“Düşünme ne demektir?” sorusu dört şekilde sorulabilir. Soru şöyle soruyor:
1. Düşünme sözcüğü ile adlandırılan şey nedir?
2. İnsan, yani şimdiye kadarki öğreti olan mantık, düşünmekten ne anlıyor?
3. Düşünmeyi doğru bir şekilde icra etmemiz için gerekli olan nedir?
4. Bizi düşünmenin içine doğru emreden şey nedir?
Sayfa 137 - PdfKitabı okudu
Bizi düşünmenin içine doğru yönlendiren [verweist] ve bu yönde talimat veren [anweist] o şey nedir?
Sayfa 129 - PdfKitabı okudu
Filozof için esas olan diğerlerinden farklı düşünmek
Rousseau, Emile ya da Eğitim Üzerine isimli kitabında söylemiştir"Filozoflar gerçeği keşfetmeye istekli olsalar bile aralarından kim gerçekle ilgilenirdi ki? Her biri, kendi sisteminin diğerlerininkinden daha iyi temellere dayanmadığını bilir, yine de onu savunmayı bırakmaz çünkü bu sistem kendilerine aittir. Doğru ile yanlışı öğrenmeye ulaşan kimse yoktur ki kendi bulduğu yalanı başkası tarafından keşfedilmiş bir gerçeğe
tercih etmesin. Kendi şöhreti için insan ırkını kandırmayan filozoflara ne oldu? Kendi farkını ortaya koymak yerine kalbinin sırlarına başka hedef koyanlar nerede? Cahil halkın üstünde yükselmekten ve diğer filozofların zekâsını karalamaktan başka ne isterler? Onlar için esas olan diğerlerinden farklı düşünmektir. İnananlar arasında ateist; ateistler arasında mümin olurlar." Acı verici içtenlikteki o adamın bu üzücü itiraflarında ne çok gerçek bulunmakta
Sayfa 58 - Ketebe, Çev:Beyza FıratKitabı okudu
Savaşçı'nın niyetinin saflığını keşfetmesi anına tanıklık etmiş oldunuz! Savaşçı kendi seçimlerinden sorumludur; yaşamında kendi olarak var olabilme mücadelesi onun mücadelesidir. Karşıdan bir şey beklemeden harekete geçen kişi o olur; kendine, evrene ve yaşama güvenerek, niyetinin saflığı içinde “doğru adımi" atar! Bir tek şeyden sorumludur; niyetinin saflığı içinde
düşünmek, hissetmek ve davranmak.
Sayfa 153 - Kronik Yayınları
Platon'a göre bir nesneyi genel anlamda bilmek için ilkin "Bu nedir?" diye sormak gerekir. Bu sorunun yanıtıyla biz söz konusu nesneyi bir kavram altına sokmuş, yani sorulan soruya verdiğimiz yanıtla bir yargıda bulunmuş oluruz. Örneğin "Bu nedir?" "Bu bir insandır." gibi. İşte bilgi, karşımızda duran nesnelerle
Sayfa 182Kitabı okuyor
Felâketler karşısında ne kadar hazırlıklıyız?
Bir okulda deprem tatbikatı yapılacakmış. Okul müdürü yıllardır tatbikat yaptığı için sıkılmış olsa gerek farklı bir şey denemeye karar vermiş. Toplamış öğretmenleri ve "Yıllardır aynı şeyi yapıyoruz. Bu sefer sirenleri çocuklar teneffüsteyken çalalım, bakalım ne olacak?" demiş.
Birkaç öğretmen bu fikre itiraz etmiş ama müdür kararlıymış. Gerçekten de yüzlerce çocuk teneffüste bahçede neşeyle oynarken sirenleri çalmışlar.
Çocuklar sireni duyar duymaz koşturarak okula girmişler. Ne olduğunu anlayamayan öğretmenler de çocukların peşinden koşup okula girmiş. Sınıflara çıktıklarında, öğrencileri yaşam üçgeni oluşturmak için sıraların yanına çömelmiş halde bulmuşlar.
Sirenler susunca da daha önce yaptıkları gibi hep birlikte yine bahçedeki toplanma alanına doğru koşturmuşlar.
Galiba çocuklara düşünmek haricinde her şeyi öğretmişiz. Müfredat yetiştirme derdine düşüp insan yetiştirmeyi unutmuşuz. Artık öğretmeyi bırakalım da, biraz düşünsünler.
Pazartesi okullar açılıyor. İlk derste yoklama alırken, bir de Descartes'e göre mevcutları yazalım.
Bakalım sınıfta kaç kişi var?
Doğru düşünebilmek için ilkel düşünmek gerekiyor.
...
" Gerçek düşünce, bizi iyi, doğru ve güzel davranışa götürür. Bu yüzden düşünmek, salt zihinsel bir eylem değildir. Sahih mânâda düşünmek, bütün varlığımıza nüfuz eder. Bizi sarıp sarmalar ve dönüştürür."
...
"Kimse senin gibi düşünmese bile doğru olduğuna inandığın şeyi yapmayı bırakma".
Kopyala-yapıştır insanlar...
İnsanın kendisine özgü bir fikriyatı olmalı. Belli bir "güruh"a veya "taraf"a ait hissetmek, onların her doğrusunu doğrunuz, her yanlışını yanlışınız bilmeyi gerektirmiyor. Ancak kendi akıl süzgecimizden geçirip muhakemesini yaptığımız doğru ve yanlışlarımız olmalı. Bunun için de ancak düşünmek, sorgulamak, okumak, araştırmak gerek.
Sorgulayan bir nesil
Bir okulda deprem tatbikatı yapılacakmış.
Okul müdürü yıllardır tatbikat yaptığı için sıkılmış olsa gerek farklı bir şey denemeye karar vermiş. Toplamış öğretmenleri ve "Yıllardır aynı şeyi yapıyoruz. Bu sefer sirenleri çocuklar teneffüsteyken çalalım, bakalım ne olacak?" demiş.
Birkaç öğretmen bu fikre itiraz etmiş ama müdür kararlıymış. Gerçekten de yüzlerce çocuk teneffüste bahçede neşeyle oynarken sirenleri çalmışlar.
Çocuklar sireni duyar duymaz koşturarak okula girmişler. Ne olduğunu anlayamayan öğretmenler de çocukların peşinden koşup okula girmiş. Sınıflara çıktıklarında, öğrencileri yaşam üçgeni oluşturmak için sıraların yanına çömelmiş halde bulmuşlar.
Sirenler susunca da daha önce yaptıkları gibi hep birlikte yine bahçedeki toplanma alanına doğru koşturmuşlar.
Galiba çocuklara düşünmek haricinde her şeyi öğretmişiz. Müfredat yetiştirme derdine düşüp insan yetiştirmeyi unutmuşuz. Artık öğretmeyi bırakalım da, biraz düşünsünler.
Pazartesi okullar açılıyor. İlk derste yoklama alırken, bir de Descartes'e göre mevcutları yazalım.
Bakalım sınıfta kaç kişi var?
Alıntı
Korku zihninizi esir aldığında doğru düşünmek zordur.
Sayfa 51Kitabı okudu
"Asım'ın parası var. Bu da yadsınamayacak derecede önemli bir faktördür. Yani Asım bir kitap alırken onun fiyatını düşünmek durumunda kalmıyor. Bunu her gençte görmek mümkün değil. Öyleyse her gence tavsiye edemezsin. Hakaret eder gibi, bu imkanların yoksa sen adam olamazsın demeye getirmek istemem çünkü bu doğru değil. Herkesin benim söylediklerimden kendi imkanları dahilinde mümkün olanları almaları ve uygulamaları yerinde olacaktır."
Sayfa 88Kitabı okudu
