Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
En dramatik intihar fiziksel değil kişiliğin intiharıdır.
Sayfa 244 - Qədim Qala. Nəşr: 13Kitabı okudu
Reklam
İnsanoğlunun dört bin yılda yaptığından daha fazlası son yirmi yılda kat edildi. Dünün en popüler anlayışlarından biri olan Japon Kaizen anlayışı da bu döngüden nasibini aldı ve yerini başka bir anlayışa bıraktı. Kademeli yavaş iyileşmeyi öngören Kaizen, hızlı değişim karşısında dayanamadı ve yerini Kakushin yasasına bıraktı. Kakushin, yani “dramatik dönüşümler Anlayışı.” Kademeli yavaş iyileşmeyle kimsenin kaybedecek vakti yok çünkü. Artık kimse kademeli işlerle ilgilenemiyor. Değişim o kadar hızlı ki sadece çığır açıcı hamleler ve dramatik sonuçların kalıcı olabileceği gerçeği tüm açıklığı ile ortada. Kaizenin simgesi Toyota bile “dramatik dönüşümler” fikrinin Japonca karşılığı olan Kakushin anlayışına daha yakın olduğunu açıkladı
Bazı iş olanakları-Hastalıklı Kariyer Fırsatı
Dramatik yeteneklerin işe yaradığı tek meslek oyunculuk değildir. Eğer ağlama yeteneğiniz varsa, moirolog denilen profesyonel cenaze yasçısı olarak kariyerinize devam edebilirsiniz. Bu meslek ilk defa M.Ö. 156 tarihinde Antik Çin'de ortaya çıkmıştır. Moirologlara temel olarak cenazelere gelmeleri ve gözyaşı dökmeleri için para veriliyordu. Bu uygulama bugün hâlâ Çin ve Ortadoğu'da devam etmektedir. Siyah giyinen ve ağlayan yas tutuculara saatte 40-45 pound karşılığında ödeme yapılmaktadır.
Sayfa 152Kitabı okudu
Aksilikleri Aşma (...) Aksilik veya krizle karşı karşıya kaldığınızda yapabilceğiniz birbirinin zittı iki seçenek vardır. 1. "Elinden geleni ardına koyma!" tavrı ile mücadeleye girişme. 2. Başınızı kuma gömüp hepsinin kendiliğinden kaybolmasını umut etme. İlk yaklaşımdaki insanlar, kapasitelerini esnetmeye ve test etmeye zorlayan
Sayfa 136
Binboğalar Efsanesi
Yasar Kemal'in sözleriyle "bu bir yörük obasinin gercekci romanidir. Obanin yok olusunun hikayesi, belki de agitidir. Bu tükenen yörük obasi, koca osmanliyi, selcukluyu, daha nice devletleri kurmustu." Cumhuriyet döneminde çıkarılan iskan yasasiyla Çukurova'ya kışlak, Aladagi yaylak belleyen Türkmen göçmenlerin, gõcecek konacak bir karış toprak bulamamalarinin dramatik hikayesidir. Her gelen toprak parası ister, toprağa herkes sahip çıkar. Bir türlü rahat yüzü görmez Türkmenler. "Bu sulara biz ad verdik, bu daglara, bu yerlere... Çukurova'nın her taşı, toprağı,kayası bir Yörük ovasının adını taşır. Su Çukurova bizim degil miydi? Nerden sahip oldular, ne için, nasilsahip oldular kislaklarimiza ne zaman nereden geldiler, kimden istediler,kimden aldılar, ne kadar para döktüler, ne kadar koyun verdiler de sahip çıktılar kişlaklarimiza? Biz cukurovada var iken bunlar nerdeydiler? " Boğazım düğüm düğüm okudum. İnsanları ve kültürleri tanıma konusunda birkac adım daha ilerledigimi hissediyorum. başlangıcında şöyle bir şiir olan roman; ağlar bu mezarlıkta yörükler her gece bıkıp iri yıldızları davar sanmaktan düşünür eski günleri... iskandan önce geride kalmanın hüznü yamanmış yaman. melih cevdet anday
YKY
Reklam
Amin Maalouf, O kadar haklısın ki…
“Bu yüzyılda bizleri tehdit eden bütün tehlikeler arasında bugün en çok öne çıkan, üstünde en çok araştırma yapılan ve en çok belge toplanan konu, küresel ısınmanın yarattığı tehlike; her şey bunun, gelecek on yıllarda, henüz büyüklükleri tam olarak ölçülemeyen felaketlere yol açacağını düşünmeye sevk ediyor bizi; denizlerin seviyesi metrelerce yükselip yüz milyonlarca insanın yaşadığı birçok liman kentini ve kıyı bölgesini sular altında bırakabilir; buzulların yok olması ve yağış düzeninin değişmesi nedeniyle, önemli nehirler kuruyabilir, ki bu da ülkelerin çölleşmesine yol açar. İklimde yaşanacak böylesi bir değişikliğin yol açacağı trajediler, toplu göçler, kanlı savaşlar akla geliyor ister istemez. Üstelik bu değişim, uzak ve belirsiz bir gelecekte gerçekleşecekmiş gibi de durmuyor. Çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşamının bundan dramatik biçimde etkileneceğini şimdiden biliyoruz; 20. yüzyılın ikinci yarısında doğmuş olan kuşakların da bunun sıkıntısını çekmeleri olası.”
İbn el-Athir üzüntüyle Moğol fetihlerinin "İslam ve Müslümanlara yönelik öldürücü saldırılarını ilanı" olduğunu yazıyordu. Biraz dramatik bir ekleme yaparak şöyle devam ediyordu: "Keşke anam beni doğurmamış olsaydı ya da bunlar olmadan önce ben ölmüş ve unutulmuş olsaydım!" Kanlı ayrıntıları yazmayı kabul etmedi ki tek nedenini de "birkaç arkadaşım bunları yazıya dökmem konusunda ısrar etti" diyerek açıklıyordu. İstilayı, yüce Allah'ın Hz. Adem'i yaratmasından bugüne kadar... genel olarak tüm insanların, özellikle de Müslümanların başına gelen...en büyük yıkım ve en korkunç felaket... sözleriyle tarif ediyordu. Kıyas yaparak Moğol tarihi öncesinde en kötü katliamların Yahudiler'in başına geldiğini fakat moğolların tek bir şekilde kırdıkları Müslüman sayısının bile tüm İsrailoğullarının sayısını aştığı için Müslümanlara yapılan bu saldırının daha kötü olduğunu kaydediyordu.
Sayfa 171 - Kronik KitapKitabı okudu
dostum! gerçeğin melankolisi olmaz..
Şu yaşam denen şey nasıl da dramatik! Harry, bütün bunları bir kitapta okumuş olsaydım hiç kuşkusuz ağlardım. Oysa şimdi sahiden oldu ya, her şey öyle olağanüstü geliyor ki gözyaşlarım akamıyor..
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.