Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birazcık sabretmeyi öğrenmemiz lazım. Dile kolay tabi...
"Onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a güvenip dayanırsa Allah ona yeter. Allah buyruğunu mutlaka gerçekleştirir." Talak Suresi, 3. Ayet
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
Reklam
_Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Üzülme, kızma, sadece anla. İnsanlara kahkahalarla gülmek ya da nefret duymak yerine onları anlamak için çaba sarf ettim. _Tutkulardan kurtulup özgürleşmek için, eylemlerimizin gerçek nedenlerini anlamalıyız. Anlamak, onları dönüştürür. _Aklın kılavuzluğunda yaşayan insan başkasının kendisine olan nefretine,
_Nasıl oldu da 1000 yıldır ordu gibi birbirine kenetlenen bu millet, kurdun saldırdığı sürüye döndü? Farkında mısınız ayağımızın altındaki zemin her gün biraz daha kayıyor ve tutunmak için sarıldıklarımız bir bir elimizde kalıyor. Cumhuriyetle birlikte eğitim reformuna girişip eksiklikleri gidereceğimize, daha da güdük hale geldik. _Özgürlük
_Ölüm, felsefenin gerçek ilham perisi veya esinleyici gücüdür ve bu sebepten ötürü Sokrates felsefeyi, “Ölüme hazırlık” diye tarif etmişti. Gerçekten de ölüm olmasaydı felsefe yapmak kolay kolay mümkün olmazdı. Bütün dini ve felsefi sistemler esas itibariyle bu amaca yönelir ve öncelikle ölümün kesinliğine karşı bir panzehirdir. Düşünen akıl
_Asıl mesele, şimdiye dek kimsenin görmediğini görmek değil fakat daha çok şimdiye dek kimsenin düşünmediği bir şeyi düşünmektir. Dolayısıyla bir filozof olmak, doğa bilimcisi olmaktan çok daha fazla şey talep eder. _Orta çağlar bize tecrübe etmeksizin düşündüğümüzde nereye gideceğimizi gösterdi. Yaşadığımız yüzyıl da düşünmeksizin tecrübe
Reklam
İsviçre'ye sığınan bu insanlar hiçbir zaman İsviçre'de kalacak değillerdi. Avrupa'nın diğer bölgelerinde olduğu gibi, bunlarında düşündükleri Türkiye'ye gitmek, orada yerleşmek ve dil, din ve geleneklerini korumakla birlikte doğacak çocuklarının da Türklük gelenek göreneği içinde büyümesiydi. Fakat Rus sefareti bunları da
RIZA NUR'UN GÖNÜLLÜ SÜRGÜNDEN TÜRKİYE'YE DÖNMESİ Mustafa Kemal'in ölümünden sonra 30.11. 1938'de deniz yolu ile Türkiye'ye döndüğünde rıhtımda Atsız ve eşi Bedriye Hanım karşılamış, yakın dostu ve meslektaşı Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman’ın tahsis ettiği, Taksim'de Şehid Muhtar Caddesi'ndeki apartmanlardan
SONA DOĞRU Her türlü baskı ve mezalime rağmen ne Çarlar ne de Komünist rejim Türk illerini Ruslaştıramadı. Korkunç İvan'ın Altınordu devletini yıkarak o büyük imparatorluğu Moskova'ya bağlamasından itibaren Almanların teşvikiyle, Türk-Tatarları ya Hristiyanlaştırarak Ruslaştırmak, bu olmadığı takdirde ise Türk asıllıları yerlerinden
Gerçek halk ozanı olunca, o ozanın işi zor!
Ozan halkının dertlerini, sevilerini, beklentilerini dile getirmek zorunda. Neden mi? Çünkü vicdanı, kişiliği böyle istiyor, ama gel gör ki egemenler, insanlarımızın uyanmasını istemeyenler, öte yandan korkaklar, bağnazlar, çıkarcılar rahatsız oluyorlardı. Gerçekte Türk halkı, Türk gençliği ne kadar suçluysa gerçek ozanlar da o denli suçlu sayılıyordu. Tabi ya halkın gözü, kulağı, dili olmak kolay değildi.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.