Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Insan Geleceğini Nasıl Kurar?
"Türkiye'de çalışan, bir yerlere gelmek için gerçekten uğraşıp didinen insanlar da var; bu kişilerin hakkını ilelebet yiyemezsiniz. Bu işlerin kesinlikle halledilmesi lazım; aksi takdirde hakkaniyet ve adalet vadeden çok kuvvetli bir diktatorya gelebilir veya başka türlü çatışmalar ortaya çıkabilir ki huzurumuz kaçar."
Sayfa 173 - Kronik KitapKitabı okudu
Zaten tarih göstermiştir ki, hangi sultan ya da devlet başkanı etrafına cesur ilim adamları toplayıp onların istişare­leriyle devletini yönetmişse, o sultan veya devlet başkanı başarılı ol­muştur. Kendi başlarına diktatorya kurup, alimlere değer vermeyen­ler de, insanlığın hem belası, hem de yüz karası olmuşlardır.
Reklam
Acabasızlar
Hasan-Ali Yücel' in bir yazısında "acaba" hakkında söylediği şu ifadeleri kullanmıştı: "Demokrasinin dünya görüşü, bir mantığa dayanır. Demokrasi mantığının ana prensibi şudur: 'Her fikirde hata ve sevap ihtimali vardır.' Eğer bu postülatı kabul etmezseniz demokrasi geometrisini kuramazsınız. ...Bu prensibi kabul edince ilk müşkül yenilmiş olur. Çünkü kendi davanızda, karşınızdakinin davası kadar hata ve sevap olacağına inanınca pek tabii olarak tartışmaya razı olursunuz. O zaman bir itiraz karşısında kalınca: -Acaba?! ... dersiniz. Bu 'Acaba?' yok mu, işte demokrasinin en değişmez remzi budur. Bütün diktatorya rejimleri 'Acabasızlar' rejimidirler."
SALONDAN- Hocam, kaybettiğimiz ettiğimiz İslam’ı geri kazanmak için ne yapılabilir? Siyasetten mi bir şeyler beklemeli? TEOMAN DURALI- Çok açık sözlü olmamı istiyorsanız -ağzımdan yel alsın diyerek- devrim olması lazım ve bu devrimde çok katı bir diktatorya yetişmeli, bütün medeniyet değişmeleri kırılma noktaları ancak bu yolla gerçekleşebilmiştir. Akıl bunu emrediyor ama gönül bunu istemiyor. En başta kendim istemem, böyle felaket ceberut bir düzenin gelip kafama tokmakla vurmasını, o olmayacak, bu olacak demesini. Biz medeniyet değişikliğine gittiğimizde bu oldu. 1
"Her şey devlet için" zihniyeti Müslümanların kafalarına o denli yerleştirildi ki; "Her şey din için" inancı kayboldu ve Müslümanlar saltanat ve diktatorya rejimleri uğruna Ulu'l-Emr zihniyetinin kulları oldular.
Kitaptaki en can alıcı yer
Bu "Her şey Devlet için" zihniyeti Müslümanların kafalarına o denli yerleştirildi ki; "Her şey Din için" inancı kayboldu Ve Müslümanlar saltanat ve diktatorya rejimleri uğruna ulul emr zihniyetinin kulları oldular. Ulu'l-emr, -nasıl olursa olsun la yus'el bir hale getirilip kutsallaştırıldı. Bugün, dünyanın çeşitli yerlerinde Müslümanları ezen ulu'l-emr'ler, Yezid zihniyetinin mirasçıları oldular ve kendileri için dokunulmazlık kanunları çıkartarak, saltanatlarını sürdürdüler, sürdürüyorlar. Ve sarıklı-cübbeli hocalar, bunlara itaatin vacib olduğunu anlatır dururlar cami kürsülerinde.
Reklam
İttihat ve Terakki yorumu
" Senelerden beri iktidar partisi buna göre daha nice binlerce yanlış adım atmış, haksız, mesnetsiz ve keyfi kararlar vermiş; asmış; kesmiş kurşuna dizmişti. Onun için hüküm giyenler, haklarında verilen kararları yadırgamamışlardı. Hatta sürgüne gönderilmiş olanlar ucuz kurtuldukları için şükrediyorlardı. Aslında Harbiye Nazırı'na sıkılan kurşunlar, bir şahsa değil, Meşrutiyet etiketi taşıyan zulme, istibdada, gadre ve gaddarlığa idi. Kuvvetini baskı ve terörden alan her diktatorya gibi, İttihat ve Terakki idaresinin elinden de insaf ve adalet beklenemezdi ya... "
Tarih göstermiştir ki hangi sultan ya da devlet başkanı etrafına cesur ilim adamları toplayıp onların istişareleriyle devletini yönetmişse o sultan veya devlet başkanı başarılı olmuştur. Kendi başlarına diktatorya kurup alimlere değer vermeyenler de insanlığın hem belası hem de yüz karası olmuşlardır.
"Şiddet ve adaletsizlik her toplumda mevcuttur. Komünist istibdadın özelliği ise kanunsuzluğun kanun ve düzen kılıfına bürünmüş olmasıydı. Bu ikiyüzlülük, genel bir kafa karışıklığına neden oluyordu. Bazı insanlar, bu gibi sistemler dahilinde neyin yalan neyin öğrenemeden yaşayıp ölürler. Saf bir şekilde basına, iktidara, resmî açıklamalara inanarak her daim yanılgı içerisinde, gayriihtiyari ve şuursuz bir şekilde yalanları ve zulmü destekleyerek yaşarlar. Bunun gibilerden sık sık insanı hayrete düşüren şu naif açıklamayı duyarsınız: “Ama gazeteler öyle yazmıştı." Diktatorya ve bu tür olan bitenden habersiz ve ahmaklaştırılmış kitleler, birbirlerini var eder ve beraber hareket ederler."
94 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.