Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ortaçağda aristokrat ailelerin kızları doğumdan itibaren değer kazanmaya başlar, çünkü takas edilecek akçe olarak kullanılırlar. Kadınların değiş tokuşu, akrabalık bağlarının değiş tokuşu, fieflerin değiş tokuşu: Ortaçağ toplumu bu şekilde işler. Bu nedenle soylu kişiler kızları olunca üzülmezler, hatta çok fazla oğulları olsun istemezler çünkü bu takdirde geleceklerini güvence altına almaları daha zor olacaktır.
Kaygılı bağlanma stiline sahip insanlar başkalarının duygusal ifadelerindeki değişimlere karşı çok daha tetikte; dahası diğerlerinin verdiği ipuçlarına karşı daha hassaslar ve doğru okuyorlar. Fakat bu bulgu bir ikaz da içeriyor. Çalışma gösteriyor ki kaygıyla bağlanan insanlar yargıya varma konusunda fazla aceleci ve bunu yaptıklarında insanların duygu durumlarını yanlış yorumlama eğiliminde oluyorlar.
Reklam
•• Bu Jessica'nın çok fazla evlenme teklifi almasının nedenlerinden biriydi-yılda ortalama altı kez. Artık kabuğuna çekilmiş ve neredeyse evde kalmış olarak görülmesine rağmen, tekliflerin ardı arkası kesilmiyordu. ••
Sayfa 26 - EpsilonKitabı okuyor
İlkel insanın yemeğe bakışındaki ilk temel ölçüt çok netti: "Acaba bu yemek beni öldürür mü" Daha sonra kendisini öldürmeyen yemekler karşısında insanoğlunda ikinci bir değerlendirme mekanizması gelişti: "Bu yemek lezzetli mi" İlerleyen yıllarla beraber karşımıza çok fazla lezzet seçeneği sunuldu. Tüm bu lezzetlerden faydalanmak isteyen insanlar sayesinde, yeni bir ölçüt daha girdi hayatımıza: "Acaba bu yemeğin kalorisi fazla mı" Çünkü güzel bir vücuda sahip olmak, modern insanın en temel ihtiyaçlarından biri haline gelmişti. Daha da modernleşen ve kilo problemi olmayan insanlar için de "Acaba yediklerim sağlıklı mı" sorusu hayatımıza girdi. Burada sağlıktan kastedilen kısım, çoğunlukla kalp damar sistemine ait hastalıkları kapsamaktadır. Sonuçta insanoğlunun yemeğe olan bakış açısı, ihtiyaçlarına göre sürekli güncellenmektedir. Kitap boyunca verilen onlarca örneğin gösterdiği üzere, yediklerimiz beyin ve zihin sağlığımız için de çok önemlidir. Hatta kim olduğumuz ve de nasıl karakterler sergileyeceğimiz bile yediklerimizle ilgilidir. Özetle, ne yersek o olduğumuz bu garip dönemde ağzımızdan içeri gönderdiğimiz her şeyin karşımıza bir davranış olarak çıkacağını unutmamalıyız. Yani akşam yediğiniz puding, sizi, işlerini sürekli erteleyen bir kişiye dönüştürebilir. Sağlıklı bir beyin ve karakter için beslenmenize dikkat etmeniz şart.
Sayfa 265Kitabı okudu
Ben kitap okurdum. Çok fazla okurdum...
Sayfa 36
Bu mağazalardan birinin vitrininde bir sürü kitap görünce insanların kitapları okumak zorunda olduğunu hatırladım. Oturup bütün kelimeleri arka arkaya okumaları gerekiyor. Ve bu da zaman alıyor. Çok fazla zaman. İnsanlar bir kitabı alıp yutamıyor, aynı anda farklı ciltleri çiğneyemiyor ya da sonsuza yakın bilgiyi birkaç saniyede sindiremiyorlar
Reklam
Eğer bir kimsenin aynası sosyalleşme, rekabet veya meslek taassubu ile buğulanmışsa, o kimse temizlenmeye ve arınmaya, ümmi fakat müstakim bir kişiden çok daha fazla ihtiyaç duymalıdır. Eğer biri öfke, nefret, hırs, kıskançlık veya haset dolayısıyla kendisine yabancılaşmışsa, o kimse iç özgürlüğe kavuşmak için dürüst bir zanaatkârdan çok daha fazla çaba sarf etmelidir.
Olumsuz koşullara rağmen Kürt dili, Kürt halkının konuştuğu dil olmayı sürdürdü, yapısını ve kelime zenginliğini büyük ölçüde korudu ve günümüze kadar geldi. Hatta denebilir ki, Türkçe bu iki dilden (Arapça ve Farsça) çok daha fazla etkilendi. Farsça gibi gelişkin bir edebiyat dili bile Arapça sözcüklerin akınına uğradı. Öyle ki günümüz Farsçası, tüm arınma çabalarına rağmen Arapça sözcüklerin egemenliğini kıramamaktadır. Çok ilginçtir ki bu denli olumsuz bir durum Kürtçe için söz konusu değil. Bunun bir nedeni, belki de Kürtçenin daha çok Kürt köylülerinin ve öteki üretici halkın dili olarak varlığını sürdürmesidir. Ama Kürtçenin köklü bir dil olmasının, Kürt halkının geçmiş zengin kültürünün de herhalde bunda payı var.
Cumhurbaşkanına Açık Mektup
Sayın Cumhurbaşkanı bu size üçüncü e-mektubum. Nasıl bir ibret ile karşı karşıya olduğunuzu umarım idrak etmiş durumdasınız. Bu sır ve ibretin bir parçası olarak iyilik adına bunu yapmak durumundayım. Bu noktaya ülkeyi siz getirdiniz. Bütün silahlar bize döndürülmüş. İçeride milyonlarca sığınmacı veya göçmen bu yurdun, ulusun, devletin ve
"Ne demek istiyorsun? dedi Pippin. "Ne aynı?"
"Ağaçlar ve entler, dedi Ağaçsakal. "Olup biteni şahsen ben bile idrak edemiyorum, o yüzden size açıklayamam. Kimimiz hala aynı entleriz ve kendi usulümüzce hayattayız, lakin birçok ent uyuşuklaşıyor, ağaçlaşıyor diye de addedilebilir. Ağaçların çoğu sadece ağaçtır tabii ki; lakin birçoğu yan ayıktır. Kimisi tamamen ayıktır ve az bir
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.