Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben Buyum Değişmem
Hayat direnç değil, uyum ve denge ister.Akışkanlık, değişim ve gelişme büyük bir yaşam ustalığı gerektirir.Ancak esneyen ağaçlar, sert rüzgarların karşısında kırılmazlar.Değişime, gelişmeye ve büyümeye açık olmalısın.Bu seni özgün kılar.Şahsına münhasır, eşsiz bir birey yapar.
Sayfa 146 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Uzun vadeli bir ilişkiyi yürütebilmek zor iştir, çünkü bireycilikle (ben) birliktelik (biz) arasında ince bir denge kurmayı gerektirir. Her iki yönün çekim gücü de çok kuvvetlidir. Bir taraftan, ayrı ve bağımsız bireyler olmak isteriz; diğer taraftan, başka biriyle yakınlık ve bağlantı, ya da bir aile veya gruba ait olma duygusu peşinde koşarız. Çift, iki yönden birinde dengeyi yitirdiğinde, sorun doğar.
Reklam
Zehirli Nazarlar Ve Tesettür
Her güzel güzelliğini muhafaza etmek ister. Eğer sen de güzelliğini muhafaza etmek istiyorsan, tesettüre girmelisin. Çünkü güzelliğini teşhir eden kadınlar diğer insanların pis nazarlarına maruz kalırlar. Bu tür nazarlardan onların ruh ve bedenlerine tesir ederek hem ruhlarında hem bedenlerinde çöküntüye sebep olurlar. Bir hadisde "(Harama)
İki tür insan vardır, tarih boyunca da hep iki tür insan olmuştur. Ben onlara statik insanlar ve dinamik insanlar diyorum.Statikler bir mutluluğu halihazırda mevcut olarak görebilirler. Mizaçlarında öyle veya böyle bir denge vardır. Yaptıkları ve yapacakları, yapmakta oldukları sayesinde iç içe geçer, ahenklidir ve bir resim veya melodi gibi bir biçime sahiptir. Öte yanda dinamikler vardır. Kendilerini daima bir şeylerden çekip koparırlar, önlerine ve arkalarına yalnızca bakmakla kalırlar, kendi içlerinden dışarı yuvarlanırlar, mutsuzdurlar - dünya tarihini hareket halinde tutmak için statikleri yener dururlar.
Sayfa 480 - cennet yolculuğuKitabı okudu
Sağlam, güçlü, işlevsel bir ego ruh sağlığının en önemli göstergelerindendir. Sigmund Freud’un insan ruhsallığını kavramsallaştırdığı yapısal modelindeki üç temel bileşen; id, ego ve süperegodur. Freud’a göre benliğe asıl işlevselliğini ve gücünü veren ego, “ben” dediğimiz ruhsal yapının kilit bileşenidir. Egonun görevi, id yani içten gelen dürtü ile, süperego yani dış dünyadan gelen beklenti ve kuralları uzlaştırarak basınçlarını azaltmak, iç ile dış arasında sürdürülebilir bir denge kurmaktır. Egonun işlevsel ve sağlıklı bir yetişkin hayatı sürdürebilmemizi sağlayan hayati işlevleri vardır: Dürtüleri, güdüleri ve duyguları kontrol ve regüle etmek, gerçeklik testi yapmak yani zihnindeki gerçeklikle dış dünyadaki gerçekliğin örtüşüp örtüşmediğini anlayabilmek, muhakeme yapmak yani akılcı düşünüp doğru karar verebilmek, düşünce süreçlerini takip edebilmek ve karşılıklı alışverişe dayalı sürdürülebilir nesne ilişkileri kurabilmek, egonun işlevleri arasındadır.
Uzun vadeli bir ilişkiyi yürütebilmek zor iştir , çünkü bireycilikle (ben) birliktelik (biz) arasında ince bir denge kurmayı gerektirir. Her iki yönün çekim gücü de çok kuvvetlidir. Bir taraftan , ayrı ve bağımsız bireyler olmak isteriz ; diğer taraftan , başka biriyle yakınlık ve bağlantı , ya da bir aile veya gruba ait olma duygusu peşinde koşarız. Çift , iki yönden birinde dengeyi yitirdiğinde , sorun doğar.
Reklam
Ben yalnızca rastlantıyım, diye sinsice gülümsemekteydi gereklilik; güzellik ise şu itirafta bulunuyordu: önyargısız bakıldığında, görünüşüm cilt veremine yakalanmış bir hastanın yüzünden pek farklı değildir. Bunun için çok şey gerekmiyordu aslında; bir cilâ dökülüp gitmiş, bir telkin ortadan kalkmış, alışkanlıktan, beklentiden ve gerilimden oluşma bir zincir kopmuş, duygu ile dünya arasında gizliden var olan bir denge, bir an için bozulmuştu
"Zaman döngüseldir ve farklı seçimler yapsan da aynı hayatı yaşarsın. Sana verilmiş bir ömür vardır. Bu dünyadaki zamanın bellidir. Ve her şey bir denge içindedir. Biz... Daha doğrusu ben, o dengeyi bozdum..."
Uzun zamandır böyle bir ilgi hissetmiyorum kimseye karşı. Ve artık denge ile dengesizlik de bir şey ifade etmiyor. Çünkü ikisi de ayakta duranlar için. Ben uzun zamandır yatıyorum, bedenim yürüse de. Benim düşme kaygısı taşımama imkân yok.
Kinyas, Kayra ve HayatKitabı okudu
İnsanı en mutlu eden şey, ihtiyaçlarıyla varlıkları arasında bir denge bulunmasıdır. Bütün sorun, bu dengenin nasıl sağlanacağı. İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir. Ama bu budalalık olur. Bunu yapmak, arada bir sürü doğa dışı şeyler yapmayı gerektirir. Pazarlık etmek gibi, çalışmak gibi,çabalamak gibi. Öyleyse? Öyleyse akıllı bir adam dengeyi,ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıklarının düzeyine indirerek sağlar. Bunu yapmanın da en iyi yolu, bedava olan şeylerin değerini bilmektir. Dağların, kahkahanın, şiirin, bir dostun verdiği şarabın, yaşlı ve şişman kadınların, Bakın bana!Ben elimdekilerle mutlu olmayı çok iyi bilen biriyim.Bütün mesele elimdekileri yeteri kadar çoğaltmak.
873 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.