Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonuçta Clare Bayes'in oğluyla asla karşılaşmıyordum, o benim açımdan daha rahattı, yasak aşkımız açısından da herhalde en uygunuydu. Çocukları işin içine karıştırmamak gerekir. Fazla sorgulayıcı ve duyarlıdırlar. Dramatik ve ürkektirler. Loşluğa da belirsizliğe de tahammülleri yoktur. Her yanda tehlike sezerler, tehlike olmayan yerde bile, o
Çocukla gerçek ilişki kurmak, onun gelişiminden çok daha önemlidir. İlişkisi zayıf olan çocuk, başarılı olsa da mutlu ve huzurlu olmakta zorlanır.
Sayfa 202Kitabı okudu
Reklam
“Kültür ve Ulus" tebliği. Bütün bu metinlerde argümanların açılımı teorik olana değil yaşa­nan şeylere dayanır. Düşüncesinin gelişiminin çıkış noktası yaşanan şeylerdir. Daha Siyah Deri, Beyaz Masheler’de ırkçılık üzerine düşünme, bazı kültürlerin tekyanlı olarak kararlaştı­rılmış tahakkümüne bağlanmıştı: bir kaza, psikolojik bir kap­ris değil, sömürge durumunda da işleyen kültürel bir baskı sistemi söz konusudur. Egemen kültürün uyguladığı baskı­nın, toplulukları, politikayı ve kültürü, aynı zamanda psişik varlığı etkilendiren baskının sonuçları aydınlatılmazsa ırkçılı­ğa karşı savaşmak boşunadır
Frodo derin bir nefes alarak doğrulup oturdu. "Son adım!" dedi. "Hu Smeagol! Yiyecek bulabildin mi? Dinlenebildin mi?" "Yemek yok, dinlenmek yok, Smeagol'e bir şey yok," dedi Gollum. "O sinssi biri." Sam dilini damağında şaklattı, ama sonra kendine hakim oldu. "Kendine kötü sıfatlar yakıştırma Smeagol," dedi Frodo. "Bu akılsızca bir şey, doğru da olsa yanlış da olsa." "Smeagol kendisine verileni kabul etmek sorunda," diye cevap verdi Gollum. "Bu sıfatı ona, her şeyi pek bilen iyi kalpli hobbit Efendi Samwise yakıştırdı." Frodo Sam'e baktı. "Evet, beyim," dedi. "Ben bu sözü kullanmıştım, uykumdan aniden uyanıp da onu ortalıklarda görüverince. Özür diledim ama yakında yaptığıma hiç de pişman olmamaya başlayacağım." "Haydi, o halde, bırakın bunu," dedi Frodo. "Fakat artık sen ve ben Smeagol, dönüm noktasına geldik gibi. Söyle bana. Yolun geri kalan kısmını kendi kendimize bulabilir miyiz? Geçidi ve geçide giden yolu görüyoruz artık; eğer o yolu şimdi bulabilirsek anlaşmamız bitmiş olacak. Sen verdiğin sözü tuttun ve özgürsün: Yiyeceklere ve dinlenmeye dönmek için özgürsün; Düşman'ın hizmetkarları hariç nereye gitmek istersen gidebilirsin. Hatta günün birinde seni ödüllendirebilirim, ben veya beni hatırlayanlardan biri." "Yo, yo daha değil," diye sızlandı Gollum. "Yo hayır! Yolu kendi başlarına bulamaslar, bulabilirler mi? "Yo, hayır, elbette hayır. Daha tünel var sırada. Smeagol yola devam etmeli. Dinlenme yok. Yemek yok. Daha yok."
Nasıl olur da insan bir şeyi kendinden daha çok sevmeye kalkar!
Sohrab'ın sessizliği Süreyya'ya da çok ağır geliyordu. Pakistan'dan yaptığımız telefon görüşmesinde, Süreyya bana Sohrab için yaptığı planlardan söz etmişti. Yüzme dersleri. Futbol. Bovling. Ama şimdi, çocuğun odasına giriyor, sepetteki açılmamış kitabı, işaretlenmemiş boy mezurasını, kutusundan bile çıkartılmamış parçalı bulmacayı görüyordu. Düşlediği yaşamın izleri. Daha sürgün bile vermeden solan bir hayalden geriye kalanlar. Yalnız değildi. Sohrab için benim de hayallerim vardı.
Sayfa 365Kitabı okudu
Reklam
Yalan olan, yalan söylediğimdi. Bunu söylerken elimin burnuma gittiğini ben de fark ettim. Beden dili uzmanları bunu yalan söyleyenlerin yaptığını iddia eder biliyorum. Ama benim sadece burnum kaşınmıştı. Bazen her şey bu kadar basittir işte. Yalan da basit bir mevzudur. Fazla ciddiye almamak gerekir. Çünkü gerçek diye bağrımıza bastığımız hiçbir şey, gerçek falan değildir. Bu cümleyi düşünerek arkama yaslanıp bir sigara daha yaktım. Yalana bak: Ben sigara içmem ki...
Sayfa 83 - İletişim YayıncılıkKitabı okudu
Ayet Ve Hadisler Birbirini Neshedebilir Mi?
Bir delili ancak onun kuvvetinde veya ondan daha kuvvetli olan bir delil neshedebilir. Delil tevatür yoluyla sabit olmuşsa kendisi gibi mütevatir ya da meşhur (Hanefi) olmayan delille neshedilemez. Şayet ahad haber ise, haberi vahid ise neshedilebilir çünkü onunla aynı kuvvettedir. Delaleti kat'i olan bir delil de, ancak kendisi gibi delaleti
Sayfa 554
Ne kadar zor olabilirdi ki iyileşmiş taklidi yapmak? Ne de olsa deliliğim, ne röntgenler, ne tomografiler ve kan testlerinde çıkan türdendi! Hiçbir x-ray cihazının yakalayamayacağı bir hastalık taşıyordum içimde! Kimsenin varlığından haberi olmadan, dünyayı bile gezebilirdim. Ama ilk yapmam gereken hastanenin kapısından çıkmaktı. Bunun için de ne yazık ki birilerine çıplak elle dokunmam gerekiyordu. Üstelik bunu da çığlık atmadan ve içimi işgal eden ağrıdan ötürü yüzümü buruşturmadan yapmalıydım. Belki de birkaç alıştırma ile başlamalıyım diye düşündüm. Birkaç deneyle…Tabii ki tıp tarihi ortadaydı ve ben de, vicdan sahibi bütün bilim insanları gibi deneylerimi ilk önce hayvanlar üzerinde yapacaktım! Önce onlara dokunacaktım. Gerisi elbet gelirdi. Bir şempanzeye dokunmakla bir insana dokunmak arasında ne kadar fark olabilirdi ki? İkisi de aynı primattan gelmiyor muydu? Adem denilen primattan… Evet belki biri diğerinden daha zekidi doğru! İçgüdülerini kullanıp şempanzeliğe sapmış ve evrimine doğayla uyum içinde devam etmişti. Diğeri de bütün salaklığıyla, tatminsizlikten geberen bir yaratığa dönüşmüş ve kendini doğanın dışında bulmuştu. Ama bütün bunlar beni ilgilendirmiyordu, çünkü dokunduğum etin kaça kadar sayabildiği ya da dünyanın sonunu getirip getiremeyeceğinin hiçbir önemi yoktu. Sonuçta et etti! İğrençti ama dokunmalıydım.
"Eğer kesin olan bir şey varsa o da Albus Dumbledore'un parlak mavi gözlerinin bir daha asla onu delip geçmeyecek olmasıydı..."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.