Ne Deniz'in ne Yusuf'un ne de Hüseyin'in babaları infazda bulunmadı. Babaların infazda bulunmaları yasaktır. Köhnemiş düzen biliyordu ki babaların feryadı "çam ormanı yangını gibidir" o yüzden uzak tutulmalıydı babalar, çocuklarının infazında... Babaları, oğulları idam edildikten sonra haberdar olacaktı...
6 Mayıs 1972’de idam hükmü giyip darağacına can verdiklerinde, Deniz , Yusuf ve Hüseyin’in yaşlarının toplamı, o güne dek ölen arkadaşlarının sayısının altındaydı.
Sinancığım, bir tanem.
Artık Hüseyin de yok, Yusuf da yok, Deniz de. Üç nazlı selvi, ömrüne doymamış üç dağ parçası daha bu gün yok edildi.
....
Mayıs ayı ne aymışsın, ne aymışsın. Of Of Of ..
Evlerden birer tanrı suretinde çıkıp, daha yalnız birer tanrı olarak dönen erkekler, kahvelere camilerden daha sadıktılar ve çocuklarından çok merak ederlerdi "ajans haberlerini." Hiçbir şey yapmadan, günde on kez hükümet yıkıp hükümet kurmayı; yüksek sesli devlet sevgisinin, ters yüz edilmiş bir yalan olduğunu; kendinden başka kimseye inanmamanın mağrur yalnızlığını; sevmek arzusuyla aldanma korkusunun nasıl bir cehennem yarattığını; duvar diplerinde tanrı diye yağmura nasıl dua edildiğini onlarda gördüm. Yıllarca küfrettikleri devrimcilere, Deniz-Yusuf-Hüseyin'in idamlarından sonra, derin bir mahcubiyet ve saygıyla nasıl ağladıklarını da gördüm onların.