Frodo derin bir nefes alarak doğrulup oturdu. "Son adım!" dedi. "Hu Smeagol! Yiyecek bulabildin mi? Dinlenebildin mi?"
"Yemek yok, dinlenmek yok, Smeagol'e bir şey yok," dedi Gollum. "O sinssi biri."
Sam dilini damağında şaklattı, ama sonra kendine hakim oldu.
"Kendine kötü sıfatlar yakıştırma Smeagol," dedi Frodo. "Bu akılsızca bir şey, doğru da olsa yanlış da olsa."
"Smeagol kendisine verileni kabul etmek sorunda," diye cevap verdi Gollum. "Bu sıfatı ona, her şeyi pek bilen iyi kalpli hobbit Efendi Samwise yakıştırdı."
Frodo Sam'e baktı. "Evet, beyim," dedi. "Ben bu sözü kullanmıştım, uykumdan aniden uyanıp da onu ortalıklarda görüverince. Özür diledim ama yakında yaptığıma hiç de pişman olmamaya başlayacağım."
"Haydi, o halde, bırakın bunu," dedi Frodo. "Fakat artık sen ve ben Smeagol, dönüm noktasına geldik gibi. Söyle bana. Yolun geri kalan kısmını kendi kendimize bulabilir miyiz? Geçidi ve geçide giden yolu görüyoruz artık; eğer o yolu şimdi bulabilirsek anlaşmamız bitmiş olacak. Sen verdiğin sözü tuttun ve özgürsün: Yiyeceklere ve dinlenmeye dönmek için özgürsün; Düşman'ın hizmetkarları hariç nereye gitmek istersen gidebilirsin. Hatta günün birinde seni ödüllendirebilirim, ben veya beni hatırlayanlardan biri."
"Yo, yo daha değil," diye sızlandı Gollum. "Yo hayır! Yolu kendi başlarına bulamaslar, bulabilirler mi?
"Yo, hayır, elbette hayır. Daha tünel var sırada. Smeagol yola devam etmeli. Dinlenme yok. Yemek yok. Daha yok."