Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
96 syf.
10/10 puan verdi
Altı Üstü
Altı Üstü
Ümit Yalçın Doğan
Ümit Yalçın Doğan
Merhaba arkadaşlar #öykü okumayı sevenler burada mı? Ben yoğun olduğum dönemlerde #öykükitabı okumayı cok seviyorum.Çapraz okuma yaparken peyderpey okuduğum #öykükitapları apayrı keyif veriyor bana Bugun sizlere birbirinden bağımsız gibi gözüken aslında bir yerlerde yolları kesişen kişilerin #öyküleri nden oluşan #altıüstü
Altı Üstü
Altı ÜstüÜmit Yalçın Doğan · Ayrıkotu Yayınları · 20241 okunma
Dimaşk'ta Arapların (müslümanlar) Dimaşk Camii (Şam Ümeyye Camii) dedikleri bir mescitleri vardır. Dünyada bucaminin bir benzerinin daha olduğunu zannetmiyorum. Halk bu caminin Ben-hadad sarayı olduğu söyler. Burada (cami)sihirli bir işçilikten çıkmış, senenin günlerine göre açılan delikleri olan kristal camdan mamul bir duvar bulunmaktadır.
Reklam
Cinsel rolümüz, en çok koşullandırıldığımız roldür — gerek başkaları, gerek kendimiz tarafından en çok takviye edilen roldür.
Ahaha
O kadar çok hadis rivayet ederler ki, Peygamber'in bunu söyleyebilmesi için gece gündüz durmadan bin yıl konuşması gerekir.
Sayfa 81 - Arya yayıncılık
Baraka
Gezegenimizi geniş bir perspektif ile sunuyor,sessiz olmasına karşın hipnoz ediyor sizi, nasıl bittiğini anlayamıyorsunuz. İnsan ve inanç ağır olarak işlensede ben insanın dokunduğu her şeyin ne kadar çirkinleştiğini düşündüm. Sadece rahatı için tüm dünyayı ve yaşayan canlıları kendisine köle edebildiğini gördüm. Üstelik belgesel tüm süre boyunca gündüz işlenirken kapanışı geceyle yapması da çok vurucu oldu. Çünkü vermek istediği mesaj 'saygı', insana inandığına canlılara ve dünyaya oysa ki insan bunun bitiminde gördüklerini unutacak tekrar kendi bakış açısına dönecek ve o karanlıkla bu kadar farklılığı bir daha göremeyecek.
Şumayt ibn Aclân diyor ki:
"Mümin nefsine şöyle demelidir: Ömür üç gündür: Dün içindekilerle beraber geçip gitti. Yarın ise sadece bir emeldir. Muhtemelen ona yetişemeyeceksin. Eğer yarına çıkacaksan, yarın zaten kendi rızkıyla birlikte gelecektir. Ancak yarının önünde (değerlendirilmesi gereken) bir gündüz, bir de gece bulunmaktadır ve pek çok nefis bu ikisinde ölüp gitmişlerdir. Belki sen de aynı akıbete uğrayacaksın. Yaşanılan günü düşünmek yeter."
Reklam
Hayatımız çok huzursuzdur, her gün sürprizler, korkular, ümitler ve dehşetler getirir, öyle ki tek kişinin bütün bunlara katlanması, her zaman, gece gündüz sırtını verdiği yoldaşları olmasa imkânsızdır; ama böyle bile çoğu zaman iyice zor olur; bazen bin omuz bile titrer, aslında bir tek omuz için öngörülen yükün altında.
Bilinçli yalnızlık, yaratıcı yalnızlık halini aldığında bambaşka bir yaşam deneyimi elde edilir. Yaratıcı yalnızlık çok özeldir. İçinde dinginleşme, dinlenme, derin düşünme, üretme, yaratma ve ilham barındırır. Düşünsenize Dostoyevski evine hiç girmeyen bir adam olsaydı, yoğun bir iş hayatı olsaydı, gecesi gündüzü kalabalık geçseydi, gündüz toplantılar akşam partiler... Dinlenmek için beş dakika bile ayıramıyor kendine, tam bir işkolik, gerçek bir sosyal kelebek, telefonları hiç susmuyor, sürekli internette içerik üretiyor, paylaşımlar yapıyor, videolar çekiyor, sizce Suç ve Ceza ne ara ve neden yazılacaktı ki? Karamazov Kardeşler'i kim düşünecekti? Ecinniler kimin aklına gelecekti? Bütün bu büyük eserler, derin bir düşünmenin, yalnızlığa çekilmenin, içe dönmenin ve yaratım sürecinde stres yapmadan acele etmeden durabilmenin, bu süreci yönetebilmenin bir sonucu değil mi?
''Birbirimizi anlayamayacağımız korkusuyla, sözcükleri gereğinden çok fazla kullanıyoruz. Konuşmamanın , iletişim kurmayı reddetme anlamına çekilmesinden, kabalık olarak görülmesinden korkuyoruz. Ayrıca çok fazla konuşuyoruz. Sessizlik bizi ürkütüyor. Sessizliği denetleyemiyoruz. Oysa sessizlikte, sezinlediğimiz ama tanımadığımız dürtülerin, özgürlüğün ve gelişigüzelliğin son noktası saklıdır.''
“Haklısın”, “anlıyorum” sözcükleri, görüş birliğini doğrulamaktan çok, konuşmayı kesmek ve sözü devralmak için kullanılır.
Reklam
Radyasyondan çok birbirlerinin kalplerini kırmaktan ölüyor insanlar.
Birbirimizi anlayamayacağız korkusuyla , sözcükleri gereğinden çok fazla kullanıyoruz.
BİR AVUÇ İNANAN İNSANLAR İNSANLIĞA ÖRNEKTİR .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Uzun Bir Gecenin Ardından Dakyanustan Allah 'u Teâlaya Kaçan Gençler Ashab-ı Kehf Kıssası Ashâb-ı Kehf, putperest bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş olan sâlih gençlerdir. Zalim kral Dakyanus'un Ashâb-ı Kehf'e karşı sunmuş olduğu puta tapma teklifine karşı
Bu kitabı açken okuyunca çok motive oluyorum
İşlenmiş gıdalar hücresel stres sebebidir. Hücreler için birer çöpten ibarettir. Çöple beslenen hücreler (beyin dâhil) resetlenemez. Özellikle şeker beynin elektriğini bozar. Yağ ise düzenler. İşlenmemiş bitkisel gıdalar, tohumlar, baharatlar, yağlı besinler elektriği düzenler. Gündüz beslenme periyodunda bu besinlere ağırlık verilmeli, gece açlık halinde kalınmalıdır.
448 syf.
·
Puan vermedi
Çınar, babası ile olan konuşmasından sonra Elisa ile arasına onu korumak için mesafe koymak ister. Babasının şüphesiz ona zarar verebileceğini düşünüyordu. Ailenin açığa çıkan sırları Elisa’yı tehdit olarak gösteriyordu babasının aksine kız kardeşi Duru Elisan’ın güvenilir bir insan olduğunu biliyordu. Ama Çınar içinde bulunduğu durum yüzünden
Pandora'nın Kalbi 2
Pandora'nın Kalbi 2Dilara Keskin · Ephesus Yayınları · 202422 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.