Belki...
Sesim bir çığlık olsa bütün ağaçların dallarından, insanların girmeye korktuğu ormanlarda duyulsa , ölü aşkların diyarında bir müzik olsa, ihanetin, tutkunun, ihtirasın temsili olan bir dansın açılışını yapsa ve son dönemeçte herkesin eli, onu tutan parmaklar tarafından koparılıp atılsa, son topuk sesi duyulsa , müzik nihai gürültüsünü sesiz birkaç gözyaşı damlasıyla bastırsa belki...
Belki o zaman duyulurdu bunca zaman anlatmak istediklerim.
Sayfa 274Kitabı okudu
Onu gördüm ve içimde bir şarkı çaldı.
Onu gördüm ve aklıma ilk gelen şey çocukluğum oldu.
Onu gördüm ve sanki içimdeki fırtına dindi.
Onu gördüm ve bütün renkler parlamaya başladı.
Gördüm ve daha önce bana bir şey anlatamayan şiirler bir anda anlam kazandı.
Sanki kapı çalınıp çocukluk arkadaşınız yıllar sonra tekrar çıkagelmiş gibi...
Unuttuğunuz bir anıyı bulmak gibi...
Çok eskide kalmış, yıllar sonra yeniden duyduğunuz anda geçmiş bir zamanı size taşıyan bir şarkı gibi...
Karmaşık dağ yollarında kaybolduktan sonra birdenbire bir dönemeçte denizle karşılaşmak gibi...
Sayfa 107Kitabı okudu
"Hem hayat yolunda bir sonraki dönemeçte karşına neler çıkacağını asla bilemezsin."
Sayfa 226 - Ren KitapKitabı okudu
"Türkiye'de 2007 yılından itibaren hükümetin bilgisi dahilinde, paralel yapı tarafından uygulanan kumpas davaların asıl amacı, bu kritik dönemeçte Türk Donanması'nın komuta yapısı ile moralini bozarak Türkiye Cumhuriyeti'nin asli bir oyuncu olarak Doğu Akdeniz'de arenaya çıkmasını önlemekti. Ancak donanmanın cumhuriyetçi ruhunun ölümsüzlüğü önlenememiştir. Bugün donanma tekrar Doğu Akdeniz'dedir."
Çocuksun Sen
Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte
Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum
Ahmet Telli
“Kendimle bir dönemeçte koşan iki çocuğun çarpıştığı gibi karşılaşmışım da hangisinin ben olduğuma karar veremediğim o çok kısa zamanın habire tekrarlanmasından perişan çarçabut gibi ağzım, yorgunum. biraz da.”
Sayfa 85Kitabı okudu
“Oysa hayat, akıp giden bir ırmak gibi her dönemeçte suyunu çoğaltıyor ve tazeleniyor.”
Sayfa 69
Kendimle bir dönemeçte koşan iki çocuğun çarpıştığı gibi karşılaşmışım da hangisinin ben olduğuma karar veremediğim o çok kısa zamanın habire tekrarlanmasından perişan çarçabut gibi ağzım, yorgunum biraz da.
Sayfa 94Kitabı okudu
Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte
Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum
Mutluluk da yorar insanı. Pırıl pırıl bir ırmakta yüzüyorsun, mutluluk dediğin bu. Bir kıyıda, bir dönemeçte arada bir ortaya çıkıveren pis bulanık akıntılardan uzaklaşacaksın, güçlü kulaçlar atman gerek. Sık sık oldu mu da, yoruluyor insan. Timsahlar, suaygırları, ağulu yılanlar da var ırmakta. Ne çok düşmanı var mutluluğun...
Sayfa 482Kitabı okudu
Angara'dakiler hökümet bizim olsun da nası olursa olsun derler. İşleri güçleri yapcaz, etcez demekten öte gitmez.
Sayfa 189
"Parti hiçbir zaman yanılmaz," dedi. "Siz ya da ben hata yapabiliriz, ama Parti asla. Bakın yoldaş, Parti sizden ve benden ve bizim gibi binlerce kişiden daha fazla bir şeydir. Parti tarihteki devrim idealinin vücut bulmuş halidir. Tarihin çekincesi de tereddütü de yoktur. O yolunu hiç şaşırmadan amacına doğru akıp gider. Yolunun üstündeki her dönemeçte fazladan taşıdığı çamuru ve ölülerin cesetlerini bırakır. Tarih yolunu bilir, hata yapmaz.
Ve de... Tarihe yüzde yüz inanmayan kişilerin Parti'nin saflarında yeri yoktur."
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte çocuksun sen.. Ahmet Telli