Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Belki herkes yaşlılığında böyledir; son günlerde her gün kendi ölümümü düşünüyorum. Bu düşünceler benim için çok yeni sayılmaz. Yirmi yaşımdan bu yana sık sık ölümü düşünürüm, ama bugünlerde daha da sıklaştı. Günde iki-üç kez, “Belki de bugün ölürüm,” diye kuruyorum. Korktuğum falan yok; eskiden korkardım ölümden, şimdiyse bir ölçüde keyif bile alıyorum. Son dakikalarımın nasıl geçeceğini, ölümümden sonra neler olacağını düşlüyorum.
İnsana Tavsiyeler..
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Zaman zaman Türkiye'nin ne kadar çok soyulduğu konuşulur: Şu holding şu kadar milyar dolar soymuş, bu müessese bu kadar hortumlamış. Aslında tahribat bu rakamlardan çok daha büyük. Çünkü bu insanlar Türkiye'yi soyarken değer yargılarını yok ettiler, ahlakı çürüttüler, yanlışı doğru yerine geçirdiler. Türkiye'nin referans noktaları kayboldu. Ekonomi bile bir mucizeyle kurtulabilir ama bir halkın kaybolan değerlerinin yerine konması için yüzyıllar gerekir.
"Düşünmeye başladım. Ama düşünmek de değildi bu. Daha derin bir şeydi. Bütünleşince nasıl kutsallaştığımızı düşündüm. İnsanlık da kutsaldı tek bir bütün olduğu zaman. Kutsal olmadığı bir tek zaman vardı. Tek başına bir sefilin dişine bir lokma kıstırıp kaçmaya, bir başına koşmaya kalkıştığı zamandı o da. Tepine tepine. Böyleleri yok ediyordu kutsallığı. Ama herkes bir arada çalışırken, yani bir insan öteki için değil de, bir insan hepsi için ça­lıştığı zaman, onun ziyanı yok, o kutsal. Sonra aklıma geldi... ben kutsal dediğim zaman ne demek istediğimi bile bilmiyordum."
Cehaletin yok olup gideceği güne kadar toplumun altında kötülüğün devasa mağarasının var olmayı sürdüreceğinin altını bir kez daha çizelim. En derindeki bu mahzen her şeye düşmandır. İstisnasız her şeyden nefret eder. Filozofları tanımayan bu mahzenin hançeri tek bir kalemi bile yontmamıştır. Siyahlığının mürekkep hokkasının ulvi siyahlığıyla hiçbir benzerliği yoktur. Gecenin, bu soluk kesici tavanın altındaki büzüşmüş parmakları ne bir kitabın sayfalarını karıştırmış, ne bir gazetenin yapraklarını çevirmiştir. Babeuf Cartouche'a göre bir sömürücü, Marat Schinderhannes'a göre bir aristokrattır.Bu mahzenin tek amacı her şeyin yıkılıp gitmesidir.
iş Bankası kültür yayınları
Oğuzcum 14.bölümü noktalama işaretleri koymadan yazmış tam 76 sayfa
Ölü mevsimin mort sezonuna rastladınız beni daha önce görseydiniz daha önceleri neredeydiniz neden bana gülmeden cesaret verdiniz gülseydiniz dağılırdı derdiniz bilseniz ne rahat ederdiniz gülerdim tamam oldu artık size sen diye hitap edebilirim yorulmak bilmezdi gücünün son noktasına gelinceye kadar durmazdı vatandaşlarıma benzemiyorum kendimi
Sayfa 473 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Hala ölmek istiyor gibiyim. Zaten ölmeyi uzun zamandır istiyordum. Tam bir fecaat olarak yaşamanın acısı, öldüğüm takdirde herhangi birinin duyacağı acıdan daha fazlaydı; bunu enine boyuna düşünmüştüm. Hatta öldüğümde çok rahatlayacaklarına emindim. Kimseye bir faydam yok. İşte kötüydüm. Herkesi hayal kırıklığına uğrattım. Açıkçası, tam bir karbon ayak izi israfıyım. İnsanları üzüyorum. Hayatımda kimse kalmadı. Zavallı Volts bile, bir kediye bakmayı bile beceremediğim için ölüp gitti. Ben ölmek istiyorum. Berbat bir hayatım var. Bu yüzden bitmesini istiyorum. Yaşamak için yaratılmamışım. Bütün bunları yapmamın da bir faydası yok. Çünkü öbür hayatlarda da mutsuz olmaya mahkûmum. Ben böyleyim işte. Hayata bir katkım yok. Kendime acıma hisleri içinde kıvranıp duruyorum. Ölmek istiyorum ben."
Ama efendim Dünya, insan, toplum.. Ben bunları kitaplardan sordum Onlarda da bir şeyler var, yok değil Okudum efendim Mamafih efendim Bende bitmez sanırım insanlık
Güvenli bağlanmış bebekleri ve küçük çocukları anneleriyle birlikteyken izlerseniz anneleriyle fiziksel temas içinde olduklarını, tırmandıklarını, çekiştirdiklerini, emdiklerini, annenin bedenine sarıldıklarını görürsünüz. Hatta daha büyük çocuklar bile korktuklarında annelerinin elini tutarlar. Aşağıda öğreneceğimiz gibi, bağlanmak sadece bedenler arasında değil, annenin ihtiyaçlara uyumu ve onları karşılaması şeklinde de olur.
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.