Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evrimin Kısa Tarihi
Başlangıçta... Mütevazı başlangıçlar... Yaşam çamur birikintilerinde kımıldanmaya başlayıp balıklara, sürüngenlere ve nihayet memelilere doğru evriliyor. Ardından sahneye insanlar çıkıyor ve gezegeni kolonileştirmeye başlıyorlar. Başlangıçta sümüksü madde vardı. Darwin'in, insanların insansı maymunların soyundan gelmiş olabileceğine yönelik
Doğal seçilim doğanın kör saatçisidir; kördür, çünkü ileriyi görmez, sonuçları hesaplamaz, görünen bir amacı yoktur.
Reklam
Evrim kuramına göre DNA, rastlantısal olarak ortaya çıkan ve popülasyonda anatomik, fizyolojik ve davranışsal değişiklikleri tetikleyen mutasyonlara uğrar. Herhangi bir yeniliğin yarar sağlaması durumunda, bireyin hayatta kalma ve üreme ihtimali artacak, böylece söz konusu yenilik nihayetinde yavrulara aktarılarak nesiller zarfında tüm popülasyona yayılacaktır. Doğal seçilim adı verilen bu mekanizma, irili ufaklı tüm çeşitleriyle canlılar dünyasının tamamında görülür. Bu çerçevede, atalarımızın evrim yasalarından muaf olduğunu düşünmek için hiçbir neden yok.
Bitkiler nasıl evcilleşti?
Hangi mağara adamının ya da kadınının aklına bir bitkiyi evcilleştirmek geldi ve bu iş nasıl başarıldı? Kuşkusuz ilk çiftçiler aldıkları sonuçlara ulaşmak için moleküler genetik yöntemlerini kullanmadılar. İlk çiftçilerin yeni ürünler geliştirmelerine modellik edecek mevcut hiçbir ürün yoktu. Bu yüzden de ne yapmakta olduklarının farkında
Yaşam dünyaya gelmezden önce, moleküller kimya ve fiziğin bildiğimiz süreçleriyle de ilkel bir evrimleşme geçirebilirlerdi. Tasarım, amaç ya da yönelim aramamıza gerek yok; eğer bir grup atom, enerji eşliğinde kararlı bir yapı alırsa, bu biçimde kalmaya eğilimlidir. En ilksel doğal seçilim, basitçe, kararlı yapıların seçilip kararsızların reddedilmesiydi. Bunda esrarlı bir şey yok. Tanım gereği böyle olmalıydı.
Ancak unutmamak gerekir ki kamuoyunun yaptırımı, başkalarının onamasına ve kınamasına biçtiğimiz değere bağlıdır, bu değerin temelinde de, başlangıçta doğal seçilim sürecinde sosyal içgüdülerin en önemli unsurlarından biri olarak ortaya çıktığından kuşku duyamayacağımız duygudaşlığımız yatar."
Sayfa 196
Reklam
“Darwin'in doğal seçilim yoluyla evrim kuramı doyurucudur, çünkü bize basitliğin nasıl karmaşıklığa dönüşebileceğini, düzensiz atomların kendilerini nasıl olup da daha karmaşık desenler şeklinde gruplandırabildiklerini ve bunu insanları oluşturana kadar sürdürebildiklerini açıklar. Darwin, varoluşumuzla ilgili zor soruya bir yanıt sağlar; ki bu, şu ana kadar önerilen tek olası yanıttır.”
Doğal Seçilim
Metaforik olarak, doğal seçilimin, tüm dünyada, en küçük değişimleri sürekli olarak incelemeye aldığını söylemek mümkündür; kötü olanlar elenir, iyi olanlar tümüyle korunarak biriktirilir. Doğal seçilim sessizce ve hissettirmeden iş görür, fırsatlar elverdiğince, organik ve inorganik yaşam koşulları ile ilişkili olarak, organik varlıkların her birinin gelişip ilerlemesi için çalışır. Sürecin bu yavaş değişimlerinin hiçbirini gözle göremeyiz, ta ki takvimler asırların geçip gittiğini bize işaret edene kadar.
Sayfa 33 - Paloma Yayınevi
Darwinciliğin mantığı, sağ kalan ve doğal seçilimin filtresinden geçen yaşam hiyerarşisindeki birimin bencil olmaya meyledeceği sonucuna varır. Dünya üzerinde sağ kalan birimler, hiyerarşik düzende kendi seviyelerinde olan diğer rakiplerinin arasında sağ kalmayı başarabilen birimler olacaktır. Bu, tam olarak bencil kelimesinin bu bağlamdaki anlamıdır. Soru, sergiledikleri eylemin seviyesinin ne olduğudur? Vurgunun düzgün bir şekilde son kelimede olduğu haliyle bencil genin tüm fikri, doğal seçilim biriminin (yani kişisel çıkar biriminin) bencil canlı bireyi değil, bencil grup değil, bencil tür veya bencil ekosistem değil, bencil gen olduğudur. Çok uzun nesiller boyunca, bilgi şeklinde, ya sağ kalan ya da kalamayan şey işte bu gendir. Genlerden (ve tartışmaya açık olarak memlerden) farklı olarak, canlı bireyi, grup ve türler, bu anlamda bir birim vazifesi görebilecek doğru türden varlıklar değildirler çünkü kendilerinin birebir kopyalarını türetmez ve böylesi kendi kendini kopyalayan varlıkların oluşturduğu bir havuzda rekabet etmezler. Genlerin yaptığı şey ise tam olarak budur ve bu, bencilin özel Darwinci anlamı içinde, geni bir "bencillik" birimi olarak belirlemenin (esasen mantıklı) gerekçesidir.
Evrimin doğal seçilimle işlediğini açıklayan Darwinci görüş, sahip olduğumuz iyilik, ahlak, namus, duygudaşlık ve merhamet gibi eğilimlerimizi açıklamakta ilk bakışta yetersiz kalır gibi görünür. Doğal seçilim, açlığı, korkuyu ve cinsel arzuyu kolayca açıklayabilir, ki bunların hepsinin sağ kalmakta ya da genlerimizin korunmasında kolayca anlaşılır katkıları vardır. Fakat yetim bir çocuğu bir kenarda ağlarken fark ettiğimizde, yaşlı bir dulun yalnızlığına ve umutsuzluğuna tanık olduğumuzda ya da acılar içinde inleyen bir hayvanı gördüğümüzde hissettiğimiz iç burkucu merhamet hissi ne anlama gelir? Dünyanın öbür ucunda yaşayan, asla tanışmayacağımız ve yüksek olasılıkla yaptığımız iyiliğin karşılığını veremeyecek olan tsunami mağdurlarına, ismimizi vermeden, giysi, para gibi hediyeler göndermemizi sağlayan güçlü dürtüyü bize ne verir? İçimizdeki bu şefkatli kimse nereden gelir? İyi olmak, "bencil gen" teorisiyle uyumsuz değil midir? Hayır. Bu, teorinin yaygın bir yanlış anlaşılmasıdır; üzücü (ve biraz öngörüyle tahmin edilebilecek) bir yanlış anlaşılmasıdır.** Vurguyu doğru kelimeye vermek gerekir. Bencil gen doğru vurgudur çünkü örneğin bencil canlı bireyi ya da bencil tür ifadeleriyle zıtlık oluşturur.
Reklam
İnsanın eski ataları da diğer hayvanlar gibi, geçim kaynaklarını aşan bir çoğalma eğilimi göstermiş; dolayısıyla bir varoluş mücadelesine ve onun kaçınılmaz sonucu olan o acımasız doğal seçilim yasasına maruz kalmış olmalıdır.
Sayfa 70
Doğal seçilim teorisi gerçekten basittir. Ve ilk başlangıcı de öyledir. Öte yandan, açıkladığı şey ise neredeyse kelimelerin ifade edemeyeceği kadar karmaşıktır: Hayal edebileceğimiz her şeyden karmaşıktır ve onu tasarlama yeteneğine sahip bir Tanrıya ihtiyaç duydurtmaz.
Evrim ve doğal seçilim bütünüyle devrim niteliğindedir.
Sayfa 102
Darwin, Türlerin Kökeninde varyasyonal evrimin farklı yönlerine ilişkin beş temel kuram oluşturdu: (1) Organizmalar zaman içinde sürekli evrimleşirler (biz bunu evrim kuramı olarak tanımlayabiliriz). (2) Farklı organizma çeşitleri ortak bir soydan türemiştir (ortak soy kuramı). (3) Türlerin sayısı zaman içinde artar (türlerin çoğalması kuramı veya türleşme). (4) Evrim, popülasyonların aşamalı değişimiyle oluşur (süreklilik kuramı). (5) Evrimin mekanizması, çok sayıda biricik birey arasında hayatta kalma ve üreme açısından farklılıklara yol açan, kısıtlı kaynaklar için rekabettir (doğal seçilim kuramı).
Cinsel seçilim, organizmanın bir özelliği onun hayatta kalmasını sağladığı için değil, üreme başarısını desteklediği için seçildiğinde gerçekleşir. Darwin cinsel seçilimi doğal seçilimden ayrı bir şey olarak gördü; ama bugünlerde çoğu biyolog onu doğal seçilimin bir alt türü olarak görüyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.