Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu tartışmalarda ulusal kimlik talebinden 'mahcubiyet' duyulmasına en kararlılıkla karşı çıkanlardan biri, İsmail Beşikçi'dir. İsmail Beşikçi (doğ. 1939), bir "Türk" sosyolog olarak, Doğu Mitinglerinin Analizi (1967) ve Doğu Anadolu'nun Düzeni (1969) kitaplarıyla Kürt tabusunun kırılmasında büyük rol oynamıştır. İzleyen kırk yıl boyunca da, bu konudaki kitapları nedeniyle sürekli takibata uğrayarak, on yedi yıldan fazla hapis yatarak, düşünce özgürlüğü üzerindeki -özellikle Kürt 'realitesiyle' ilgili düşünce üzerindeki- baskının timsali olacaktır. Beşikçi, Doğu Anadolu'nun Düzeni'nde, buradaki geri kalmışlık sorununu ilgili iktidarların ihmaline ve "Ortaçağ kalıntısı" yapıların mevcudiyetine bağlamanın, görüntüyle oyalanmak demek olduğunu savunmuştur. Ona göre, merkezî otorite, feodalizmi kasten tasfiye etmeyerek, feodal güçlerin Batı'daki egemen sınıflarla ittifakını temin etmiştir. Beşikçi sınıfsal analizin Doğu Anadolu'yu anlamaya yetmediğini, "etnik farklılaşmayı" hesaba katmanın kaçınılmaz olduğunu vurgular. Kürt halkının horlanmaya karşı tepkisinin devrimci potansiyeline değinir. Kitap, "devrimci aydınları" ırkçı-faşist şartlanmalardan uzaklaşarak etnik farkın gerçekliğini tanıyan bir "halkların eşitliği" anlayışını benimsemek çağırır. Bu ilk kitabı, Beşikçi'nin 'mahcubiyet' zamanının eseridir. O, DDKO davası sürecindeki tartışmalarda, etrafındakilere millî kimlik savunusunda mahcubiyeti bırakmak gerektiğini telkin edecektir. Sosyalizme verilen önceliğin, Kürt ulusal hakları mücadelesinden taviz vermeye yol açtığı kanısındadır.
Sayfa 844Kitabı okudu
Türk Ansiklopedisi'ndeki Hüseyin Nihâl maddesi ile çeşitli dergi ve gazetelerde O'nu tanıtan yazılarda san'atkâr yönü üç beş cümle ile geçiştirilir. Şâirliğine otuz seneden fazla bir zaman önce İbnülemin Mahmut Kemâl İnal temas ettiği halde hiç bir tenkitçi ele almamıştır. Romanları da şiirinin uğradığı âkıbete uğramış Türkçülüğü
Reklam
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
-NOTLAR:- Yazar: Ahmet Yıldız, lngilizce'de ulus anlamına gelen "nation" kelimesi. Latince'de "doğmak" anlamına gelen "nasci" fiilinin ortacından türetilmiştir. Latince'de "nationem" kelimesi soy ya da ırkı çağrıştırır. Bu asli anlamda ulus, ortak kan ve soy bağı fikrini ifade eder. Edebi
216 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Yıla güzel başladığımı hissettiren bir kitap: Cemo.. Yazarımız Kemal Bilbaşar uzun yıllar öğretmenlik yapmış, İkinci Dünya Savaşı'na kadar Batı odaklı daha çok bireysel konular işlemiş. Savaştan sonra ise kalemini Doğu Anadolu'ya yöneltmiştir. Cemo da onlardan biri. Değirmenci Cano'nun asi ve güçlü kızı Cemo annesini küçük yaşta kaybetmiş. Babası tarafından dağlarda kurt misali büyütülmüş. Bir gün Çancı Memo ile tanışmaları ve evlenmeleriyle asıl olaylar başlar. Kitabı bu şekilde "iki gencin aşkı ve çevresinde gelişen olaylar" olarak özetlemek çok ama çok büyük haksızlık olur. Cumhuriyet'in ilan edilmiş olmasına rağmen hâlâ doğuda ağalık düzeni bulunması, yönetimin parçalı ve batıdan bağımsız oluşu, halkın ağaların zulmüne boyun eğme zorunlulukları, kuma sorunsalı, halk-devlet ilişkisi, sınıf farkı.. İşte en mühim kısımları bunlar olan, hepsinın ilmek ilmek işlendiği destansı bir roman. Doğu'nun ağzı da bir o kadar gerçekçi ve samimiydi. TDK Roman Ödülü alması da bundan olsa gerek. Devam kitabı Memo'yu da tez vakitte okuyacağım zira tadı damağımda kaldı..
Cemo
CemoKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 20151,636 okunma
DİYELİM Kİ NÂZIM HİKMET... Diyelim ki Nâzım Hikmet, 20 yaşındayken "Anadolu'dan Batum yoluyla Moskova'ya giderken yolda bir kazaya kurban gitseydi... 1922 ya da 1923'te Moskova'nın amansız kışında zatürreye yakalanarak can verseydi... Komünist yönetimine duyduğu düşkırıklığını pervasızca dile getirirken bir Sovyet ajanı
Reklam
Nazaretli İsa, imparatorluğun doğu ucunda, Tabi Kral Büyük Herod'un (MÖ 37 - MS 4) yönetiminin son üç yılında Yahudi￾ye adındaki tabi krallıkta doğdu. Yaklaşık on yaşına geldiğin￾de Yahudiye resmen bir eyalete dönüştürüldü. Otuz yaşın￾dayken bir vaiz ve mucize yarahcısı olarak Yahudiye ve Ce￾lile'nin kırsal kesimlerinde dolaşmakta ve
Sayfa 363Kitabı okudu
Siyasal teşkilatlanmanın liderleri Tarih boyunca ortaya çıkan her siyasi hareketin oluşumu, gelişmesi ve nitelikleri, büyük ölçüde, onu şekillendiren ve yönlendiren liderlere bağımlı olmuştur. Türkistanlı aydınların dış dünyada sürdürdükleri millî mücadelede de bu genel kural geçerliydi. Hariçteki Türkistan Mücadelesi'nin, nitelikli kadrolar
Gerginlik Başlıyor
BÖLÜM İKİ İki arkadaşın yolları Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında ayrılmıştı. Kamuoyu önündeki açık tartışma da, Siirt Milletvekili Mahmut (Soydan) Bey'in sahibi olduğu Milliyet gazetesinin 27 Nisan 1933 günlü sayısında, Ankaralının Defteri köşesinde, Millici imzasıyla yayınlanan “Tek Cepheye Sadakat Böyle mi Olur” başlıklı yazıyla
43 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.