Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Uğrunda ölmek sonsuz yaşamaktan güzel!
Varlığın sırları saklı senden, benden Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin ne ben Bizimki perde arkasında dedikodu Bir indi mi perde, ne sen kalırsın ne ben. Dün geldi nedir aradığın? dedi bana "Bensem ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak Ben senim, sen ben arayıp durma boşuna. Önce kendine gel sonra meyhaneye Kalender ol da gir kalenderhaneye Bu yol kendini yenmişlerin yoludur Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye. Sâki yüzün Cemşit'in kadehinden güzel Uğrunda ölmek sonsuz yaşamaktan güzel Işık saçıyor ayağını bastığın toprak Bir zerresi yüz binlerce güneşten güzel Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok. Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok. Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Reklam
Bahaneler olmasa insan konuşacak dedikodu bulamayacak. Bütün basit esasları dallandırıp budaklandıran da bahanelerden başka nedir? Niçin Onları görüyor da hareket ettiren ve tasarruf eyleyen mânâyı görmüyoruz? Görmüyoruz, zira bahanelerin kalın ve kesif örtüsü, mânânın ince ve renksiz varlığına perde oluyor. Hatta bir denizin üstünde dalgaları ve köpüğü hasıl eden rüzgarı bile görmüyoruz. İşte ezeli buyruk da, varlık denizini çalkalamakta ve köpürtmektedir. Fakat onu gören yok
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Merhabalar "Bu kitap dinlemeye bir övgü ve kültürümüzün dinlemeye karşı kaybettiği ilgiye dair bir ağıttır" Bugün sizlere #katemurphy kaleminden #dinlemiyorsunnekaçırdığınınfarkındamısın eseri ile geldim. Bakış açıma kattığı anlamla mutlu olduğum bir okuma deneyimi oldu benim için. @dogan_kitap 'ın Şubat 2024'te bizlerle
Dinlemiyorsun
DinlemiyorsunKate Murphy · Doğan Kitap · 20245 okunma
▫قال تعالى : {ويلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لمُزَةٍ } فما الفرق بين الهمز واللمز؟ أن يزدري بالناس وينتقص بهم: بالهمز: بالقول، باللمز: بالفعل (تفسير ابن كثير) ▫️"İnsanları çekiştirip, kaş göz işaretleriyle alay edenlerin vay hâline!" (104/Hümeze, 1) Hümeze ve Lümeze arasındaki fark nedir? Hümeze: dil ile zarar veren, gıybet, dedikodu, ayıplama ve gammazlık yapan kimse demektir. Lümeze: Herkese bir ayıp ve kusur bularak azarlamayı ifade eder. El ile ve işaretlerle, kaş ve göz işaretleri ile alay eden anlamına gelir.
Cihat ibadetini en iyi şekilde nasıl yerine getirebiliriz? Bunun için 9 tane "İ"yi çok iyi bileceğiz. Nedir bunlar: İnanç sahibi olmalıyız, güçlü bir imana sahip olmayan, zorluklar karşısında mücadelesini sürdüremez. İhlas sahibi olmalıyız; mevki, makam, şan, şöhret peşinde koşmamalıyız. Riyadan uzak bir şekilde Allah rızası için çalışmalıyız. İttika sahibi olmalıyız; Allah'tan başkasından korkmamalı, fikrimiz sorulduğunda çekinmeden doğruyu söylemeliyiz. İttifak içinde olmalıyız; birlikte olduğumuz arkadaşlarla ihtilafa düşmemeli ve çekişmemeliyiz. Çünkü hoşgörülü olmak kemalattandır. İyi ahlak sahibi olmalıyız; gıybet, dedikodu, haset, kibir, kin, iftira gibi hasletlerden uzak durmalı ve kulis yapmamalıyız. Bu nefse esir olmakla değil, nefsi terbiye etmekle mümkündür. İhsan sahibi olmalıyız; bize verilen görevi en güzel şekilde titizlikle yapmalıyız. İstişare ile çalışmalıyız; benim dediğim olacak diye tutturmamalıyız. İstişarede fikrimizi söylemeli, irfan sahibi olmalıyız. İrfan, "Benim düşüncem de yanlış olabilir." demekle başlar. İtaat etmeliyiz; alınan kararları yerine getirme konusunda başkana itaat etmeli, aksaklık göstermemeliyiz. İstikamet sahibi olmalı, cihat ederken İslam'ın diğer emir ve ibadetlerinin tamamına riayet ibadetlerimizi terk etmemeliyiz.
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
·
20 saatte okudu
Okumuş cahil okumamış cahilden tehlikeliydi çünkü cahil olduğunun farkında değildi. Ö yüzden hep derim, ilmin herhangi bir değeri yoktur. İrfandır önemlisi. İlim bilgi, irfan görgüdür. Görgüsüz çok tehlikelidir. En tehlikelisi de okumuşu. Evlerden ırak yani... Bilgi dediğin nedir ki? Dedikodu da bilgi... İlim, kavanozu dıştan yalamak ve ateşi kartpostaldan tanımaktır. Kişisel gelişim kitaplarını yazarı olan Adem gittiği bir seminerde bayılır. Felç geçiren Adem uzun bir süre hastanede kalır. Zamanla eşi ve kızı onu terk eder. Tam intihar edecekken bir fahişe olan matmazel onu kurtarır. Bir psikologa gitmeye karar verir. Fakat gittiği psikolog tam o sırada intihar etmek üzeredir. Ötekiler olan Adem, matmazel ve psikolog Memduh Bey'in yolları bir şekilde kesişir. Kitapta ötekilerin, dışlanmışların hayatını okuyoruz. Yazarın kendine has çok farklı bir kalemi var. Ben yazarın kalemini çok seviyorum. Felsefe ve psikolojik bir tarzda kitap okumak istiyorsanız bu kitap tam size göre.
Ötekiler
ÖtekilerEmre Timur · Az Kitap · 2019298 okunma
Neyimiz eksik Floransalı zenginlerden? Nedir bu şehrin hali? Dedikodu, karaborsa, gürültü, patırtı, kalabalık, en kibar adamın yanında en adi, en pis birisi, en güzelin karşısında en çirkin, en iyinin elinde en kötü, hırsızın dükkânında namuslu, namussuzun kolunda şerefli, şehrin şu en temiz lokantasında en kirli köylü, aile kadınının yanında orospu...
174 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Sevgili Ali küçüközer bizlere bu kitabında aslında hayatta yaptığımız ya da bize yapılan maruz kaldığımız durumlar bulunuyor. Her sayfasında kendimi sorguladığım bir okuma gerçekleştirdim. Kitabımızın içerisinde aslında bildiğimiz ama yer yer unuttuğumuz duygu, düşünce ve fikirler var bunları bizlere çok iyi bir şekilde bazen ise örnekler ile anlatmış. Kitap aslında yüzümüze bir çok şeyin vurulmasına sebep oluyor bunu da yapıyorum bunu yaptım hayır bunu yapmadım diyebileceğimiz. Bu da bana yapıldığı dediğimiz. Gerçekten çok iyi bir kitap hatta beklediğimden daha da iyiydi alfa bir kitap diyebilirim herkes okumalı herkese okutmalı. İkinci kitabın da çok heyecanla bekliyorum. Empati yaptık mı? Cahillik, aşk, sevgi, insan, yaşam, alevilik, intihar, sabır, namaz, intikam, kıyaslama, dedikodu, kader gibi birçok konular bulunuyor. Bugüne kadar başımıza neler geldi? Bugüne kadar kimleri üzdük/kırdık? İnsan intikam alır mı? Neden intikam alırız? İnsanın yaşı boyunca inşa edeceği en büyük ve tek eseri nedir? Ve sorgulayacağımız üzerine düşüneceğimiz ara ara cevaplarını bulduğumuz bir çok şey daha.
Depresyonel Düşünceler
Depresyonel DüşüncelerAli Küçüközer · İkinci Adam Yayınları · 2021101 okunma
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Reklam
Büyük bir kral bir keresinde Buda'yı görmeye geldi. Başvekili onu gelmeye ikna etti fakat o çok şüpheci bir adamdı, politikacıların ve kralların her zaman oldukları gibi şüpheciydi. İlk önce gelmek istemedi... Sadece politik sebeplerden onu görmeye geldi çünkü başkentte Buda'ya karşı olduğuna dair bir dedikodu yayılmaktaydı ve herkes Buda'nın tarafındaydı, o yüzden korktu, ilişkilerde usta değildi. Bu yüzden başvekili ile birlikte gitti. Buda'nın on bin keşişi ile birlikte oturduğu koruluğa yaklaştığında, çok fazla korktu. Kılıcını çekti ve başvekiline "Sorun nedir? Sen on bin kişinin orada oturduğunu söyledin, yaklaştık ve hâlâ ses yok! Bir komplo mu var?" dedi. Başvekil güldü ve "Buda'nın insanlarını bilmiyorsunuz. Kılıcınızı geri koyun! Gelin, komplo veya başka bir şey yok. Korkmanıza gerek yok, sizi öldürmeyecekler. Buda'nın adamlarını tanımıyorsunuz" dedi. Fakat kral yine de eli kılıcında, çok şüpheci bir şekilde koruluğa girdi. Şaşırmıştı. On bin kişinin ağaçların altında, sanki hiç kimse yokmuş gibi sessizce oturduğuna inanamadı. Buda'ya sordu "Bu bir mucize! on bin kişi... On kişi bile bir arada o kadar çok ses yaparken! Bu insanlar ne yapıyorlar? Bu insanlara ne olmuş? Bir sorun mu var? Hala canlılar mı? Heykel gibi gözüküyorlar! Ve burada oturarak ne yapıyorlar? Bir şey yapıyor olmaları gerekir!" Ve Buda dedi ki, "Bir şey yapıyorlar fakat onun dışarısı ile bir ilgisi yok. İçsel dünyalarında bir şey yapıyorlar. Bedenlerinde değiller, varlıklarındalar, mutlak özdeler. Ve şimdi onlar on bin kişi değil, hepsi bir bilincin parçası."
Sayfa 128 - Ganj YayıneviKitabı okudu
433 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.