"Benim tezim, bütün halkların, bütün kültürlerin birbiri hakkında önyargılara sahip olduğudur. Eğer bir gün bu önyargı kelimeleri, yani Avrupa dillerindeki barbar, Japon dilindeki gaijin, Müslümanlardaki kâfir, Almanlardaki Ari olmayan gibi önyargı sıfatlarını kaldırabilirsek, amacımıza ulaşabiliriz. Amaç nedir derseniz, bence tam olarak şudur: İnsanın değerinin sadece insan oluşundan geldiği; din, milliyet, cinsiyet, renk, cinsel tercih, siyaset gibi birtakım ön sıfatlarla ayrımcılığa uğratılmadığı bir hümanizm anlayışı.”
“İntikam hiçbir zaman düz bir çizgi değildir, bir ormandır. Ve ormanda olduğu gibi yolunu kaybetmek kolaydır. Kaybolmak geldiğin yolu unutmaktır.”
(Kill Bill Vol.1, 2003, Quentin Tarantino)
MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder.
Bende bu kitap vasıtasıyla başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Bir kaç sene önce kadar, soğuk ve yağmur sonrası bir sonbahar gününde, şehrin biraz dışında alışveriş merkezlerinin olduğu avm ye yürüyerek gidiyordum. İleride elinde poşetle yavaş yavaş yürüyen bir çocuk gördüm. Yanına yaklaştım ve beraber yürüyerek muhabbet etmeye başladık.
Mahsun olma Burma, sevin!
Medeniyet getireceğiz sana,
Ölmez veya kör olmazsan göreceksin!
Medeniyet dediysek sizi medenileştireceğiz demedik. Medeni insanları göreceksin, onlara hizmet ederken…
Kulüpte biz briç oynarken hizmet için sizi içeri çağırırsak o zaman göreceksin. Gramafon sesi gelecek kulağınıza, medeniyetle tanışacaksın. Ya da
Öncelikle belirtmek isterim ki , kitap aslında bir çocuğun kaleminden , onun konuşma tarzında yazılmış hepimize ders niteliğinde bir kitap. Çok tatlı ve mizahi bir anlatımla yazılmış.Süslü, edebi cümleler yok ama bolca samimiyet var. Zaten çocuklar da doğal , içten, samimi değil midir? İçlerinde kötülük yoktur. Şermin Yaşar'dan okuduğum ilk
"Ama insan denen o ölümlü mahluk, her türlü belanın, her türlü melanetin kaynağıydı. Birbirlerine yaptıkları kötülükler yetmezmiş gibi, kurdundan kuzusuna, çiçeğinden ağacına her türlü canlıya zarar vermekten kaçınmazlardı."
~~~Uyuyor. Yazgısı ona ne oyunlar etti!
Yaşıyordu. Meleksiz sönüp gitti.~~~
Victor Hugo (1802-1885), Fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından 1i olup edebi ününü şiirleri ve oyunları ile kazandı. Romantik akimin en tanınmış adları arasında yer alan yazar, toplumsal gerçeklerle romantikliği harmanlayarak, yaşadığı dönem sorunlarıyla, politikayla
Gerçek diye bir şey varsa, gerçek tek bir şeyse yani, onun benim tarafımdan nasıl göründüğünü sana anlatmaya kalkışsam, aramızda bir köprü kuramadan boğulur giderim. Zahirim bunca ortadayken içimi sana anlatmaya kalkışsam utanırım. Öyleyse ne? Sandım ki o an bana bir şey oldu, üzerimden bir şey geçti. Kendimde bir başkalık hissettim. Göklerden bir
¶¶
Kıyâm, yani namazda durduğumuz kıyâmın, "Ayağa Kalkmak" anlamının yanında,
"Uyanmak" anlamı da vardı...
"Kıyâm Et" demekse "Ayağa Kalk ve Uyan" demekti bu durumda.
İşte o an içimde bir "Sarsıntı" oldu... Derin bir sarsıntı... Namazdan bildiğim bir kavram olan Kıyâmın Kıyametle bağlantısı gün
"Hayvan Çiftliği" kitabını ilk defa, 5. sınıfa giderken, okuduğum ilkokulun kütüphanesinde görüp okumuştum ve kitabın kapak renginin pembe olması, içinde ki resimler ve kitabın adından dolayı, kitabı çocuk kitabı zannedip okumuştum ama boş bir kafayla okumuştum, kitabın içerisin de geçen hiçbir eleştiriyi fark etmemiştim. O zamanlar kitap benim için sadece bir fabl kitabıydı...
Kitabı tekrardan okudum ve çok hoşuma gitti. Özellikle yazarın siyasi eleştiriyi hayvanlar üzerinden anlatması çok etkiledi beni, yani hayvan üzerinden insanlar daha iyi anlatılamazdı bence ve kitap, sadece yazıldığı döneme değil tüm dönemlere hitap ediyor.
Kitabın dili çok hafif ve akıcı okurken beni hiç yormadı, çok keyif alarak okudum...
Herkese tavsiye edebileceğim bir eser...
~KEYİFLİ OKUMALAR~
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,5bin okunma