Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allah Allah, burası Türkiye değil mi?!
İlk defa Türkiye’de (ODTÜ) bilimsel bir konuşma yapacağım. Çekiniyorum, “İşte orada kalmış, şivesi bozulmuş” demesinler diye ödüm patlıyor. Çok hassasım o konularda. Neyse geldik, koca yer dolmuş. Ön sırada Erdal İnönü, Bahattin Baysal, şu, bu kodamanlar oturuyor. Tanıttılar, kalktık Türkçe anlatmaya başladık. Ön sıradakiler mosmor oldu. Bahattin Bey’in yüzünü hiç unutmam; kalktı, yanıma geldi, kulağıma eğildi ve “burada Türkçe yasak, İngilizce anlat” dedi. Ben bir bozuldum. ODTÜ o zaman İngilizce eğitim yapan ilk üniversite ve ben buna çok bozuluyorum. Amerika’nın telkiniyle kuruldu. Benim mücadele etmek istediğim işin daha da ilerlemiş olduğunu görüyorum. O ara bir sürü Anadolu Lisesi kurmuşlar, iş bayağı çığırından çıkmaya başlamış, tahminimden hızlı gitmiş, bir de üniversite kurmuşlar diye bayağı endişeliyim. Yok, dedim, buraya Türkçe konuşmaya geldik. “Yabancılar var” dedi. Allah Allah, burası Türkiye değil mi diyorum. Döndüm, “Burada yabancılar varsa ve Türkçe bilmiyorlarsa, onlar kusura bakmasın. Ben, kendi ülkemde kendi dilimde konuşmaya hasret içinde geldim. Kendi dilimden bu konuşmayı yapacağım, siz anlamayacaksanız lütfen çıkabilirsiniz. Ben size dışarıda İngilizce olarak anlatırım,” dedim. Bunun üzerine şakır şukur Türkçe anlattım, bu takımdan ilk aforoz başladı ve bugüne kadar bu aforoz devam etmiştir. Oktay Sinanoğlu
Sayfa 136Kitabı okudu
- bana hırsız desinler ya da demesinler, hiçbir şey umurumda değildi... Bilirsin, hayır, dışlanan, evlilik dışı biri olmanın benim için ne anlama geldiğini anlayamazsın - beni tanıyorsun, sevilmeye ne kadar ihtiyacım olduğunu biliyorsun... Birinin bana tepeden bakmasına dayanamıyorum...
Sayfa 138
Reklam
"sabah sanki her şey bir an sonra başlayacak gibi erken erken yatağımdan fırladım. içimde, o gün hayatımı kökünden değiştirecek bir hadise olacağına dair kesin bir inanç vardı. böyle şeylere alışık olmadığımdan mıdır bilmem, daima ufak bir olayın bile her şeyin kökünden değiştirmesini bekleyip durmuşumdur. gene de daireye zamanında gittim; yalnız hazırlığımı yapmak için iki saat önce sıvıştım. ziyafete pek sevinmiş demesinler diye, herkes için gitmemeye ayrıca önem veriyordum. ama önem verilmesi gereken binlerce nokta daha vardı ve hepsi de beni halsiz bırakıncaya kadar sarsıyordu. Çizmelerimi kendi elimle bir daha fırçaladım; Apollon'a söylesem dünyada yapmazdı, çünkü günde iki defa ayakkabı fırçalamak onun için usule aykırıydı. Sonradan fark edip beni küçümsememesi için , fırçayı antreden aşırarak çizmelerimi gizlice temizledim...
Sayfa 74 - İş Bankası Yayınları, Çeviri;Nihal Yalaza Taluy
Efendiler iyi olmak yada kötü olmakda değil mesele bu hayatı görmeyip duymayıp bilmiyormuş gibi yaşamak.Toplumla birlikte şiddete ses çıkarıp hayatlarında uygulamak gerektiğinde ses etmeyenler bu düzeni oturtanlar. Kendine geldiğinde şiddeti hak etme durumuna getirenler bugün avaz avaz kadına şiddete hayır demesinler. Kadın,erkek, çocuk, devletler hiçbirisi söylemesin. Bu dünya değişmeyecek canı yanan gücü yetenin canını yakacaktır.
Açık görüşlülüğe gereksinimim var. Evet, her şey basit. İnsanlar karıştırıyor işleri. Masal anlatmasınlar bize. Ölüm mahkûmu için “Topluma borcunu ödeyecek,” demesinler, “Kafası kesilecek,” desinler.
İlk görüşte aşık oldu demesinler diye, Dönüp defalarca baktım ve her baktığımda yeniden aşık oldum.... ❣️
Reklam
...... Diye Değil
. “Ünlendin yeğenim... Ünlen; yiğide ün yakışır.Haksızlık yapmış, uğursuzluk yapmış demesinler de, Orhan Bey’e, Yonis Bey’e rest çekmiş desinler. Korkma, millet senin gibi tepegöz adamlardan hoşlanır...” “Millet hoşlansın diye değil! İçine girince böyle gerekiyor. Göz göre göre seni ezmek istiyorlar. İnsanda bir damar var; ezilmeyi kabul etmiyor. .
Sayfa 211 - Literatür Yayınevi, 9.BasımKitabı okudu
Yeri geldiğinde kendimizi de övelim ki arkamızdan mütevazı demesinler
"Ne düşünürlerse de düşünsünler ama benim için iradesi zayıftı ya da sevgisizdi demesinler."
'' Olabilir desinler, ama olur demesinler. ''
Sayfa 287 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Elhamdülillah Müslümanız
2 delikanlı bir adamın koluna girip Hazret-i Ömer'e getirirler: "Ya Ömer! Bu adam bizim babamızı öldürdü, kısas isteriz!" derler. Mahkeme kurulur, adama son isteği sorulur. Adam: "Eşim ve çocuklarımı 3 günlük yolda bıraktım, benden haber bekliyorlar. Müsaade edin, onlar ile helalleşeyim." Hazreti Ömer: "İdam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
34 saatte okudu
‘Anlattım,oh be içim rahatladı ayol’ kitapları: 1.Satranç 2. Amok Koşucusu 3. Bir Kadının Yaşamından 24 Saat Okuduğum 3 Zweig kitabının toplu incelemesini aynı zamanda da karşılaştırmasını okumaktasınız :) 3 kitabın ortak olan ve beni çok sıkan noktası, hepsinde de esas olayın ‘birinin bir başkasına anlatması’ yoluyla okuyucuya sunulmuş olması. 3
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat
Bir Kadının Yaşamından 24 SaatStefan Zweig · Yakamoz Yayınları · 2019126,7bin okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.