Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yeni bir yer­de geçirilen iki gün, hep aynı yerde geçen birbirinin benzeri gün­lerle tüketilmiş, yorgunluklarla pelteleşmiş otuz yıla bedeldir doğrusu. Alışkanlıklar, iyice parlamış bir kaldırım taşını yalarca­sına zamanı yontuyor. Yeni bir dünya, her dem yepyeni bir dün­ya, her an taptaze bir dünya, cennet bu olmalı işte.
Sanki bir akvaryumun içinde Yapayalnız kaldım da ben Yanımda başka akvaryumlar ve İçinde başka birileri Doğrusu müthişti bu, denizin icat ettiği bir mezarlık gibiydik Başka değil
Reklam
Olup biten her şeyden böylesine bire bir etkilenmeyi, her şeyi yüreğimin en derinlerinde hissetmeyi istemezdim doğrusu.
Bir anı defterinde Trabzon'un güzelliği
Evliya Çelebi’nin hakkı varmı : "Burası gül ve reyhan ve erguvan açar" bir belde. Daha doğrusu, Karadeniz'in sakin suları kenarında yeşil bir dağın eteğinde, çimenler arasına uzanmış , başında baharın en zengin çiçeklerinden buket yapılmış güzel ve zarif bir kızı hatırlatıyor. Bahar şehrin görünüşünü şenlendirmiş .
İşin doğrusu, "Bir şekilde çoğunluğun üzerine çıkmaya mecburum" şeklindeki zorunluluk hissi veren düşüncelerimden dolayı ders çalışıyordum.
Doğrusu,ben kendime her zaman bir zorluk çıkarmanın yolunu bulma ustası olmuşumdur .
Reklam
Yapamıyorum. Galiba benim olayım da bu; yapamamak, daha doğrusu harekete geçememek, harekete geçememek ve son kullanma tarihi geçmiş ihtimalleri dön dolaş düşünmek.
Sayfa 111Kitabı okudu
Sözün özü şu: 67 yıllık Amerikancı-islama gelenekten gelen, Menderesçi, Necip Fazılcı AKP, gerçekten antiemperyalist, Amerikan karşıtı olabilir mi? Dogrusu şüpheliyim! Ancak Türkiye, eninde sonunda Atatürk'ün tam bağımsızlık yoluna dönmek zorundadir. Baska kurtuluş yolu yoktur.
“Karışık şeylerin hepsi hayata benzemez mi? İçinde her şey var. Daha doğrusu peşine hayat kelimesini taktığımız ne varsa hayat içinde, bir hayattır: Aile hayatı, mektep hayatı, askerlik hayatı… Bütün bu hayatların hülasası şudur: Hayat ve manası da şudur: İçinde zindan, bahçe, cennet, cehennem, her şey olmak.”
Sayfa 302Kitabı okudu
Daha doğrusu her aşkın köhne ve ebedî meselesi içindeyim: "Beni seviyor mu?" ve "Ne kadar?" Büyükanne, hala, teyze, koskoca insanlar bunun cevabını beş yaşındaki çocuktan bile istiyecek kadar zayıftırlar. Bambino küçük ellerini derece derece açar, "Beni ne kadar seviyorsun sualine "Oda kadar," "Ev kadar." "Dünya kadar," cevaplarını verir. Sevgisini adamına göre derecelendirmesini ve ölçmesini beş yaşında öğrenmiştir. Koketrisi de vardır. Her zaman doğruyu söylemez. Cevabını menfaatine veya merhametine göre ayarlandırır. Büyüklerden daha büyük olacağı ânı yaşamaktadır. Tahtından aşk ihsanları dağıtır. Bu çocuktan daha küçüğüz.
Sayfa 126 - SamimKitabı okuyor
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.