Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Derin bir yalnızlık, tanımadığınız birinden yumruk yemek kadar stres yaratıyor gibiydi. Yalnız insanlar kendilerini kollayan kimse olmadığını, canları yandığında kendilerine yardım edecek kimse olmadığını bilinçdışı düzeyde bildikleri için tehlikelere karşı daha uyanık oluyorlar. Tek yönlü bir ilişki yalnızlığa deva olamaz. yalnızlık diğer insanların fiziksel yokluğu değil, diyor John hiç kimseyle önemli birşey paylaşmadığınız hissidir yalnızlık. etrafınızda bir sürü insan hatta belki bir eş aile yada kalabalık bir işyeri olmasına rağmen onlarla paylaştığınız önemli birşey olmadığında yine yalnızlık hissederseniz. içinde bulunduğunuz kültür sağlıklı olmadığında ortaya sağlıksız bireyler çıkıyor. eşitsizlik arttıkça depresyonunda arttığını buldular. gelir ve statü uçurumlarının muazzam olduğu toplumlarda diyor Richard "bazı insanların son derece önemli, diğerlerini ise hiç mi hiç önemli olmadığı gibi bir his doğuyor bu his sadece dipteki insanları etkiliyor değil. eşiksizliğin çok fazla olduğu toplumlarda her kes kendi statüsünü çok fazla düşünmek zorunda kalıyor. statü uçurumu çok fazla olduğunda, " kaçışı olmayan bir yenilgi hissi" doğuyor. Depresyonun en zalim tarafı işte böyle hayat dolu olma arzusunu, deneyimi bütün olarak yutma arzusunu sönümlendiriyor olması...
Yaşamlarımız ne kadar farklı olursa olsun ırmaklar gibi aynı denizde buluşuyorduk. Hep aynı sonuç; derin bir yalnızlık hissi…
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
İnsanlari kendi özel yaşamlarini internette "gönüllü" olarak paylasmaya iten şey,yalnizlik hissi ve kederden baska bir sey degil.
Sayfa 242Kitabı okudu
68 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Sınıra Dikkat
Bir uçurum kenarında iken aniden gelen "acaba kendimi buraya bırakır mıyım?" hissi... Yaklaşan bir trenin önüne atlama ihtimaliyle gelen belirsiz korku... Yok olmanın tehlikeli cazibesi. Bu kadarıyla kaldığı sürece bu tuhaf duygunun çok yaygın olduğu söylenmiş. Bu davetsiz düşünceler süreklilik arz edip haddini aşarsa uzmanlara göre
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,8bin okunma
403 syf.
·
Puan vermedi
Sonsuz bir yalnızlık hissi ve ötekileştirme. Yok Etme kitabini iki kelime ile anlat deseler , bu kelimeleri seçerdim. Bilime , sanata , edebiyata merakli ve ailesinin içinde bir ayrik otu Josef Franz Mureau. Bütün başarıları görmezden gelinen, anlaşılamayan, anlasilmadikca kendine ve çevresine yabancılaşan, değersizlik duygusunu derinden
Yok Etme
Yok EtmeThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2016100 okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
Gabriel Garcia Marquez’in “Hanım Ana’nın Cenaze Töreni” adlı eseri, yazarın büyüleyici kaleminden çıkmış bir başyapıttır. Roman, Aracataca adlı bir kasabada geçer ve bu kasaba aynı zamanda yazarın “Yüzyıllık Yalnızlık” adlı kitabında da yer alır. Kitap, Ana María Buendía’nın cenaze töreni etrafında şekillenen bir hikayeyi anlatır. Ana María’nın ölümü, aile üyeleri arasındaki karmaşık ilişkileri, geçmişle hesaplaşmayı ve unutulmaz anıları canlandırır. "Hanım Ana'nın Cenaze Töreni" adlı kitabını okurken, beni derin bir şekilde etkileyen bir deneyim yaşadım. Marquez'in kaleminden çıkan her cümle, beni içine çekti ve öykülerin büyülü dünyasında kaybolmama neden oldu. Kitaptaki sekiz farklı öykü, her biri birbirinden bağımsız gibi görünse de, karakterler arasında derin bir bağ kurulmuştu ve bu bağ, her öyküyü bir arada tutuyordu. Marquez'in gözünden dünyaya bakmak, beni her zaman derinden etkiler ve bu kitapta da aynı hissi yaşadım.Kitabın akıcı ve sürükleyici anlatımı, sayfaları hızla çevirmemi sağladı ve bir solukta okudum. Marquez'in dilinin güzelliği ve estetiği, her cümlede hissediliyordu ve bu da kitabı daha da özel kılıyordu. Sonuç olarak, "Hanım Ana'nın Cenaze Töreni" benim için unutulmaz bir okuma deneyimi oldu. Marquez'in her eserini büyük bir hayranlıkla okurum ve bu kitap da istisna değildi.
Hanım Ana'nın Cenaze Töreni
Hanım Ana'nın Cenaze TöreniGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2021600 okunma
275 syf.
·
Puan vermedi
Güneşi Uyandıralım: Bir Duygusal Yolculuk
Jose Mauro De Vasconcelos'un ikinci kitabı olan "Güneşi Uyandıralım", sevilen karakter Zezé'nin hikayesini devam ettiriyor. Zezé, artık 11 yaşında ve ailesi tarafından zengin bir aileye evlatlık verilmiştir. Ancak, yeni ailesindeki sıcaklığı bulamayan Zezé, iç dünyasında kurbağası Adam ile konuşarak yalnızlığını hafifletmeye çalışır. Bu romanda, Zezé'nin çocukluk sorunları ergenlik sorunlarıyla yer değiştirir. Vasconcelos, karakterin aşkı ve ergenlikle başa çıkma sürecini ustalıkla işler. Zezé'nin iç dünyasında yaşadığı karmaşık duyguları ve çatışmaları samimi bir şekilde aktarır. Zezé'nin maceraları, okurları bir kez daha etkileyecek ve onları unutulmaz bir yolculuğa çıkaracaktır. Zezé'nin karakteri, okuyuculara derin duygusal bağlar kurmasını sağlayan zenginlikte ve dokunaklılıkta tasvir edilmiştir. Onun iç dünyasındaki karmaşıklık ve yalnızlık hissi, birçok okuyucunun kendi deneyimleriyle kolayca özdeşleşebileceği bir nitelik taşır. Ayrıca, Vasconcelos'un dili ve anlatımı, okuyucuyu hikayenin içine çekerek, Zezé'nin duygusal yolculuğunu daha da dokunaklı hale getirir. Sonuç olarak, "Güneşi Uyandıralım" sadece bir karakterin büyüme ve olgunlaşma hikayesini değil, aynı zamanda içsel çatışmaları ve duygusal keşifleri de işleyen derinlikli bir romandır. Zezé'nin hikayesi, okuyuculara yaşamlarının zorluklarıyla başa çıkma ve içsel güçlerini keşfetme konusunda ilham verici bir yolculuk sunuyor. Bu kitap, Şeker Portakalı'nı sevenler için unutulmaz bir devam niteliği taşıyor ve okurlara duygusal bir deneyim sunuyor.
Güneşi Uyandıralım
Güneşi UyandıralımJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 202334,8bin okunma
*Terkedilmişlik ve yalnızlık* insan deneyiminde derin ve farklı duygusal boyutlara sahip olan iki farklı kavramdır. Terkedilmişlik, birinin beklenmedik şekilde terk edilmesi veya reddedilmesi durumunda hissedilen bir duygudur. Bu, genellikle ilişkilerde veya sosyal bağlarda yaşanan bir durumu ifade eder. Kişi, kendini değersiz veya yalnız hissedebilir ve bu duygularla başa çıkmak zor olabilir. Öte yandan, yalnızlık, fiziksel olarak yalnız olma veya başkalarıyla bağlantı kuramama durumudur. Birçok insan yalnızlık hissi yaşar, ancak bu duygu kişiden kişiye değişebilir. Yalnızlık, kalabalık bir odada bile hissedilebilir ve sosyal izolasyon, fiziksel yalnızlık veya duygusal kopukluk gibi farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. Terkedilmişlik genellikle bir başkasının davranışı veya seçimi sonucunda ortaya çıkar, ancak yalnızlık daha içsel bir deneyimdir. Bir kişi terkedilmiş hissetse bile, yalnızlık duygusu yaşamayabilir; çünkü etrafında destekleyici bir sosyal ağ veya ilişkiler bulunabilir. Benzer şekilde, bir kişi fiziksel olarak yalnız olabilir, ancak bu durumu kabul edip içsel huzuru bulabilir ve yalnızlık duygusu yaşamayabilir. Terkedilmişlik ve yalnızlık arasındaki fark, birinin dış etkenlere dayanması ve diğerinin içsel bir deneyim olmasıdır. Ancak her ikisi de insanın duygusal refahını etkileyebilir ve uygun destek olmadığında sağlığı olumsuz etkileyebilir. Önemli olan, bu duyguları tanımak ve kabul etmektir.
acı, derin bir yalnızlık, birşeyler ile baş etmeyip içine girme hissi...
Reklam
Yalnızlığın doğurduğu çocuklar gibiyiz
Yazmakla düzelmeyecek, yaşamakla iyileşmeyecek; belki alışmakla aşılacak çok derdimiz birikti. Çıkmaz sokaklardan bile geriye dönüp bir yol buluyoruz ama kalbimizden aklımıza bir yol bulamıyoruz. Nereye gidersek gidelim, kaybolduğumuz tek yer kalbimiz. Susturamadığımız en şiddetli gürültü, hiç geçmeyen o kahredici yalnızlık hissi. Maalesef, içimizde oluşan bu büyük yalnızlık duygusundan daha derin bir uçurum da yok!
Sayfa 50 - Masal yayınları
144 syf.
10/10 puan verdi
Yanılgı
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: Irene Némirovsky’nin "Yanılgısı", iffetli öpücüklerin ve dokunmanın özel bir sevginin kanıtı olduğu bir zamanın tatlılığı ve alçakgönüllülüğü ile geçmiş bir dönemin duygusal romanıdır. «Sizi bırakmak istemiyorum. Siz olmadan yaşayamam.» (S. 38).
Yanılgı
YanılgıIrene Némirovsky · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202469 okunma
İçimde anlamlandıramadığım konu nasıl ben seni bu denli çok severken senin bana nefret derecesinde sevgisizlik beslemen. Bu yüzden içimde derin bir yalnızlık hissi ile yaşıyorum.
307 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.