Pascal'dan ilham alan yaşlıca bir kadın, içinde 100.000 dolar bulunan bir çantayla bankaya girer ve bir hesap açtırmak istediğini söyler.Temkinli banka müdürü kadına parayı nereden bulduğunu sorar. "Bahisten," der kadın, "bahiste çok iyiyimdir." Şaşıran müdür, "Ne tür bahisler?" diye sorar. "Her tür," der kadın. "Mesela hemen burada, yarın öğlen on ikide sağ kalçanızın alt tarafında bir kelebek dövmesi bulunacağına 25.000 dolarına bahse girebilirim." "Girerdim bu bahse," der müdür. "Ama bu kadar saçma bir bahisle paranızı almak istemem." "Eh," der kadın, "bahse girmezseniz ben de gider paramı başka bankaya yatırırım." "Yok, yok, acele etmeyin, canım," der müdür. "Tamam, bahse varım." Kadın ertesi gün öğlen vaktinde, yanında tanıklık için avukatıyla gelir. Banka müdürü arkasını döner, pantolonunu indirir ve bakmalarını söyler. "Tamam," der kadın, "yalnız kesin görebilmemiz için biraz daha öne eğilir misiniz, lütfen?" Müdür iyice eğilir, kadın onaylar ve çantasını açıp 25.000 doları saymaya koyulur. Bu arada avukat müdürün masasının karşısındaki koltuğa çökmüş, başı ellerinin arasında kara kara düşünmeye dalmıştır. "Bunun nesi var?" diye sorar müdür. "Kaybettiği için üzgün," der yaşlı kadın. "Buraya gelirken sizin bize saat on ikide kıçınızı açıp göstereceğinize dair 100.000 dolarına iddiaya girmiştik."
"Bilmiyorum. Senin için çok saçma olabilir, ama... bakışlarımı cama çevirdim. Ben aşk istiyorum. Hani şu romanlarda olanlardan... Sende kitap okuyorsun, anlıyorsundur."
Reklam
Son satırdaki soyadı meselesi çok şükür düzeldi, kaldı diğeri :-)
“Kadınların doğunca baba kütüğüne, evlenince koca kütüğüne taşınmasını; boşanmayla tekrar baba kütüğüne taşınmasını; nüfustaki yerinin bile bir erkekle ilişkisine göre belirlenmesini saçma buluyorum. “Yok, illa ki kadınlar ayrı kütüğe kaydedilsin,” demiyorum, ama en azından baba kütüğünde sabit kalmak, kendi soyadımızı kocalarımızınki eklenmeden kullanabilmek hakkına sahip olmalıyız.”
İnkılâpKitabı okudu
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime anne dedim, hadi çay koy da içelim.
Eğitimli insanlarız, ama bilmem ki ne işe yararız? Üniversitede hemen her dersi okuttular bize; belki de kendimize nasıl bir yaşam kuracağımızdan çok, hayattaki incelikler için, yenilikler için, konfor için ve başka bir yığın saçma sapan şey için nasıl para harcanacağını öğrettiler. Acaba biz mi daha çok para harcamayla ilgili derslerle ilgilendik?
Sayfa 415Kitabı okudu
Bi kere öpsen var ya ağzımdan, ben en az iki mandalina yemiş kadar mutlu olurum.
“İki gözüm önüme aksın ki çok seviyorum lan seni. Senle her şeye varacak kadar çok, senle beraber yok olmayı isteyecek kadar çok. Hani nasıl anlatsam sevgilim, al götür buradan beni hiç bilmediğim yerlere. Ben bilmiş gibi yapmazsam o da benim ayıbım olsun. Tiyatroya gidelim beraber, sen otur bana romeodan bahset, ben o adamdan daha romantik
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.