Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biraz Mavi Biraz Yeşil
Sevgilim, Sana öyle hasretim ki... Ellerim titriyor: Biraz aşktan biraz yalnızlıktan biraz da yazmayı unuttuğumdan. Kaç yıl olmuş elime kalem almayalı.. O büyük yemini ettiğimden beri kaç iklim değişmiş, kaç hükümet devrilmiş, kaç zelzele olmuş olabilir ülkemde... Tam tamına 12 yıl 3 ay 5 gün oldu. Yazmayı bıraktığım günü bu kadar net hatırlıyor
HZ. MASUME'NİN HATRINA
Kalbimden görüyorum seni her vakit, Olmadı ama öptüm sanki dudağını. Dur biraz fotoğrafına bakayım, Böyle içime enterasan bir güzellik doğuyor, Sen olup benden geçiyorum. Şimdi kafamı koysam uykuya, Dem vuracağım senden bağrıma.
Reklam
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
-Ruhu unuttular. Ağaç tohumu unuttu. Bir bana bak, bir de kendine. Ben senden kaç milyon, kaç milyar kere büyüğüm. Ben nasıl senden çıkmış olabilirim dedi. Bir damlanın hacmine bütün bir kâinatın sığabileceğini anlatmaya çalışan ince ve girift adama deli dediler. Yaptığı iş bir iğne deliğinden bir deve geçirmeye kalkışmak kadar gülünç oldu. İğne deliğinden deve geçer mi? -Geçer mi? -Geçer. Bir iğne deliğinden develer, dağlar ve denizler geçer. İğne deliği kadar küçük gözlerimizden nasıl bütün gökyüzü geçiyorsa öylece bir iğne deliğinden her şey geçer. Bir tohumda gövdesi, dalları, yaprakları ve yemişleriyle bütün bir ağaç gizlidir.
Öyle güzel ağırlıyoruz ki yalanları, suçlu aramaksa en kestirme yolumuz. Sorgulamayı dahi unuttuk nicedir. “Ben ne yapmış olabilirim?” sorusunu, kendimize sorma cesaretimiz dahi yok.
416 syf.
7/10 puan verdi
Selamlar! Gazeteci Hilal’in Karabağ’da mikronuyla verdiği savaşı öğrenmem isteyenleri bu yoruma alabilirim. yazarın neredeyse hatta bütün kitaplarını okumuş olabilirim. yazım dilini kurgularını yormadan kendini okutmasını ve sadeliğini seviyorum. Bunun yanında en sevdiğim serilerinden biri zaten halef… oradaki karakterlere tek tek bayılırken felah da o karakterleri görmek beni çok mutlu etti. hikayemizin başlangıcı Hilalin görev esnasında bir çukura düşmesi ile başlıyor. Hilal gerek aile yapısı gerek kendi kişiliği olarak çok güçlü ve gerçekten korkusuz diyebileceğimiz bir karakter. Normalde korkusuz karakterleri okurken bazı olayları Yadırgayabiliyorum ya da gereksiz uç seviyede bulabiliyorum. Ama Hilal için bu geçerli değildi. Yüzbasi ile ilk tanıştıklarında aslında hayalimdeki kurgu bambaşkaydı tahminlerim var mıydı evet ama yine de düşüncelerimi engellemeden okudum. Karakterlerin hepsi ayrı ayrı güzel ve kitapta vatan sevgisi çok güzel cümlelerle ifade ediliyor. bazı kısımlarda boşluk hissetsem de veya bu böyle olsa daha mı güzel olurdu diye sorsam da genel anlamda güzel bir işleyişi vardı kitabın. Özellikle sonu beni çok bozguna uğrattı. Böyle deli gibi sonuyla alakalı Spoiler falan aramaya başladım. Sonunu düşünerek ikinci kitabın erkenden gelmesini istiyorum aslında… Akıcı ve tek oturuşta bitirilecek bir askeri kurguydu içinde verdiği mesajlar kesinlikle çok güzeldi hatta bazı kısımlarda karakterlerin oluşturduğu empati duygusunu çok sevdim. Karabağ da yaşanan zorlukları bir kez daha okumak ve bu şekilde hissetmek bence verilen mesajların en güzeliydi. Diğer kitabını heyecanla bekliyorum.🪽
Felah 1
Felah 1Leman Veli · Ephesus yayınları · 2023221 okunma
Reklam
320 syf.
5/10 puan verdi
#kitapyorumu #seldaileoku Elinizde bir düğün davetiyesi var. Ama bu düğüne davetli değilsiniz. Üstelik davetli olmadığınız yere gidiyorsunuz. Üzerine bir de istem dışı gelinin abisi ile tanışıyorsunuz. Bakalım bu işin sonu nereye varacak? . Ah Stella ah... Kızım sen davulcusu musun? Davet edilmediğin yerde ne işin var? Deli cesareti bu olsa
Davetiye
DavetiyeVi Keeland · Yabancı · 0589 okunma
Mükemmel bir hikaye
Bir filmde ya da kitapta kullanmak istediğim sık sık aklıma gelen küçük bir senaryom vardır. Akıl hastanesinde yaşayan deli bi adam ( Bu ben olabilirim. Neden olmasın?) Bu adam her gün hobi odasına gider. Üzerinde pijamaları vardır. Yuvarlak bir masaya oturur. Hasta bakıcı ona bir not defteri ve bir kutu boya verir. Boyaları alır ve bir canavar kafası çizer. Sonra kendi çizdiği canavara bakar, bir çığlık atar ve odadan kaçar. Aslında, aynı deliliği bizler de her gün yaşatıyoruz kendimize. Boyalarımızı (hayal gücümüzü) güzel şeyler yaratmak yerine kendimizi korkutmak için kullanıyoruz.
238 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yorumlamakta ve değerlendirme yapmakta bu kadar arada kaldığım bir kitap daha önce okumadım diyebilirim. Hani bazen birinin deli mi dahi mi olduğunu anlayamadığımız zamanlar olur ya aynen o ruh halini yaşadım bu kitapta. Olay içinde olay, hikaye içinde hikaye şeklinde postmodern bir roman Puslu Kıtalar Atlası. Hikayeler karmaşık başlasa da son anda bağlantılar yapılarak açıklığa kavuşturulmuş. Düş içinde düş, gerçek içinde düş, düş içinde gerçek, binbir hayal aleminde yaşayan Uzun İhsan Efendi adından da anlaşılacağı üzere yazarın kendisi, kendi hayal alemi bence. Yazarın kesinlikle çok donanımlı olmasının yanı sıra hayal gücüne de diyecek yok. Yani zaman zaman beni içine çektiği zaman zaman “Atma Ziya” dediğim yerler oldu Dolayısıyla belki postmodern ve fantastik romanlara ilgim olmaması sebebiyle haddim olmayarak taraflı inceleme yapmış olabilirim. Ancak yine de bana çok farklı bir bakış açısı kattığını yadsıyamam.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,2bin okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
#nöbetbaşındaaşk Nöbet Başında Aşk Herkese Merhabalar... Sizlere kalemini severek okuduğum yazarımızın yeni kitabı ile geldim. Ahhh nasıl güzel nasıl duygusal nasıl da aşk doluydu. Tabi ki kitabı sevdim ama ayrı sevmeme de bir neden vardı. Ne mi? Baskarakterimizin Aydınlı olması Aaahh hadi ama tabi ki de hemşehricilik kayırması yapacağım ve
Nöbet Başında Aşk
Nöbet Başında AşkRabia Gümüş · Parola Yayınları · 202356 okunma
Reklam
Son birkaç gündür özellikle manevi anlamda çok güzel duygular yaşıyorum. Kendi kendime gülmelerim arttı. Bunu okuduğunuzda belki de bu adam delirdi mi acaba diyeceksiniz ki farkına varmadan delimtrak hallere girmiş de olabilirim. Ama gel gör ki öyle bir dünya yok hadi deli olayım deyip deli olamıyorsunuz. Edindiğim tecrübelere göre genetikten sebeple de delirebilir insan dünyevî karmaşaya fazla kapılıp da delirebilir insan. Fakat baştaki cümlede belirttiğim gibi benim tabii varsa deliliğim bu da manevî anlamda. Evet manevî anlamda delirmiş olabilirim. Bence nasibinizde varsa siz de delirebilirsiniz. Umudunuzu kaybetmeyin. Sağlıcakla kalın.
Birbiriyle Bağlantılı Kavramlar
( Düşünce-Frekans-Müzik-Burç-Bilim-Büyü-Tılsım-Nazar ) _ DÜŞÜNCE _ _Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz.
Ruhu unuttular. Ağaç tohumu unuttu. Bir bana bak, bir de kendine. Ben senden kaç milyon, kaç milyar kere büyüğüm. Ben nasıl senden çıkmış olabilirim dedi. Bir damlanın hacmine bütün bir kâinatın sığabileceğini anlatmaya çalışan ince ve girift adama deli dediler.
Aranan Adam
Ben seni şöyle çok seviyorum böyle çok seviyorum diyemem belki ama sabaha kadar hiç sıkılmadan seni dinleyebilirim meselâ. Hastalandığında başından ayrılmayıp, sana çorba yapabilirim, üzüldüğünde bende üzülebilirim. Ağlarsan seninle ağlar, gülersen seninle gülerim. Senin için türlü şaklabanlıklar edebilirim sırf seni güldürebilmek İçin. Üşürsen en sevdiğim battaniyemi üzerine örtebilirim. Belki geçmişte yaşadağın sıkıntıları, yaraları saramam ama bir daha yara almaman için duvar olabilirim sana. Bir babanın kızını koruduğu gibi korur, bir aslanın yavrusunu, kolladığı gibi kollayabilirim seni. Öyle işte ben seni ne çok severim, ne de deli gibi. Ben seni güzel severim.
380 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.