Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fadime Kızılay

Fadime Kızılay
@ddfadime
Instagram: ddfadime
“En doğru yasa bizi özgürlüğe götürecek olandır.”
Sayfa 99
Reklam
"Arkanda bıraktığın şeyleri düşünme," dedi Simyacı, atlarıyla çölün kumlarından ilerlerken. Her şey Evren'in Ruhu'na kazınmıştır ve edebiyen orada kalacaktır."
Sayfa 147
"...Seni seviyorum, çünkü bütün evren sana ulaşmam için işbirliği yaptı."
Sayfa 145

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Kötülük," dedi Simyacı, insanın ağzından giren şeyde değildir. Kötülük oradan çıkandadır."
Sayfa 138
"...Gizin kökü şimdidedir; şimdiye dikkat edecek olursan, onu iyileşletirebilirsin. Ve şimdiyi iyileştirebilirsen, daha sonra gelecek olan da iyi olacaktır. Geleceği unut ve hayatının her gününü şeriatın kurallarına uygun olarak ve Tanrı'nın evlatlarına bahşettiği inayete güvenerek yaşa. Her gün kendisiyle birlikte ebediyeti getirir."
Sayfa 125
Reklam
"...Çünkü ben ne geçmişte ne de gelecekte yaşıyorum. Benim yalnızca şimdim var ve beni sadece o ilgilendirir. Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun... Çünkü hayat, yaşamakta olduğumuz andan ibarettir ve sadece budur."
Sayfa 106
"...Dünyanın Ruhu insanların mutluluğuyla beslenir. Ya da mutsuzluklarıyla, arzularıyla, kıskançlıkla. Kendi Kişisel Menkıbesini gerçekleştirmek insanların biricik gerçek yükümlülüğüdür. Her şey bir ve tektir. Ve bir şey istediğin zaman, bütün evren arzunun gerçekleşmesi için iş birliği yapar."
Sayfa 39
"Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor," diye düşündü, güneşin durumuna tekrar bakıp adımlarını hızlandırarak.
Sayfa 27
Müzik, tek bir kelimenin peşinden giden bir aşktır.
Sayfa 275
"Ama her insan zamanla o kadar değişir ki daima onlarda bir yenilik bulabilirsiniz."
Sayfa 58
Reklam
İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır.
Sayfa 45
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
Sayfa 45
Geçmişte kalmış, unutulmuş yaşantılar kendi suçu olamazdı. Hiç anlayamadığı, hatta hafızasında bile canlandıramadığı başka bir kadına aitti hepsi. Zamanın çoktan sildiği bir hata için cezalandırılabilir miydi bir insan?
Sayfa 39
"...İnsanları anlamakta hala pek gerisin...Zannediyorsun ki, hepimiz birer makineyiz ve evvelden kurulduğumuz gibi işleriz. Bir yerde bir bozukluk oldu mu, derhal orayı söküp atmak lazım! En kuvvetli insanın bile bazen ne kadar zayıf anları, istediğini tam aksini yapmaya mecbur olduğu dakikaları bulunduğunu nasıl inkar edebilirsiniz?"
Sayfa 128
Akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez.
Reklam
Sandığımız kadar dayanıklı değiliz. Asla değiliz.