Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi kalkıp da milyar­larla oynayan işadamına üretimini şu kadar düşür, doğayı daha iyi kullanalım diyebilir misiniz? Kabul eder mi baka­lım? Bugün petrol tröstlerine, deniyor ki, yapmayın, Alaska'nın kuzeyini delmeyin, oranın çevre şartlarını allak bul­lak emeyin. Mümkün mü? Olmuyor. Adam bundan vazge­çer mi? Kazanç elde etmek, tutkudur,
...Ben seni düşünüyordum. Çünkü geceydi. Sevişme zamanıydı insanların. Yalnızdım. Beni kuşatan duvarlar birer beyaz çarşaftı bu saatte. Kapılar tüylü, yumuşak battaniyelere benziyordu. Ben seni düşünüyordum. Kimbilir ne güzeldin soyundoğun zaman? Nasıl kadındın? Nasıl öpüşürdün kimbilir? Nasıl kadın kadın kokardı her yerin? Tutup avuçlarıma sığdırıyordum seni, gözlerime, dudaklarıma sığdırıyordum. Sensiz kahrolmak vardı. Seninle yaşamak vardı dolu dizgin. Seninle her gece birbirimizi yenilemek vardı odalarda. Odalara sığmamak vardı. Bir sel gibi taşmak vardı gecelerden. Elimi uzatsam tutabilirdim seni, öyle yakındın. Zamana kokun sinmişti. Belki de uzaktın günlerce koşsam yetişemezdim sana. Zamana kokun sinmişti. Tuttum resmini indirdim duvardan. Duvar ağlamaya başladı.
Reklam
Kader Kapıyı Çalıyor
Gelme diyorsun Bu gel demektir Birazdan güneş doğacak Dolu dizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim...
Sayfa 9 - Özgür Yayınları - 7.Baskı - 1961Kitabı okudu
_ Daha Kuran Ne Desin! Cengiz Numanoğlu     Ey insan! Yaşıyorken, hem de Kur'ân çağında; Çırpınıp duruyorsun, cehâlet batağında.
Sayfa 85 - ÇıraKitabı okudu
Gelme diyorsun Bu gel demektir Birazdan güneş doğacak Dolu dizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim Gümüş mahmuzların parlaklığınca Yağmur nal izlerini örtmeden Sana geleceğim Bekle beni
Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla Bazen sessiz sevdasın ipekten kanatlarla Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarda Adını yazıyorum bulduğun fırsatlarla Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla Sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla. Ne olur bir gün
Sayfa 268Kitabı okudu
Reklam
Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik; Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik! Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: ilerle! Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle... Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan, Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan. Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla.., Cennette bugün gülleri açmış görürüz de Hâlâ o kızıl hâtıra titrer gözümüzde! Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik, Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!
Sonra saçlarının alnına düşmesi hisli ve ılık Şarkılarla denizlerle gecelerle beraber Gitmek dolu dizgin atların hızında ilk limana Ve yakmak aşka demir almış bütün gemileri.
Sensiz kahrolmak vardı. Seninle yaşamak vardı dolu dizgin. Seninle her gece birbirimizi yenilemek vardı odalarda. Odalara sığmamak vardı. Bir sel gibi taşmak vardı gecelerden. Elimi uzatsam tutabilirdim seni, öyle yakındın. Zamana kokun sinmişti. Belki de uzaktın, günlerce koşsam yetişemezdim sana. Zamana kokun sinmişti. Tuttum resmini indirdim duvardan. Duvar ağlamaya başladı.
Sayfa 120Kitabı okudu
Gelme diyorsun Bu gel demektir Birazdan güneş doğacak Dolu dizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim Gümüş mahmuzlann parlaklığınca Yağmur nal izlerini örtmeden Sana geleceğim Bekle beni
Reklam
Duygu ile düşüncenin dansında, duygusal yetenek akılcı zihinle el ele verip düşüncenin kendisini devreye sokarak –veya devreden çıkararak– kararlarımızı her an yönlendirir. Benzer şekilde, düşünen beyin, duyguların kontrolden çıkıp duygusal beynin dolu dizgin gittiği anlar hariç, duyguları idare eder.
Rakı açalım...
İyi ama doktorcuğum, mesela, nasıl sevinmem dolu dizgin, gördükçe ben komünist, burda komünizmin elle tutulur hale geldiğini, yahut bu nisan ayında fransa seçimlerinde en çok bizimkilerin oy aldığını?
Git diyorsun Nereye gideyim
... Bırakalım bu dünya alabildiğine dönsün Ölmekse daha kolay ne var Yaşamaksa sensiz mümkün değil ... Git diyorsun Nereye gideyim Birazdan gece olacak Ağır kılıçlar parçalayacak yüreğimi Pis bir koku gibi çökecek üstüme yalnızlığım Seni düşüneceğim stepler ortasında yorgun, kimsesiz Dolu dizgin atlılar geçmeyecek yüreğimden Bir gözümde gümüş mahmuzların pırıltısı hazin Bir gözümde bozulmuş nal izleri Durup durup ağlayacağım...
Sayfa 19
Kader Kapıyı Çalıyor
Gelme diyorsun Bu gel demektir Birazdan güneş doğacak Dolu dizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim Gümüş mahmuzların parlaklığında Yağmur nal izlerini örtmeden Sana geleceğim Bekle beni
Sayfa 5
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.