Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu paragrafı çerçeveletip asmak istiyorum. Uzun ama okuyun lütfen.
Bir evliliğin başlaması için pek çok iyi ya da kötü neden olabilir. Ama hiçbiri, tecavüz kadar tuhaf bir başlangıç yaratamaz. Hele kız çocuğunun genital bölgesini, mikroplardan korumak işlevinde olan bir zarın kaybının, bir insanın yaşamını değiştirmesi kadar akıl dışı bir şeye zor rastlanır. Bu, evine girerken camı kıran hırsıza evin tapusunu vermek ve gönüllü hizmetçisi olmayı teklif etmek kadar mantığın iflasına işaret eder. Evlilik öncesi taraflar birbirini araştırır ve kötü bir özellik gördüğünde de bu evlilikten vazgeçer. Peki birinin tecavüzcü olduğunu bile bile evlenmenin amacı nedir? Bir barbarın tecavüzlerine evlilik içinde rahat rahat devam etmesi mi? Diyelim ki şişmiş gözleri mosmor bir kadına soruyorsunuz: "Peki, neden seçtin kocanı?" O da şöyle bir cevap veriyor: "Çünkü o, bir tecavüzcü." Eğer bu söz saçmaysa, kızları tecavüzcüleri ile evlendirme anlayışı da bir o kadar saçma ve ahlaksızca. Bir zar değil ki kadın, bir birey ve değerini altı üstü bir zar belirleyemez. Öyle olsaydı, soğan kat kat zarlarıyla en değerli şey olurdu.
Sayfa 179Kitabı okudu
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde. Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu. Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırılıp beynime ; "Anne," dedim, "Hadi çay koy da içelim.."
Reklam
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime Anne dedim,hadi bir çay koy da içelim.
Sayfa 33 - ithakiKitabı okudu
adın 3 kere geçti saçma sapan bir filmde yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu; otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime anne dedim "hadi çay koy da içelim"
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde. Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu. Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırılıp beynime ; "Anne," dedim, "Hadi çay koy da içelim.."
Hepimiz, az çok umut etmekte diretiyoruz. Ama bu çok saçma, birazcık düşünmek yeterli.
Reklam
vicdan önemli.
Dangalağın teki olabilirim, onlara aşık olduğumdan habersiz kadınlara aşık olabilirim, çok saçma sapan işler yapabilirim, ama vicdan sahibiyim..
Sayfa 72
"Anlattıklarımın hepsi saçma şeyler, Momo." Sonra kederli bir sesle ekledi: "Görüyorsun ya, yine çok içtim. Kabul ediyorum, son zamanlarda çok fazla içiyorum. Yaptığımız işe başka türlü dayanamam. Dürüst bir duvar ustasının vicdanı sızlar. Harcın içine haddinden fazla kum katmak ne demektir, bilir misin? Böyle bir bina dört beş yıl dayanır. Sonra biri öksürse, yıkılıverir. Hepsi aldatmaca, haince aldatmaca, hile! En kötüsü bu da değil, yaptığımız evler! Bunlar aslında ev bile değil. Bunlar, bunlar ruh ambarları bunlar! İnsanın midesi bulanır! Amaaan, bana ne bundan canım? Ben paramı alıyorum ya, ona bakarım! Evet, devir değişiyor! Evvelce başka türlüydüm. Yaptığım işle gurur duyardım. "Hele bakılmaya değer bir şey yaptığımızda. Ama şimdi... Bir gün yeterince param olduğunda, zaten bu mesleği bırakıp başka işler yapacağım."
Sayfa 93 - Duvar ustası NicolaKitabı okudu
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime Anne, dedim. Hadi çay koy da içelim.
Sayfa 33 - İthaki Yayınları, 1. Basım, Ekim 2016.Kitabı okudu
Acaba..?
Ruh hasta olmaz, nefis hastalanır. Ruh ulvidir, nefis aşağılık. İnsanı menfi noktalara çeker. Bu hasta egomuz, dünyayı bize zindan eder; yaşadığımız bütün olayları, negatif açıdan bize gösterebilir. Haksızlıklara uğradığını zanneder. İnsanı, hayatın saçma olduğu sonucuna götürebilir bu türlü hezeyanlar. Çünkü şeytanî bir etki altındadır nefs. Nefsimiz bizi daraltır ve menfi bir alan içine hapsederse, buna karşılık uyanık olup daima bir 'acaba' sorusunu sormak, bir de müspet telkinlerde bulunan unsurlarla yakınlık kurmak gerekir. Ama daima bir 'acaba' sorusunu kafamızda tutmak zorundayız. Fakat bütün işlerde aramak, araştırmak ve sorgulamak çok önemli. Acaba dünya benim gördüğüm gibi mi? Bu konu, sahiden benim düşündüğüm gibi mi? Acaba haklı olmayabilir miyim? Benim gibi düşünmeyen insanlar da var. Acaba onlar ne diyorlar? Acaba onlar nasıl kimseler ve hangi kaynaktan besleniyorlar? İşte böyle devamlı kurcalamak gerekiyor
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Anlaşılır değil hala...
Makedonya, yaş­lılardan dinlediğimiz, çocukluğumuzdan bildiğimiz Makedonya değil! O Makedonya Makedonyalılarındı! Hıristiyanı, Müslümanı, Rumu, Bulgarı, Sırpı, Arnavutu, Osmanlısı Makedonyalıyım de­meyi birbirine çok görmezdi. Şimdi bu din ayrılığı çekişmesi, ulusçuluk kavgaları çıktı çıkalı Makedonya'da hava karardı, dost­luk, kardeşlik, komşuluk hatırı kalktı, herkes birbirine girdi. Bul­gar Rumu, Rum Bulgarı, Sırp Arnavutu, sonunda hepsi bir olup Türk'ü Müslümanı vuruyor, öldürüyor. Sonu ne bunun? Neye, ni­çin? Saçma bir kavga bu! Yanlış bir anlayış. Herkesin anasından babasından öğrendiği dille konuşmasını, türkü söylemesini anla­rım, ama kendi diliyle konuşmayanı düşman bilmesini anlamam! ...
Dün şuna ya da buna gittik” veya “bugün şunu ya da bunu yapıyoruz” demekteler, ve başkaca bir içeriğe ya da anlama gerek duymaksızın buna seviniyorlar. Parmaklarının temas ettiği her şeyi seviyorlar ve ne kadar mümkünse o kadar özel kişi oluyorlar; dünya, onlarla ilintisi kurulduğu anda özel dünya oluyor ve bir gökkuşağı gibi parlıyor. Belki de çok mutlular bu insanlar; ama nedeni asla kesin olmamasına karşın, başkalarına sırf bu yüzden saçma geliyorlar.
...başkalarının da -okulumda, bu şehirde ya da dünyanın bir ucunda- saçma ve önemli şeyler yüzünden sorun yaşadıklarına emindim ama birbirlerine çok yakın olanlar bunu aşmanın yolunu bulurdu.
Sayfa 38 - Pegasus YayıncılıkKitabı okudu
Biliyorum,çok iyi biliyorum,karşıma çıkan ilk kişiye yönelmem çok saçma,ama...ben...ruhsal olarak çok korkunç bir durumdayım...mutlaka biriyle konuşmak zorunda olduğum bir noktadayım...yoksa mahvolacağım...
adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.