Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
147 syf.
·
Puan vermedi
Fakir Baykurt'un kaleminden Eşekli Kütüphaneci... "Kitap sevgisi de bütün öbür sevgiler gibi doğuştan vardır ; ama uyuyordur." (sayfa:42) Her okuyucu, okuduğu her kitapta yeni bir yolculuğa çıkar. Her yolculuk güzeldir öyle değil mi? Ama bir de kitaplarla ilgili bir yolculuk düşünün, işte bu muhteşemdir. Kitap sevgisinin üzerinde
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,7bin okunma
288 syf.
5/10 puan verdi
·
11 günde okudu
İyi Aile Yoktur "çocukluk cehennemdir" sözü ile başlıyor. Dikkat çekmek için yazıldığını, daha sonra toparlayacağını düşünsem de öyle olmuyor. Kapkara senaryolar misli ile devam ediyor. Çocukların psikolojisini ve ebeveynlerin yaptıkları yanlışları anlatmak istemiş gibi bir iyi niyet okuması yapabiliriz. Çok nadiren fikirlerine de katıldım. Mesela okul sisteminin çocuğun yaratıcılığını ve hayal dünyasını sınırlandırıp körelttiği görüşü gibi. Ama anne babanın illaki çocuğuna zarar verdiği, en kötü halini çocuğuna yansıtıp onda "travma", "istismar", "sömürme" gibi etkiler bıraktığı düşüncelerine kesinlikle katılmıyorum. Ve en çok da üslubuna katılmıyorum. Üzerine düşünerek, anlamını idrak ederek kullanmamız gereken kelimeleri bedavaya dağıtır gibi kullanıyor. Tecavüz, istismar, travma, taciz, sömürme... Bu kelimeler anne-baba-çocuk ilişkisinde kullanılırken dikkat edilmesi gereken kelimeler iken İyi Aile Yoktur'da her sayfada bu kelimeler var. Oldukça sert ve distopik bir bakış açısı, böylesi pervasızca kullanılmış olan olumsuz kelimelerle birleşmiş ve benim bu zamana kadar okuduğum en rahatsız edici kitap haline bürünmüş.
İyi Aile Yoktur
İyi Aile YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20186bin okunma
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Bir haremağası gözünden, iktidarın elde tutulmaya çalışılmasını anlatan bir roman. Osmanlı döneminde gerçek olayların hikayeleştirilerek tamamlandığı, güç, iktidar, aile, entrika konularının işlendiği, bugün anlamakta güçlük çektiğimiz olayların o dönemde saltanat için nasıl normalleştiğini anlatıyor. Bunları Afrika' dan çocuk yaşta getirip hadım edilen ve başka bir çocuğun organlarını yanında taşıyan "eksik organ olursa cennete giremeyeceğini "düşünen bir kölenin dilinden okuyacaksınız. Bu kölenin padişah ile arasında geçen münasebetleri ise kitabın psikolojik yanını oluşturan öğeler... Kalemine sağlık
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201916,3bin okunma
93 syf.
10/10 puan verdi
Harika bir anlatim. Yaşar Kemal'in romanlarında öyle çok olay beklememek lazim. Yazar daha çok toplumsal meseleleri, acıları,günün şartlarıni adeta okuyucuya yaşatarak kaleme alır. Onun romalarindaki olaylar bizlerin her gün önünden geçip göremediğimiz şeylerdir. Bugün olsa sokakta yaşayanları, fabrika işçilerini, parçalanmış aileleri konu ederdi belki. Herkesin bildiği alışılagelmiş meseleleri. Romanda teknolojinin Türkiye'ye gelişi ve işçilerin işsiz kalması konu ediliyor. Ancak bunun yanında ağalık düzeninin cumhuriyete rağmen devam etmesi ,insanların hurafelere hala inaniyor olması da esas konulardan. Ben okurken o sinekleri ensemde hissettim, dağlilarin çaresizliğine üzüldüm, bir an önce evlerine dönecekler mi diye bekledim. En çok da 15 günde ölürüz diyen karısı iki ayda ne yaptı onu merak ettim. Birçok parça okuyucuya tamamlaması için bırakılıyor. Sosyal meseleler ilginiz yoksa Yaşar Kemal size hitap etmeyecektir. Bu kısacık romanı bile anlat anlat bitmez aslında neden Mehmet ismi iki kişiye verilmiş mesela?Çocuk Mehmet nereye gitti hançerle ağayı öldürmeye mi? İkisi arasındaki fark aile mi? Kitap bitiyor ama ardında düşünülecek çok sey birakiyor. Kesinlikle yaşayan bir tarih Yaşar Kemal'in romanları.
Hüyükteki Nar Ağacı
Hüyükteki Nar AğacıYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20184,634 okunma
392 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
1930-2000 lere uzanan dört kuşaklık bir aile… Yahudi asıllı Alman bir ailenin Hitlerin işkencelerinden kaçıp 1930 Türkiye’sine gelişi. Gazi öncülüğünde Alman profesörler üstünlüğü ile kurulan üniversite. Yahudi asıllı bu Almanların minnet borcu ile başlayan ve meslek aşkıyla devam eden gençleri yetiştirme arzusu… Ama kim kendinden olmayanı sorgusuz sualsiz kabul eder ki ya da suallere verilen cevaplar yeterli olsa da yine de kabullenmeyen bir kesim hep vardır ve hep olacaktır… İnsan doğduğu yerli midir yoksa doyduğumu burda hepsini görüyoruz. Yahudi asıllı Alman ailenin anne(Elsa) hep ırkını savunurken, baba(Gerhard) minnet borcu olan ülkeyi sevip sayar ve Almanlara hep kırgındır, erkek çocuk(Peter) tamamen ayrı olarak Amerikayı seçerken, kız çocuk (Suzy) her dine saygısı var ama ben Türküm demeyi seçti hep… Kitabında arka kapağında dediği gibi bu kitap aynı zamanda sıradışı, güçlü, coşkulu, inançlı kadınların hikayesi… Elsa, Suzan, Sude ve Esra… Kendi sancıları ve vatanlarının çalkantılarını da iç içe yaşıyorlar… Kitap güzel akıcıydı ama vatanını seven her birey gibi Elsa nın bazı yerlerde yaşamış olduğu ve yaşamakta olacağı Türkiye ye tabirleri ağrıma gitmedi değil…
Kanadı Kırık Kuşlar
Kanadı Kırık KuşlarAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20167bin okunma
528 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Yılın en iyi kitabı diyemem ama oldukça sürükleyici bir kitaptı. Hemen ardından filmini izleyip her zaman olduğu gibi hayal kırıklığına uğradım. Kitapta olay örgüsü sizi sıkmayacak şekilde işlenmiş kafanız karışmadan devam edebiliyorsunuz. Sıradanlığa düştüğü anda size bir şok yaşatıp kitaba devam etmenizi sağlıyor yazar. Tahmin edilebilir mutlu bir son bekliyor sizi ama asla olayların bu noktaya o insanlar tarafından getirileceğini düşünmenize izin vermiyor. Mutlaka okunmalı... Anna bir çocuk psikoloğu. Yaşadığı korkunç travma sonrasında Agorafobisi ( Açık Alan Korkusu) oluşuyor ve kendini eve hapsediyor. Yalnız, eve hapsolmuş ve yapacak hiçbir şeyi olmayan her insan gibi etrafı izlemeye başlıyor. Bir gün yeni bir aile taşınıyor sokağa ve zaten hali hazırda her evde ne olup bittiğini bilen Anna yeni komşularını da izlemeye başlıyor..
Penceredeki Kadın
Penceredeki KadınA. J. Finn · Pena Yayınları · 2018330 okunma
Reklam
431 syf.
8/10 puan verdi
Piraye Baskıcı Bir Toplumda Özgür Ruhlu Bilinçli Zeki Bir Kadın Şiirleri Seven Ablasının İzinden Gitmek İstemeyen Onun Yaşadığı Boşanma Süreci Elinde 2 Çocukla Kalmak İstemez Üniversitede Çalkantılı Bir Aşk Hayatı Yaşayan Yine Üniversitede Gönlününü Dığer Öğrencilerden Başka Olan Diyarbakarlı Bir Ağanın Zengin Oğluna Kaptırır Engebeli Bir Zamandan Sonra Evlenirler Tabiki Pirayenin Hayaleri Vardır Kendine Bir Muayene Açmak İstanbulda Ailesinin Yanında Kalmak Ama Kocası Ve Ailesi Diyarbakırda Kalmalarını İster Tabiki Pirayenin Doğasında Baskıya Gelemek Yoktur Uzunca Bir Zaman Çocuk Olmaz Ve Kocasının Aile Tarafından Baskıyla Karşılaşan Piraye Yanına Yardımcısını Alır Ve Kocasından Şidet Görmüştür İstanbula Ailesinin Yanına Gider Kocasıda Baskılara Karşılık Annesin Bulduğu Biriyle Evlenir Ve O Arada Pirayenin Erkek Çocuğu Olur Şans O Ki Aldığı İkinci Kadın Engeli Bir Çocuk Doğurur Kocası Pirayenin Arkasından Gelir Ama Tabiki Onurlu Gururlu Kendi Ayakları Üstünde Duran Piraye Çocuğu Ona Göstermek İstemez Bunun Hırsıyla Deliye Dönen Kocası Memlekete Döner Hasımlarıyla Girdiği Çatışmada Ölür...
Piraye
PirayeCanan Tan · Altın Kitaplar · 201344,5bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Herkese merhaba, bu hafta yine çok güzel bir kitapla ve sevgili Pürlen Kıyat‘ın kalemiyle tanışmış oldum. Kitap için bütün beğendiğimiz kitaplarda kullandığımız klişe cümleleri söyleyebiliriz akıcı, merak uyandıran, yormayan ama bunun yanında basit bir kitap değil vs vs. Ama bu kitap bunlardan fazlasını hak ediyor. Ciddi emek sarf edilerek
Mühürlü Zarf
Mühürlü ZarfPürlen Kıyat Karakuş · İnkılap Kitabevi · 2019107 okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İyi Aile Yoktur kitabının devam niteliğinde olan İyi Toplum Yoktur yazarın okuduğum 2. kitabı. Ve bizi üzerini örttüğümüz yada asla bu kitaptaki gibi anlamlar yükleyemediğimiz gerçeklerle yüzleştirip; aslında toplumların tören adını verdikleri (sünnet,nişan,düğün...), bireyi çeşitli şekillerde kurban etme biçimlerini yani törenlerin gerçek yüzünü açık bir biçimde karşımıza koymuş. Kurban etmek deyince hemen aklınıza kan akıtılan kurban törenleri gelmesin. Toplumun ve ailenin istekleri doğrultusunda bireyi feda etmekten bahsediyor. Özellikle de kadınların ve çocukların nasıl toplum tarafından duygusal olarak istismar edildiğini gayet güzel bir şekilde anlatmış Nihan Kaya. Anne, baba, çocuk, evlilik, cinsellik, düğünler, bayramlar ve daha birçok konuya belkide asla aklımıza gelmeyecek bir bakış açısıyla bakmamızı; çocukken dinlediğimiz masalların içinde gizli mesajları açığa çıkartıp görmemizi sağlıyor. Okuduklarından rahatsızlık duyanlar, yazılanları doğru bulmayanlar mutlaka olacaktır. Ben aslında onların çoğunluk-çoğumuz gibi kurban edildiğini ve inanarak teslim oldukları bu törenlerin ve öğretilerin gerçeğiyle yüzleşmekten kaçtıklarını düşünüyorum. Kitaplığınızda mevcut olan kitaplarsa hiç bekletmeden okumanızı tavsiye ederim iki kitabı da. Yoksa da mutlaka edinin derim. Hele ki bir yerde birşeylerin yanlış gittiğini düşünüyorsanız. En azından çocuklarınız için geç kalmadınız.
İyi Toplum Yoktur
İyi Toplum YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20192,981 okunma
289 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu kitabın öyküsü, kitabın içeriğinden daha önemli sanırım. "Tersi ve Yüzü"nde "Ölmeden önce buna benzer bir esere imza atamazsam, hayatta hiçbir şey başaramamışım demektir." yazan Albert Camus buna çok yaklaşmış. 4 Ocak 1960 günü yaşanan büyük kazada kitabın notlarını yanında bulunduran Albert, kitabı neredeyse tamamen yarım bırakmış. Kitap, bu notların birleştirilmesi ile kızı Catherine tarafından yayımlanıyor 1994 yılında. Kitap, çoğu yerinde Albert Camus'ya özel ilgi duymayan okuyuculara hitap etmiyor, bunu söylemek gerekir. Camus, bu kitabı daha çok ailesi, yakın çevresi ve hayranları için kaleme almış desek doğru olur. Bir bakıma aile öyküsü, bir bakıma yetişim öyküsü, bir bakıma ise Cezayir öyküsü olduğunu söyleyebiliriz. Bu kitap, tamamlanmadığı için, zaman konusunda çok git-geller var ve Camus'nun bazı yerlerde sanki geçmişi ile ilgili kafa karışıklığı içinde olduğunu görüyoruz. Buradan Camus'nun çalışma tarzını da biraz görebiliyoruz. Anlaşılan, kitap konusunda yeniden düzenlemeler yapacaktı. Bütün karışıklığa rağmen, Albert Camus'nun çocukluğu, çocuk dünyası, büyüme tarzı, eğitim hakkındaki görüşleri hakkında fikirler ediniyoruz. Kitapta 'Mösyö Bernard' olarak anılan, ilkokul öğretmeni Louis Germain ile olan ilişkisi de kitapta önemli bir bölüm. Germain ile olan ilişkisi dikkat çekici, böyle bir adamı yetiştirdiği için sanırım biz de ona teşekkür borçluyuz.
İlk Adam
İlk AdamAlbert Camus · Can Yayınları · 2013576 okunma
Reklam
168 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
!Spoiler!
Kitap hiç istediğim gibi bitmedi. Kısaca bahsedeyim, Çocuğun anne babası yok. Dedesi ve ninesi ile yaşıyor. Ninesi, dedesinin ikinci eşi ve çocuğu hiç sevmiyor. Mahalle halkı ile araları iyi bir aile. Kısaca tanımlanabilir. Eleştiricek olursam, çocuğu dedesinin tam koruyamaması, ki çocuğu herkes biraz koruyor, tam diyorum ki çocuğa sahip çıkacak bı karakter o da bırakıyor. Diyorum, tamam bu sefer çocuk mutlu, yine olmuyor. Çileden çıkaran ve sonunda ağlatan bir kitaptı. Dedesinin Maral Ana'yı (Geyiği) vurup yediği sahnede sinir krizleri geçirdim. Bir de son sayfalarda çocuk dedesine yakınırken dedesi utançtan yüzünü dönmedi ve çocuğa tepki vermedi, çocuk balık olucam dede, diyor adam bakmıyor bile. Çok sinir oldum ağladım felan. Çok derinden etkiledi. Her neyse kısa zaman içinde alıntılar gelecek. Keyifle ve sağlıkla kalın.
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,4bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Günaydın sevgili kitapseverler, güçlü anne ve özel çocuklarına ithafen...Ödüllü yazar Sharon M. Draper'dan hüzün ve umut dolu, aynı zamanda gerçek yaşam öyküsünden uyarlanmış eserinin incelemesiyle geldim. . Yetişkin kitabı olmadığı halde yetişkinlerinde okuması ve mutlaka ders çıkarması gereken bir eser. Melody! 11 yaşındaki eşsiz çocuk, zeki ve fotoğrafik bir hafızaya sahip.. aile, arkadaşlık, okul ortamı, kıskançlık, nefret, sevgi, saygı ve birçok kavram birarada. Verilen mesajlar doğrudan ve samimi. Dramatize edilmeyi değil, anlaşılmayı bekleyen birey. Hayatın karmaşasında ben demeden yaşama isteği. İhtiyacımız olan şeyi veriyor; yani dışarıdan nasıl göründüğünü değil de içinde olup bitenleri öğrenebiliyoruz.. Seslere kulak tıkamak yerine; o tınıyı hissetmek gerekir. Melody gibi bir hayat yaşamak zorunda kalırsak sesimizin duyulması için bu kitabı işaret etmemiz bile yeterli olacaktır. Bakış açımızı değiştirmek için iyi bir yol haritası..
İçimdeki Müzik
İçimdeki MüzikSharon M. Draper · Timaş Genç Yayınları · 202130,5bin okunma
464 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
-Yüzyıllık Yalnızlık- Yazarın kendi yaşamından ve döneminden izler taşıyan bu kitap, bir aile soyunun yaşadığı bir yüzyıl boyunca devam eden olaylar silsilesini anlatıyor. Kitapta dikkatimi çeken şeyler arasında ise ailenin doğan çocuklar için yaptıkları isim seçimlerinde ne kadar da şanssız olduğu var. Sanki aileye katılan her yeni çocuğa eski aile üyesinin adını vermekle ölen aile üyelerini bir nevi yaşatmaya çalışıyorlar. Sanki kişiler ölmüyor da beden değiştiriyor gibi. Her çocuk ismini aldığı aile bireyine benzemeye veya onun kaderini yaşamaya başlıyor. Anlatılamayacak kadar karmaşık ve kafa karıştırıcı bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ve çarpıcı bir sona sahip olan kitaptan alıntı bırakarak yorumumu bitirmek istiyorum. "Soyun atası ağaca bağlanır, sonuncusunu da karıncalar yer." Bu cümleyi okuduğumda sanki bu ailenin yüz yıllık yaşamının yıllar öncesinden planlanarak yaşanmış olduğu hissini yaşadım. Bu kitabı okumak garip bir deneyimdi benim için.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,4bin okunma
143 syf.
·
Puan vermedi
Kadınların Dünyasına Yolculuk
Nerde kitap okuyan birini görsem ona yakınlık duyarım. Hele okuduğum kitapları bir arkadaşla konuşmaya bayılırım. Geçenlerde Sevgi Ünal’ın İzmarit (1) kitabı postadan geldi. Nasıl sevindim, anlatamam. O sıralarda sosyoloji sınavlarım da vardı. Ders mi çalışsam, kitap mı okusam diye gel-git yaşarken gözüm hep masadaki kitaba kayıyor. Dayanamayıp
İzmarit
İzmaritCeyda Sevgi Ünal · Klaros Yayınları · 20191 okunma
197 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
“Fransa’nın en prestijli edebiyat ödüllerinden birine layık görülen bu kitap bana çaresiz ama dışarıya karşı da dimdik duran bir çocuğun içindeki aile olma özlemini çok derinden hissettirdi. Kitapta bir hayat kadınının oğlu ve Arap bir çocuk olan Momo’nun fahişe çocuklarına bakan yahudi asıllı ve geçmişte Nazi zulmü görmüş olan Madam Rosa ile geçen hayatını okuyoruz. Madam Rosa gençliğinde hayat kadınlığı yapmış ve yaşı ilerleyince fahişe çocuklarına para karşılığı bakmaya başlamış ama geçmişin izlerini silemediği için herşeyden korkan bir kadındır. Bu öyle bir korku ki bunu kitabın başından sonuna kadar siz de onunla birlikte hissediyorsunuz. Momo her ne kadar Madam Rosa’nın yanında bir yetişkin gibi davranmaya çalışsa da, bir şemsiyeyi süsleyip giydirip adına Arthur diyip kendine arkadaş edinmiştir. Ama öyle akıllı ve dik duruşlu bir çocuktu ki Arthur için arkadaşın mı diyenlere; şemsiye o bir şemsiyeden arkadaş olur mu hiç diyip cevabını veriyordu. Kitapta dönemin Fransa’sının kenar mahallelerini, başka ülkelerden gelerek yaşayanların çektiği zorlukları da gözlemleyebiliyoruz. Momo karakteri farklı bir tat bıraktı bende, sonunun başka olmasını dilerdim.Hatta birara kendi kendine içsel konuşmaları ve dilini biraz “Çavdar Tarlasında Çocuklar” kitabındaki Holden karakterine benzettim. Kısacası kitap dili itibariyle de basit okunabilir anlaşılır bir kitaptı. Tavsiye edilir.
Onca Yoksulluk Varken
Onca Yoksulluk VarkenRomain Gary (Emile Ajar) · Agora Kitaplığı · 20093,321 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.