Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
CANLI ÖLÜLER İBRETİ NEDEN ANADOLU DA YAŞANDI? Yeryüzünde kutsallaştırma yapmak şeytani ideolojilere hizmet eder. Bu cümlenin altını çizin ve BÜYÜK HARFLER ile bilinçaltına insan olan herkes yazsın. Tüm insanların tek bir tanrısı vardır. Son peygamber Hz Muhammed'in tebliğ ettiği dini bile kendi çıkarlarına uygun hale getirenlerin sonunu
'Sıradan insanların' buna karşı çıkmak için bilimsel argümanları olmasa da, kalbin duyguların merkezi olduğu düşüncesi bizim için daha baskın çıkmaktadır.
Reklam
Bazen çaba göstermeye değmeyecek insanlar -çok aptallar ya da gerçek sosyopatlar- karşımıza çıkar. Ama çözümlemekte zorlandığımız diğer kişileri harika bir sınav ve yeteneklerimizi geliştirme yolu olarak görmeliyiz. Abraham Lincoln'ın dediği gibi, "Bu adamı sevmiyorum. Onu daha yakından tanımalıyım."
Latincede gömmek anlamına gelen sepelire kelimesinden türetilerek "sepulkral mimari" de denen mezar mimarisi, ölü bir bedeni barındırmak ya da ihtiva etmek için inşa edilen mekanlarla ilgilidir. Bu mimari tipinin boyutları değişkendir ve mütevazı bir mezar taşından ya da basit bir mezar işaretinden büyük aile mezar odalarına ya da devasa mozolelere uzanır. Mezar mimarisinin diğer örnekleri arasında katafalk ya da tabut sehpası (ayaklı tabut altlığı), lahit (dekore edilmiş taş tabut), anıtmezar/kenotaf (içinde gerçek naaş olmayan temsili mezar), kolombaryum/ güvercinlik (yakılmış ölülerin küllerinin konulması için nişleri olan mahzen), yeraltı mezarı/katakomp (mezarlık için gömmeleri olan tünelli yeraltı mezarlığı) ve mahzenmezar (yeraltında inşa edilen mezar odası) yer alır. On sekizinci yüzyılda Diderot ve Jean le Rond d'Alembert'in hazırladığı kapsamlı Ansiklopedi ya da Bilimler, Sanatlar ve Zanaatlar Açıklamalı Sözlüğü'ne göre, "Romalılar üç tür mezar tanımladılar: Sepulchrum, monumentum ve cenotaphium. Sepulchrum (sepulkral) vefat edenin naaşının konduğu sıradan mezardı. Monumentum (anıt) sıradan mezara kıyasla daha görkemliydi ve kişinin anısını muhafaza etmek üzere inşa ediliyordu" (de Jaucourt, 1967). Antik Yunancadaki kelime anlamı " boş kabir" olan cenotaphium (kenotaf), naaşları başka bir yerde bulunan kişi ya da kişilerin onuruna inşa edilmiş mezar mimarisi ürünüydü.
Balon bir tuzaktı. Bazı gözlemciler uyarmaya çalıştılar. “Er ya da geç çöküntü gelecek”, diyordu 5 Eylül 1929’da düzenlenen Ulusal İş Dünyası Konferansı’nda Roger Babson; “ve felaketle sonuçlanabilir”, diye ekliyordu. Ama kıyametten bahseden peygamberlere hoş gözle bakılmıyordu. Çok zengin bir sürü kişi, kendilerini daha da zengin yapacak bahislere servet yatırmıştı. Başkan Coolidge’in geçen Aralık ayında yaptığı iyimser Ulusa Sesleniş konuşmasının kesinlikle arkasındaydılar: “Hiçbir ABD Kongresi’nin önünde, şu anda gördüğümüzden daha sevindirici bir gelecek manzarası olmamıştı ... Sükûnet, gönül rahatlığı ... ve tüm zamanların rekorunu kıran bir refah düzeyi”. Kısa bir süre sonra borsada gerginlik baş gösterdiğinde Maliye Bakanı Andrew Mellon hiç gecikmeksizin güvence veriyordu: “Endişeye mahal yok. Refahımızdaki hızlı artış devam edecektir”. The Wall Street Journal da yatırımcıların “kaygılarını” gidermeye gayret ediyordu: “Dün hisse senetlerinin ana gövdesinde gözlenen fiyat hareketleri, teknik yeniden ayarlama yüzünden geçici olarak duran büyük ilerleyiş özelliğini sergilemeyi sürdürdü”. 24 Ekim 1929’da Wall Street Borsası çöktü. Finansal çöküntü dünyayı Büyük Bunalım’a sürükleyerek sonunda Stalingrad, Auschwitz ve Hiroşima’ya yol açacak bir dizi olayı tetikledi. İnsanlık tarihinin en büyük trajedisi sahnelenmeye başlıyordu.
Evlilikle karşılaştırılınca fahişelik, kur yapma, geçici arkadaşlık ya da ilişki temelindeki geçici birliktelikler, yapısal olarak daha yalındır, çünkü burada eşin kaba yanlarıyla sürtüşmeden kaçınmak, evliliğe oranla çok daha kolaydır.
Reklam
on iki yaşındaki bir çocuğa hesap vermek zorunda gibi hissediyordum. Bu nasıl olmuştu? Ve neden son zamanlarda Opali görmek beni huzursuzlaştı- rıyordu? Sanırım bütün bunlar onun Del hakkında sorduğu sorular yüzündendi, onları cevapladıkça geçmişi, hayatımın bir daha hiç açmamak üzere kapattığım bir bölümünü hatırlamak zorunda kalıyordum. Üstelik Opal'e baktığımda, bazen neredeyse Dell gördüğüme emin oluyordum. Sanki bu konudaki takıntısı, Opal'i o ölü kız haline getiriyordu. Delice, biliyorum, ama böyle görünüyordu. "Hey, model uçak nasıl gidiyor?" diye sordum. "Harika! Gövdesini bitirdim, bu da işin en zor kısmıydı zaten." Bir an etrafındaki odaya bakındı, sonra bir anda esas gelme sebebi olan konuyu açıverdi. "Delin, büyükannem ve büyükbabam yüzünden benim peşimde olup olmadığını düşünüyordum. Belki onlar bir şekilde onun cinayeti ile alakalıdırlar." Gülmeme engel olamadım. Bu gergin bir kahkaha} dı, ama içtendi. "Doe mu? O Dell neredeyse tanımıyordu bile. Üstelik tanığım en barışçıl insandı. Bir keresinde bahçedeki bir solu- cam kürekle yaraladı diye oturup ağlamıştı. Büyükbabansa, 113
Bir ışık aradığında önce daha da derin bir karanlığa düşersin..
Yeraltı orkidesi aslında nadir rastlanan bir bitkidir. Dünyada sayılı adette vardır. Yani, en azından öyle olması gerekiyordu. Ancak histerik, korku kültürünü körükleyen, karne notlarını kalbimizin aydınlığından daha çok önemseyen baskıcı ve çocukları ezen şişman fil tutumlarımız sebebiyle sınıflarımızdaki ve evlerimizdeki yeraltı orkidelerinin sayısını arttırdık. Çocuklarımız artık yeraltı orkidesi gibi hiç gün yüzü görmeden toprağın altından farksız ve güneş almayan havasız odalarında, bilgisayarın ya da test kitaplarının başından kalkmadan yaşlanıyorlar. Bu yüzden bencil, zorba, mürdedil ve kuralsız oluyorlar. Oysa ihtiyaçları olan tek şey, toprağı delip aramıza karışmalarını ve odalarından çıkıp kendilerini sokak oyunlarına kaptırmalarını sağlayacak küçük fırsatlar bulmaları.
Fitzgerald’ın romanı Muhteşem Gatsby (1926), dönemin anlamsızlığını iyi kavrar. Amerikan burjuvazisinin ahlaksızca zengin üyeleri olan roman karakterlerinin beyhude hayatları, toplumsal işlevlerinin olmamasına ayna tutar. Boş kafalar ve hiç bitmeyen kendi kendini şımartma turları, finansal asalaklığın balon ekonomisini yansıtır. Finansal balonlar
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.