haberin var mı taş duvar?
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim,
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mi?
görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
karanfil kokuyor cıgaram
dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
ahmed arif
çoktan unutulmuş bir ilk gençlik aşkının , on yıl sonra bile hafifçe can yakan acısı … ama sanki o acının ortasında bile bir ‘mutluluk’ vardı. bir zamanlar yeryüzünde , bir kişi tarafından sevilmiş olmanın mutluluğu . . .
“fakat neyi anlatabilirdim, kime anlatabilirdim? İnsan neyi anlatabilir? insan insana, insanlara hangi derdini anlatabilir? yıldızlar birbiriyle konuşabilir, insan insanla konuşamaz.”