Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı gelişimsel aşamaların zamanında gerçekleşmesi Elbette önemli ancak Unutmamak gerekir ki hayat telafi ile beslenir ve sökülüp yeniden örülmenin dinlenip yeniden yürümenin silinip yeniden çizilmenin Ahengi ile rengini bulur. . Içimde kaldı cümlelerine bu ifade yani içinde kaldı ifadesi hayat boyu istenilmeyen bir işi en iyi şekilde yapmak
Demek ki sana iyilik yapanlara karşı sen de iyisin .Ben de böyleyim .Acımasız haksız olanlara da iyi davranır boyun eğersek kötülere fırsat vermiş oluruz .Bu kötüler hiçbir şeyden korkmaz korkmadıkları için iyi olmaya çalışmazlar gitgide daha kötü olurlar.
Sayfa 82 - Can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Yani, Miss Temple'ın dersinde iyi bir öğrencisin?" "Evet... Kendiliğinden, hiç çaba göstermeden içimden geleni yapıyorum. Bu yolla iyi olmak bir hüner değil bence." "Bence büyük hüner! Demek ki sana iyilik yapanlara karşı sen de iyisin. Ben de böyleyim. Acımasız, haksız olanlara da iyi davranır, boyun eğersek kötülere fırsat vermiş oluruz. Bu kez kötüler de hiçbir şeyden korkmadıkları için iyi olmaya çalışmazlar, gitgide daha kötü olurlar. Bize yok yere vuranlara biz de var gücümüzle vurmalıyız ki o insana ders olsun da o işi bir daha yapmasın." 'Büyüdükçe düşünüşünü değiştirirsin umarım. Şimdilik minicik, cahil bir kızsın." "Ama ben böyle düşünüyorum Helen, yaranmak için elimden geleni yaptığım halde beni ille de sevmeyen kimseleri ben de sevmemeliyim. Beni haksız yere cezalandıranlara karşı gelmeliyim. Doğal bir şey bu; beni sevenleri sevmek kadar ya da hak ettiğim cezaya boyun eğmek kadar doğal."
Can YayınlarıKitabı okudu
"Yani, Miss Temple'ın dersinde iyi bir öğrencisin?" "Evet... Kendiliğinden, hiç çaba göstermeden içimden geleni yapıyorum. Bu yolla iyi olmak bir hüner değil bence." "Bence büyük hüner! Demek ki sana iyilik yapanlara karşı sen de iyisin. Ben de böyleyim. Acımasız, haksız olanlara da iyi davranır, boyun eğersek kötülere fırsat vermiş oluruz. Bu kez kötüler de hiçbir şeyden korkmadıkları için iyi olmaya çalışmazlar, gitgide daha kötü olurlar. Bize yok yere vuranlara biz de var gücümüzle vurmalıyız ki o insana ders olsun da o işi bir daha yapmasın." 'Büyüdükçe düşünüşünü değiştirirsin umarım. Şimdilik minicik, cahil bir kızsın." "Ama ben böyle düşünüyorum Helen, yaranmak için elimden geleni yaptığım halde beni ille de sevmeyen kimseleri ben de sevmemeliyim. Beni haksız yere cezalandıranlara karşı gelmeliyim. Doğal bir şey bu; beni sevenleri sevmek kadar ya da hak ettiğim cezaya boyun eğmek kadar doğal."
Sayfa 137Kitabı okudu
"Kitabın sonu beni ağlatmıştı!" diye devam edip ekledi, "Gerçi ben çoğu kitabın sonunda ağlarım. Sen ağlamaz mısın?" "Ha-hayır, pek değil." Bir sessizlik oldu. "Hmm, demek ki sadece ben böyleyim."
"Onun mutsuzluğunu değiştirebilecek yeteneğim yoktu. Zaten, hayatım boyunca kimseyi gerçekten mutlu edememiştim. Dağıttığım paralar, akrobatik hareketlerle kurtardığım hayatlar. Hepsi kendimi kandırmak içindi. İçimde, en derinimde iyi bir insanın yattığına kendimi inandırmak içindi. Oysa ben, kelimenin tam anlamıyla bir bencildim. Dünyada
Sayfa 400Kitabı okudu
Reklam
"Ben böyleyim!" demek kadar korkunç bir söz yoktu. Ama ben hep öyle söylemiştim, karşımda yaptıklarımın, düşündüklerimin doğru olmadığını söyleyen ve beni seven insanlara. Ben böyleyim. Değişemeyeceğime inanmak o kadar kolaydı ki! Yokuş aşağı inmek kadar zevklisi yoktur. Hele tırmananlara, her yükseldikleri bir kaç santimde kilolarca ter dökenlerle Allah etmek ne kadar da rahatlatırdı ruhumu! Zayıf olduğum için kötüydüm. Tırmanamadığım için normal olmadığımı kabul ettirmeye çalışıyordum
Sayfa 401Kitabı okudu
Oblomov nerede ise ağlayarak kendi kendine, "Ben niçin böyleyim?" diye soruyor, başını yeniden battaniyenin altına saklıyordu. "Niçin?" Kendini başkaları gibi yaşamaktan alıkoyan kötü kuvvetin ne olduğunu boşuna aradıktan sonra içini çekti, gözlerini kapadı; birkaç dakika sonra uyuşukluk yeniden vücudunu sarmaya başladı. Ağırlaşan gözlerini açmaya çalışarak: -- Ben de... istedim... güzel şeyler... Tabiat bana pek mi cimri davrandı?.. Yo!.. Tanrıya şükür, şikayet etmeye de hakkım yok. Sonunda tevekkülle içini çekti. Bütün bu heyecanlardan sonra her zamanki durgun ve rahat haline dönüyordu. -- Demek ki kaderim böyle imiş, ne yapabilirim?
Sayfa 116
“ Birbirimize her zamandan ziyade uzağız! Çünkü artık bir ümidim yok. Bu sondu… Bir defa da bunu tecrübe edeyim dedim. Belki bu noksandı, diye düşündüm. Ama değil. İçimde hep o boşluk var… Daha da büyümüş olarak… Ne yapalım? Kabahat sende değil… Sana aşık değilim. Halbuki dünyada sana aşık olmam icap ettiğini, sana da aşık olmadıktan sonra hiç kimseyi sevemeyeceğimi, bütün ümitlerimi terk etmek lazım geleceğini gayet iyi biliyorum… Fakat elimde değil… Demek ki, ben böyleyim… Bunu olduğu gibi kabul etmekten başka çare yok… Ne kadar isterdim… Başka türlü olmayı ne kadar isterdim… ”
Sayfa 119Kitabı okudu
Obrazda özünü tapmaq)
"Ben böyleyim işte!" dedi. "Ben garip bir kadınım... Benimle ahbaplık etmek isterseniz birçok şeylere tahammüle mecbur kalacaksınız... Çok manasız kaprislerim, birbirine uymaz saatlerim vardır... Hulasa arkadaş olduğum kimseler için pek mü- ziç ve anlaşılmaz bir mahlukum..." Sonra kendini bu kadar fenaladığma kızmış gibi keskin, adeta kaba bir sesle ilave etti: "Ama keyfiniz isterse... Kimseye ihtiyacım yok... Kimseye minnettar olmak, kimsenin dostluğunu, lütfunu istemek niyetinde değilim... İsterseniz..." Ben hep aynı yavaş ve korkak sesimle: "Sizi anlamaya çalışacağım..." dedim. Birkaç adım yürüdük. Yavaşça koluma girdi ve gayet basit şeylerden bahsedermiş gibi renksiz bir sesle konuşmaya başladı: "Demek beni anlamaya çalışacaksın? Fena fikir değil... Fakat bana öyle geliyor ki, boşuna emek!.. Yalnız bazan iyi bir arkadaş olabileceğimi zannediyorum... Zaman gösterecek... Ufak tefek kavgalar edersem ehemmiyeti yok. Aldırmazsınız."
Reklam
-Maria, dedim. Maria! Benim Kürk Mantolu Madonnam! Birdenbire ne oldu? Sana ne yaptım? Hiçbir şey istemeyeceğimi vaat etmiştim. Sözümü tutmadım mı? Birbirimize her zamandan ziyade yakın olmamız lazım gelen bu anda neler söylüyorsun? Başını sallayarak: -Hayır dostum, hayır! dedi, birbirimize her zamandan ziyade uzağız! Çünkü artık bir ümidim yok. Bu sondu... Bir defa da bunu tecrübe edeyim dedim. Belki bu noksandı, diye düşündüm. Ama değil... İçimde hep o boşluk var... Daha da büyümüş olarak... Ne yapalım? Kabahat sende değil... Sana âşık değilim. Halbuki dünyada sana âşık olmam icap ettiğini, sana da âşık olmadıktan sonra hiç kimseyi sevemeyeceğimi, bütün ümitlerimi terk etmek lazım geleceğini gayet iyi biliyorum... Fakat elimde değil... Demek ki, ben böyleyim... Bunu olduğu gibi kabul etmekten başka çare yok... Ne kadar isterdim... Başka türlü olmayı ne kadar isterdim... Raif... Benim iyi kalpli dostum... Başka türlü olmayı senin kadar, hatta senden çok istediğime emin ol... Ne yapayım? Bir müddet sustu. Gözlerini kapadı. Yüzüne tatlı bir yumuşaklık geldi. Çocukluğuna ait bir masal söylermiş kadar tatlı bir sesle: -Dün akşam, hele buraya geldikten sonra, bir an neler ümit etmiştim... Sihirli bir el tarafından tamamen değiştirileceğimi, ruhumda, küçük kız çocukları gibi masum, fakat aynı zamanda bütün hayatımı kavrayacak kadar kuvvetli heyecanlar duyacağımı, bu sabah uykudan, başka bir dünyaya doğar gibi uyanacağımı sanmıştım. Fakat hakikat ne kadar başka... Hava her zamanki gibi kapalı, odam soğuk... Yanımda, her şeye rağmen bana yabancı, bütün yakınlığına rağmen benden ayrı, benden başka bir insan...
Sayfa 120 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
-Ben böyleyim işte! dedi. Ben garip bir kadınım... Benimle ahbaplık etmek isterseniz birçok şeylere tahammüle mecbur kalacaksınız... Çok manasız kaprislerim, birbirine uymaz saatlerim vardır... Hülasa arkadaş olduğum kimseler için pek müziç ve anlaşılmaz bir mahlukum... Sonra kendini bu kadar fenaladığına kızmış gibi keskin, adeta kaba bir sesle
Sayfa 79 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
185 syf.
·
Puan vermedi
·
32 saatte okudu
"ne çok acı var.."
Bu sene ara verdiğim yazarlara dönme senesi herhalde. Hayır olur inşallah. Mustafa Kutlu eserlerinden de bir süredir uzak kaldım. Her eserde kendini hemen hissettiren nostalji havasını fazlasıyla etkileyici, güzel buluyorum. İlk karşılaşma içe temas edince insan artık yolları ayıramıyor. Ara da verse kısa bir süre uzaklaşsa da yine dönüp geliyor
Rüzgarlı Pazar
Rüzgarlı PazarMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20113,482 okunma
"Birbirimize her zamandan ziyade uzağız! Çünkü artık bir ümidim yok. Bu sondu... Bir defa da bunu tecrübe edeyim dedim. Belki bu noksandı, diye düşündüm. Ama değil... İçimde hep o boşluk var... Daha da büyümüş olarak... Ne yapalım? Kabahat sende değil... Sana âşık değilim. Halbuki dünyada sana âşık olmam icap ettiğini, sana da âşık olmadıktan sonra hiç kimseyi sevemeyeceğimi, bütün ümitlerimi terk etmek lazım geleceğini gayet iyi biliyorum... Fakat elimde değil... Demek ki, ben böyleyim... Bunu olduğu gibi kabul etmekten başka çare yok... Ne kadar isterdim... Başka türlü olmayı ne kadar isterdim... Raif... Benim iyi kalpli dostum... Başka türlü olmayı senin kadar, hatta senden çok istediğime emin ol... Ne yapayım? Ağzımda dün akşamki içkilerin burukluğundan, sırtımda gittikçe artan ağrılardan başka hiçbir şey hissetmiyorum."
Sayfa 115 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
402 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.