu Siyah Kitap · 201832 okunma
Kitap bitip kapağını kapattığım da Allah' ım ben ne okudum, bu nasıl bir insanlık dedim kendi kendime ve insanlığımdan utandım. Tüm o yaşananları gözyaşları ile okudum. Öyke acıydı ki kelimelerim kifayetsiz kalıyor şuan o acıyı, zulmü anlatmaya maalesef....
1864 Çerkes Sürgünü aslında bir sürgün değil bir SOYKIRIM.
"Ruslar, 1787-1792
Sanıyoruz ki! Sadece bizde var. Monarşi elbette bütün dünyada aynı zaman diliminde yıkıldı. Elbette kolay olmadı. Her toplum kendince bedeller ödedi. Tabi Rusların bedelleri ayrıca değişik :)
Rusya I. Dünya Savaşı'nı savaşmaktayken monarşiden hoşnut olmayan Bolşevikler işçi ve köylü kitlelerini yanlarına alarak 1917 yılında Ekim Devrimini
Adsız Roman 1864 Çerkes Sürgünü ve Soykırımı yazar ile tanışma kitabım. Yazarın kaleminin güzelliğini duyuyor, arastırmacı kişiliginin farkındaydım kitabı hem o nedenle hem de konu itibariyle çok merak ediyordum.
Kitap iki ayrı zaman diliminde geçiyor. Bir 1860lara gidiyor bir bugüne dönüyoruz.
Dedesinin kararıyla yurtdışına gönderilen
Adsız Roman 1864 Çerkes Sürgünü ve Soykırımını anlatan,yüreklerde iz bırakan ,yaşanmış olaylarla kurgunun içiçe geçtiği eser,Ruslar tarafından katliama uğrayan Çerkes halkının zorunlu olarak yaptıkları göç öncesinde ve sonrasında yaşadıkları acıları,açlık ve hastalıkla birleşen sorunları Janset,Jankat ve Elbruz tarafından bizlere aktarır. Bu üç kişi arasındaki aşk, yardımlaşma ve dayanışma tam da sürgün edilmenin merkezinde yaşanmaktadır.1800 lü yıllarda yaşanmış bu olayları,bizler bir küp içerisinde yıllarca saklanmış mektuplar aracılığıyla öğreniriz.Neriman'ın anneannesine ait olan bu mektuplar geçmişe ışık tutarken Neri'nin yaşamında da etkili rol oynar.Bambaşka bir yaşam mücadelesi veren Neri'nin hikayesi de etkileyicidir.
Sema Soykan kaleminden okudugum bu üçüncü eserden sonra demeliyim ki yazarın anlatım tarzını,kitaplarında oluşturduğu türü daha iyi kavradım.Kitaplarında sıradan bir kurgu okumuyorsunuz arkadaşlar çok ince detaylara varıncaya kadar konuyla ilgili araştırmaların merkezinde buluyorsunuz kendinizi.Okuma yaparken aklınıza gelen ve belki araştırma isteği duyacagınız pek çok bilgiyi yazar bizlere güzelce aktarıyor.O yüzden bende her kitabının yeri farklı oldu.Kilit Taşı kitabında aşk,kadın ve dayanışmanın kitabını okuyup çaglar boyunca kadının toplumdaki yerinden bahsedilirken,Keşke adlı kitabında Köy Enstitülerinden bahseder sosyal konulara değinir yazar.Adsız Roman da adına göç dedikleri sürgünün derin izlerini anlatır bize dediğim gibi bütün kitapları kurguyla karışık pek çok bilgiyi sunuyor bize.Peki tavsiye midir elbette okuyunuz.Kitapla ve sevgiyle kalınız.
Beni çok etkileyen bir kitabı paylaşmak istiyorum sizlerle: “Adsız Roman 1864”..Şu hayatta yersiz yurtsuz kalmaktan daha kötü bir şey yok sanırım. Kendi vatanından kopartılmak, sürgün edilmek. Bu kitap Çerkes Sürgününü ve Soykırımını anlatıyor. Yıllarca çektikleri sıkıntıları, verdikleri savaşları. Kuzey Kafkasya’dan Karadeniz’e göç eden Çerkes halkları göç öncesinde ve sonrasında derin acılar yaşamıştır.
Köyleri Ruslar tarafından yakılıp yıkılan, dağlardan kıyıya inen; haftalarca teknelere binmeyi beklerken sahilde açlıkla, hastalıkla mücadele etmişlerdir.
Teknelere binebilenlerin bir kısmı da fazla yolcu alındığı için batan teknelerde boğulmuştur.
Romanda anneannesi tarafından kaleme alınan Adsız Roman’ı, satmak istediği küpün içinde bulan Neri ve Aras’ın öyküsü ile Janset-Jankat-Elbruz’un 1864 deki öyküsü birbirine paralel gitmektedir.
Karar, aklın durması halidir. Durduğun yeri doğru seçemezsen, ömür boyu ‘keşke’ler düşmez dilinden...
Bu kitap hakkında daha o kadar çok şey anlatabilirim ki, gerçekleri anlatan, içinde bolca bilgi bulunan bu romanı kesinlikle okumalı ve kitaplığınızda bulundurmalısınız...
İNSANLIK TARİHİNİN KARA LEKESİ:
1864 Çerkes Sürgünü ve Soykırımı
Yaşanan çok büyük bir trajediydi. Bu duruma göç demek hafif kalır. Masum insanların çeşitli hastalıklardan, açlıktan ve en önemlisi türlü eziyetlerle hayatını kaybetmesi kesinlikle bir cinayetti. Zorla öz vatanlarından sürülüp geri dönülmesine olanak tanılmaması,
Tarih, etimoloji, atasözleri, deyimler, genel kültür, galat-ı meşhûrlardan derleme bir içeriğe sahip bir eser olduğunu söylemekle başlamak istiyorum. Dil, kültür ve alışkanlıklarımızdan bahsedip, yanlış bildiklerimize ve unuttuklarımıza, aynı zamanda yanlış aktarılmış konuların doğrusunu aramaya yönlendiren bir kitap. Geçmişi adım adım irdelerken