Dr. Adnan Bütün kabine toplantılarında bulunmaya mecbur oluyor, bundan başka da Mustafa Kemal Paşa’nın çağırdığı hususî toplantılara gidiyordu. Bu günlerde, nadiren gece yarısından önce gelir, bazan da sabahın beşlerine kadar dışarıda kalırdı. Mustafa Kemal Paşa’nın anormal denilecek bir enerjisi olduğu için, sabahleyin uyurdu. Fakat, Dr. Adnan
Sürekli değişen koşullara uyum sağlayabilmek ve yaşama etkin bir biçimde katılabilmek belirli bir esnekliği ve yaratıcılığı gerektirir. Örneğin, kendisini engellenmiş hissettiği her durumda aynı kızgınlık tepkisini veren kişi etkin olamaz. Burada etkin olmakla kastedilen, kişilerin olaylara kendisini iyi hissedebileceği bir biçimde yön
Kişisel olarak, potansiyelini hayata yansıtan çocuklar yetiştirmenin kritik iki ön koşulu olduğunu düşünüyorum: Sabır ve şefkat. Sevgi kelimesinden özellikle kaçınıyorum, çünkü birçok aile sağlıksız sevgisiyle çocuklarına zarar veriyor.
Aile içindeki çocuklardan birinin örneğin pek yetenekli biri olup öne çıkmak istemesi, her zaman ayrı bir sorun oluşturur. Böyle bir çocuk ailenin dikkat ve ilgisini büyük ölçüde kendi üzerinde toplar, dolayısıyla yılgınlığa kapılan kardeşleri kendilerini haksızlığa uğramış, ihmal edilmiş görürler
Hükümdarın durumu, ev halkını idare eden, çocuk ve gençlere bakan kişilerin durumuyla aynıdır. Çünkü nasıl ki bir aile reisi, o ev halkının karakterini şekillendirir ve onları eğitirse, hükümdar da milletin karakterini şekillendirir ve onu eğitir.
Çocuklara sahip çıkmak, onları sadece yedirip içirmekle, giydirip gezdirmekle olmaz. Çocukların maddi ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte ihmal edilmemesi gereken, onları bilinçli ve duyarlı bir mümin olarak yetiştirmektir.
Sayfa 20 - Diyanet işleri başkanlığı yayınlarıKitabı okuyor
Bize öğretilen güç değerlerinin tamamen sahte olduğunu, aslında özgür olduğumuzu, çıkarmak için savaştığımız prangaların gerçekten hiç var olmadığını anlayamadığımız sürece, ister karşı çıkalım ister sevelim, içimizde kök salmış Anne ve Baba yerine koyduğumuz kendi Efendi’lerimizi yaratmaya, severek ya da karşı çıkarak onları yeniden ve yeniden yaratmaya, güçlerini pekiştirmeye devam edeceğiz. Bu döngüyü çözebilmenin tek yolu, ebeveyn-çocuk döngüsünü çözümlemek, içimizdeki çocuğun ve çocuğun hislerini anlamaktır.
Birkaç gün sonra kendimi Brzeg'e giderken buldum. Uzun tren yolculuğu boyunca kendi kendime belki yüzlerce kez, orada her şeyin gözüme ne kadar sıkışık ve küçük görüneceğini anlattım; fakat aynı zamanda da bütün o sıkışıklık, küçüklük, yakında tekrar göreceğim memleketin aşinalığı içimi sevinçle dolduruyordu; gelişmiş olmasını istemiyordum, etki bırakması için o zamanki haliyle kalmış olması gerekiyordu; tam da naif öğretileri ve dizeleri de olmasa bir anı kitabı olmaktan öteye geçemeyecek eski bir çocuk masalı gibi.
Çekim kimyasının, bizi nasıl genetik açıdan farklı ama uyumlu olana çektiğini; böylece bizi, çocuğumuza genetik bahislerde yardımcı olmamızı sağlayacak şekilde eşlediğini hatırlayın. Şimdi bunu, cinsellik ve orgazmın yeni bir partnerle, yalnızca aile bireylerine karşı hissedebileceğiniz türden bir bağ kurmaya yaraması kavramıyla birleştirin. Göreceksiniz ki, kombinasyonun ürettiği sonuç, bize hayatın tüm zorluklarıyla başa çıkarken, çocuk sahibi olmamız ve onu yetiştirmemiz için en iyi şansı sağlayacaktır. Devamlı ilk genetik partnerimizi aramamız bizi izole ederdi, oysa ikili bağlanma yeni bir aile kurabilmemize yardımcı olur. Hem de bu yalnızca hayatta kalmamıza ve ürememize yardımcı olmakla kalmaz, ayrıca süreci de çok daha hoş kılar.
Çocuk hayatının ilk yıllarında ebeveynlerinden sevgi görmezse, onların standartlarını benimsemeyecek ve normal bir vicdan geliştirmeyecektir. Dahası, çok az sevgi gösteren ebeveynler genellikle tutarsız, tahmin edilemezdir ve aile içinde güvenilir davranış standartları tesis edemeyebilirler. Saldırgan dürtüleri kısıtlama yoksunluğunun çocuklarda yaygın bir durum olmasının yanı sıra, sevgi görmeyen çocuk, bu dürtüleri şiddetli olarak yaşamaya meyillidir. Görünen o ki insanların, sosyal hayvan olarak, kabul görme ve onaylanma gibi temel bir ihtiyacı vardır. Eksikliğini yaşadıkları şeyin ne olduğunu bilmiyor gibi görünseler de, sevgi yoksunluğuna hınçla karşılık verirler. Davranışın içsel düzenleyicisi olarak vicdanı gelişmemiş çocuklar, saldırganlıklarını sadece, anında cezalandırılma gibi açık bir tehdit söz konusu olduğunda dizginleyebilir. Normal bir vicdan gelişimine sahip çocuklar anında cezalandırılma tehdidi olmasa da iyi davranma eğilimindedir.
Anneler ve babalar, artık çocuklarımızı böylece —eğitimsiz, akıl ve kalplerinin rasyonel ve sevgi dolu gelişimi olmadan— bırakamayız. Bu ahlaksızlıktır, suçtur. Bu sadece ailenizi ilgilendiren bir konu değil. Bu konu bütün toplumu, ulusu ve devleti ilgilendirir.